11. Bölüm 'Tenimdeki Parmak İzleri'

185 52 214
                                    




Hayatınızda bazen özendiğiniz insanlar olur. Karakteri, hobileri, dış görünüşü. Bu zamana kadar özendiğim kimse olmadı. Naçizane kitap karakterlerini ve filmlerde güzellik algımızı doruk noktalar çıkaran kız karakterleri saymazsak tabii.

İstediğim karakterlere bürünebilme isteğim bir dönem çok fazlaydı. Belki olduğum kişi bana ve çevreme zarar verdiği için ya da kendime yetemediğim için. Şu anda ise hangi karaktere bürünmem gerektiğini bilmiyordum.

Yeni bir sayfa diye geldiğimiz okulda ilk günden olayların başrolü olmuştum. İlk günden hasta bir kişilik tarafından neredeyse darp edilmiştim, o kişiliğin kuzeni belki merhametten belki de mecburiyetten bana evini açmıştı. 

Put gibi davranışın arkasındaki sıcaklığa bir anda inanıp aynı yatağı bile paylaşmıştım. Peki benim olmak istediğim kişi bu muydu? Olayların kızı mı olmak istiyordum yoksa sessiz sakin bu yılı bitirip güzel bir üniversite kazanmak mı?

Diğer yandan yolda beni bırakan dostlarım vardı. Ani bir öfkeyle birbirimize yenik düşmüştük belki de yoksa beş yıllık dostluk kolay mıydı öyle yırtıp atılacak kadar?

Değişeceğim demekle olmuyordu demek ki Işıl Hanım.

Ben ne kadar değişmek istesem de başımı hep karanlık yollara sokuyor ve yanlış kişilerle diyaloga giriyordum.  Belki de eski Işıl'ı özlüyordum...

Cebimden titreyen telefonumu soğuktan kızarıp uyuşan ellerimle zorda olsa çıkardım. Annem... Saat kavramı tamamen aklımdan uçup gitmişti. İki gündür kızını göremeyen annem de artık kuşkulanmaya başlamış olmalıydı. İçimden yardım duası ederek ve korkarak telefonu açma tuşuna bastım.

"Işıl neredesin sen kızım?" En azından sakin bir giriş olmuştu. 

"Sahildeyim annecim biraz hava alıyordum. Evde misin? İşten erken mi çıktın?" dedim sesimden bir şey anlamamasını umarak.

"Kızım ne havası saat nerdeyse ona geliyor kafayı mı yedin sen? İki gündür ne havası bu?" 

Yavaştan kuşkulu sorular gelmeye başlamıştı.

 Al söyle şimdi annene ilk günden başıma bunlar geldi, sonra şunlar oldu ama önemli değil annecim, okulda bir şizofren var onunla atışıyorum, öldürmesin beni diye de dua ediyorum de.

"Işıl sana diyorum!" Hattın diğer tarafından yükselen ses beni gerçeğe döndürmüştü. Bunları söylersem annem okuldakilere bırakmadan öldürürdü beni. 

"Annecim bir şey yok işte yeni okul yeni vakitler diyelim. Hem Deniz ve Zeynep'le beraberdim. Onlarda yeni kalktı bende biraz daha durup eve gelecektim." 

Güzel yalanlar kızım böyle devam et.

"Işıl sana güvenmek istiyorum ama bak sende bir haller var. Lütfen yanlış şeyler yapma anneler hisseder... Şimdi ben evdeyim on dakikaya hastane çantamı hazırlayıp gece vardiyama gideceğim. Dolaba senin için tencerede yemek koydum ısıtıp yersin... Bu sefer kesinlikle sabah seni görmek istiyorum... Bu arada benim saftirik kızım kendi anahtarını da evde unutmuşsun dün saksıdan yedek anahtarı aldın herhalde... Saksıya geri koy. Unutma!"

"Tamam anne merak etme, emirler anlaşıldı. Öptüm!" Annemin bir şey daha demesine müsaade etmeden art arda nefessiz kaldığı cümleleri üzerine telefonu kapattım.

Üzgünüm anne ama maalesef yanlış şeyler çoktan yaptım gibi...

🍂

Saksıdan dün aklıma dahi gelmeyen yedek anahtarı alarak kapıyı açıp içeri girdim. Resmen beynim bu anahtarın yerini bana hatırlatmamışta Kuzey'le kalmam için oyun oynamış gibi hissediyordum. 

KIRIK PLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin