15. Bölüm 'Deli Diyorlar Bana'

169 43 220
                                    




Hepinize merhaba! Yine upuzun bir bölümle karşınızdayım. Bölümde şarkıyı açmanız gereken kısmın sinyalini aldığınızda o kısmı şarkıyı dinleyerek okuyun lütfen. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Sizi seviyorum. İyi okumalar! :)

🍂

İnsanların her zaman geleceğine dair planları ve hayalleri olur. Bu hayalleri gerçekleştirmek adına belli bir yaşa geldiklerinde planlarını bir duvar gibi tuğla tuğla döşerler. Bazıları da imkânsız hayallerin peşinden koşar ve hiçbir tuğla o duvarı inşa etmeye yetmez.

Hiçbir zaman oturup düşündüğümde beni heyecanlandıran bir hayalim. Hayalime ulaşmak için ellerimde duvar oluşturmaya yarayacak tuğlalarımda olmadı. Hiçbir zaman olmayan hayallerimin boşluğunda yaşamadım fakat şu anda o hayalsizliğin boşluğu beni tesiri altına almıştı.

Gelecek kaygısı bile olmayan ben o kaygıda artık boğuluyordum. Ne olmak istediğim, nerede olmak istediğim, kimle olmak istediğim büyük bir soru işareti gibi göz kapaklarımda gizliydi. Gözlerimi kapattığımda o soru işaretiyle bakışıyor, gözlerimi açtığımda da soru işaretimi yok edecek bir nokta arıyordum.

Arkamdaki yalıda hayallerine ulaşmış ya da başkalarının hayallerini çalarak hayatını sürdüren renkli bir dünyanın insanları vardı. Kimisi vergileriyle dünya rekorları kıran adamların eşleri, kimisi baba parasıyla geçinen genç iş adamları, kimisi de sosyetenin esiri olarak kendine eş arayan genç kızlarla doluydu ama asıl önemli nokta hepsinin gerçek kimliklerini saklıyor oluşuydu.

Dış dünyaya yansıttıkları o güçlü ve saf hayatlarından eser yoktu. Bu yalıda buluşan herkes karanlık yanlarını göstermekten çekinmiyordu. Gizledikleri tüm sırları ve herkesten sakladıkları gerçek kişilikleriyle bu yalının çatısı altında çırılçıplaktılar.

O yalıdaki hiçbir karakterin benimle eşleşmediği ve eğer bir hayalim olacak olsaydı bile onlar gibi olmayı dilemeyeceğim tek emin olduğum şeydi.

 Denizin dalgaları hızlanırken soğuk rüzgâr ürpermeme sebep oldu.

Kollarımı göğsümde bağlayarak ısınmaya çalıştım. Deniz çoğu insanı rahatlatırdı ama ben de tam tersi bir etki yaratıyordu. Tepedeki ayın ışığı denize vurdukça içimdeki korkular gün yüzüne çıkıyordu sanki.

Sığ bir denizden daha ürkütücü bir şey vardıysa o da gecenin ışıklarının bile aydınlatamayacağı karanlık bir denizdi. Benim denize baktığımda rahatlayamamamın en büyük sebeplerinden biri de buydu...Dibini göremediğim, içinde neler barındırdığını bilmediğim her şey içimi sıkıştırıyordu.

Tüm ürkütücülüğüne rağmen yine de gözlerimi karanlık denizden ayırmadım. Dalgalar kayalara vurdukça tüm hislerimin de akıp gittiğini hissetmek istiyordum. Her dalganın kıyıya vurduğunda çıkardığı gürültü benim gösteremediğim duygularımın sesiydi... Her dalganın çaresizce kıyıya vurup geri gidişi ise dilime gelip de söyleyemediklerimdi.

Yanıma doğru yaklaşan adım seslerine aldırmadım... Artık onu adım seslerinden tanıyacak kadar incelemiş, bir o kadar da düşünmüştüm.

İçimdeki ona karşı birikmiş olan her söz dalgalarla beraber yok oldu. Başımı geriye doğru yaslayıp bankta aşağı kaydım.

"Yalının en güzel yerini keşfetmişsin."

Ceketini çıkarıp omuzlarıma attı ve bir şey dememi beklemeden yanıma oturdu.

 İtiraz etmedim, ceketini geride vermedim. Şu andan itibaren yapacağım her şey zaman kaybıydı. Gecenin sonuna gelmiştik... Yalıdaki herkes yavaş yavaş evlerine dağılırken biz gecenin sessizliğinde susup oturmayı seçtik.

KIRIK PLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin