4. Bölüm 'Bela'

278 86 542
                                    




Gözlerimi o an sıkıca yumup burada olmamayı o kadar diledim ki sanki gerçekten toz duman olup ortadan kaybolabilecekmiş gibi... 

Bağırış ve çığlıklar eşliğinde koşarak kalabalığın arasından Deniz'e ulaşmaya çalıştım. Zeynep elleriyle ağzını kapatmış geçirdiği şokun etkisiyle hiçbir müdahalede bulunamıyordu.

"Durun!" 

Bağırarak Deniz'in ellerini Kerem'den kurtarmaya çalıştım. Tişörtünden tutup onu çekmemle öfkeden deliye dönmüş gözlerini bana sabitledi. Kerem'de adeta hırlayarak onu tutmaya çalışan Kıvılcım'ı kenara itti. Şu an ikisini takacak ve bakışlarını umursayacak halde değildim. Tüm odağım kendi arkadaşlarıma kilitlenmiş vaziyetteydi.

Deniz adeta tüm öfkesini benden çıkarmamak için kendini zorluyormuş gibi onu tutan ellerimi itip, öfkeden deliye dönmüş kahve gözlerinin önüne düşen sarı saçlarını geriye attı.

"Sakın. Şu an bana dokunma Işıl." 

Onun bana karşı olan bu öfkesini ben daha anlayamadan tekrar Kerem'in üstüne atılmak üzere arkasını döndü.

Fakat Kerem bu anı bekliyormuş gibi Deniz'den daha hızlı davranarak yumruğunu Deniz'in yüzüne indirdi. Ağzımdan kopan küçük çığlıkla yere doğru sendeleyen Deniz'in bedenini tutmaya çalıştım ama çok geçti. Deniz kendini savunamadan Kerem tekrardan Deniz'in üstüne atılmıştı bile.

Herkes onları ayırmaya çalışırken bunu başarmak imkânsız gibiydi. Ne yapacağımı bilemez halde etrafa baktım. Onları bir an önce ayırmam gerekiyordu. Bahçeye doğru gelen nöbetçi hocaları görmemle, Deniz'in halinden daha da korktum.

Zeynep'in yanına koşarak onu sarstım. "Kendine gel! Onu buradan götürmeliyiz yoksa ceza alır." 

Zeynep şoka girmiş ve adeta olduğu yere çakılmıştı. Zeynep'ten medet ummayı bırakarak kendi işimi kendim halletmeye karar verdim. Nöbetçi hocalar ikisini ayırabilirdi ama Deniz fiziksel zarardan kurtulmuş olsa bile müdürün odasına götürülüp ceza alma riskinden kurtulamamış olurdu. İlk günden sicilinin kirlenmesine müsaade edemezdim.

Derin bir nefes alıp Kerem'in önüne doğru adeta bir hışımla zıpladım. Deniz'i hedef alan yumruğu az kalsın benim yüzüme inecekti. 

"Ellerini arkadaşımın üstünden çek!" 

Karşısında beni görmekten ötürü bocalarken gözünün ne kadar döndüğünü ürkütücü derecede koyulaşan siyah gözlerinden anlamıştım. Öfkeden titreyen göz bebekleri benim buluştuğunda inip kalkan göğsünü kontrol altına almaya çalıştı.

Ondan çekindiğimi ve bu halinden korktuğumu anlamaması için başım dik ve kararlı durmaya çalıştım.

Havada kalan yumruğunu ve birbirine kenetlenmiş olan dişlerini sıkarak Deniz'in üstünden kalktı.

Nöbetçi hocalar kalabalığı dağıtmaya çalışırken, Zeynep acıyla inleyen Deniz'in yanına koşarak yerdeki bedenini kaldırmak istedi ama Deniz öfkeyle kollarını savurup onu başından uzaklaştırdı.

Kerem diliyle dudaklarını ıslatıp parmağını bana doğru salladı. Göğüs kafesi hızla kalkıp iniyordu, bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama nefes nefese kalmışken bunu yapamayacak kadar yorgun gözüküyordu.

Avuçlarım öfkeden ve korkudan kaşınıyordu ve tüm bedenim her şeyi parçalamak istercesine adrenalinle çarpıyordu.

Kıvılcım, Kerem'in yanına gelerek kolundan onu tutmaya çalıştı ama Kerem buna yine izin vermedi. Gözlerini üzerime dikmişti ve adeta bana karşı meydan okuyordu. 

KIRIK PLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin