"Motorun mu var?" Eminim şu an ağzım kocaman açılmış bir şekilde tam bir aptala benziyordum."Beğenemedin mi?" dedi, sanki çok lükse tapan bir kızmışım gibi.
Gözlerimi devirip ellerimi montumun cebine soktum.
"Beğenemedim. Ben motordan korkarım. Ki ayrıca genç yaştaki birinin motor ehliyetine de güvenemem."
Blöf yapmıyordum, motorlardan aşırı korkardım. Motorun üstündeyken arabada olduğu gibi bir odanın içinde hissetmiyordum kendimi.
Her yerinin açık olması insanın yüreğine ağzına getirebiliyordu. Kask takmakta kendimi yeterince güvende hissettirmiyordu. Hayatım da bir kere motora binmiştim onda da inene kadar resmen can çekişmiştim.
"Sence şu an bulunduğumuz bu durumda bu ne kadar umurumda olabilir? Bin şu motora artık Işıl."
Doğru. Niye umurunda olacaktı ki? Bu kadar belli etmesine bile gerek yoktu umursamadığını.
Yürüyen bir egoydu.
"Ne umurundaki zaten..." diye söylenerek bana uzattığı kaskı başıma geçirdim. Kendisi kask takma gereği bile duymamıştı.
"Senin kaskın yok mugg?" Kasktan beni duyabiliyor muydu bilmiyordum ama sesim çok komik çıkmıştı. Eliyle kapı çalar gibi kaskıma tıklatmasıyla geriye doğru sendeledim.
Tam yeri boylayacağımı düşünürken ani bir refleksle belimden tuttu ve beni düşmekten son anda kurtardı. Çok güzel yine yere yakın bir şekilde kollarındaydım.
"Işıl... Kaskı sana verdim," dedi dişlerinin arasından.
Sinirlenmiş miydi?
"Ayrıca düşmeden on saniye ayakta duramaz mısın?"
Ellerini itip hemen kollarından sıyrıldım. Kendimden emin bir şekilde motorun arkasına oturdum ve onu bekledim. Yaramazlık yapıp hatasını kabul etmeyen çocuklar gibi gözüktüğümü biliyordum.
Ama beni küçük görürmüş gibi tutumları hiç hoşuma gitmiyordu. Dengemi kaybetmemde benim suçum değildi. Kaska tıklatmasaydı, sarsılmazdım.
Ayrıca sinirlenmesinin sebebi bilhassa arkasına her zaman havalı kızların biniyor olması ama benim onlarla şu durumda uzaktan yakından alakam olmadığı içinde olabilirdi.
Ben motora binen havalı bir kızdan çok kesinlikle sakar bir astronota benzemiştim. Eminim o da benim gibi bir kızla motora biniyor olmasına bozulmuştu.
Derin bir nefes aldığını hissettim. Çok da umurumda değildi açıkçası bende onunla olmaktan pek mutlu değildim. Motora oturduğunda biraz daha arkaya kaymam gerekmişti. Ellerimi arka bariyeri koyarak kendimi güvende hissetmeye zorladım.
"Bana tutunmazsan bir kere daha bu hastaneye geri gelmek zorunda kalırız," dedi kasktan küçücük kalan yüzüme bakarak. Sesindeki alay sinirlerimi bozuyordu.
"Hayatımda ilk defa motora binmiyorum. İlla önümüzdeki kişiye tutunmak zorunda değiliz. Arkadaki tutacaklar boşuna yapılmadı. Ki kaldı ki sana tutunmaktansa bu hastaneye bir daha gelirim daha iyi," dedim sertçe kollarımı önümde bağlayarak.
En azından bu sefer lafı ben sokmuştum. Beni bu sefer yeneme—
Ani bir şekilde gaza basmasıyla panikle ona sarıldım.
"Gördün mü böyle tutarsın işte."
Olayın şokuyla ellerimi beline biraz daha sıkıca sardım. Gerçekten hep önde olmayı ve altta kalmamayı biliyordu. Motor hareket etmeye başladığında en azından birazda olsa yavaş gitmesine şükrettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK PLAK
Novela JuvenilTrajik bir kazayla tüm okul arkadaşları ve kendiside dahil hayatı değişen Işıl yeni adım attığı yepyeni bir okul ve insanların arasında kendi benliğini çözmeye çalışır. Avuçlarında geçmişindeki hataları sebebiyle hep bir kir biriktirdiğini düşünen I...