Episode 21

2.8K 301 42
                                    

Söz verdiğim tarihte atamadığım ve aralar bu kadar uzun olduğu için üzgünüm.
Gerçekten
Bir türlü ilham gelmiyor :'(
Neysem işte bölümün devamı, keyifli okumalar ♡♡

***

"Bir plan mı?" diye sorduğunda bunun gerçek bir plan olabileceğine hiç inanmadığını ses tonundan oldukça net bir şekilde anlamıştım. Yine de bozuntuya vermeyip başımla onayladım.

"Yandaşa ihtiyacımız var." dedim. "Kızıl isyanını gerçekleştiren örgütten bahsediyorum. Artık benim gümüş yeteneklerine sahip bir kızıl kan olduğum bilindiğine göre eminim bize yardım edeceklerdir. Olanları anlatırsak.."

"Atalarımın bunca yıl sürdürdüğü tüm bu düzeni parçalamak isteyen bir grupla anlaşma yapmamı mı öneriyorsun?" diye karşılık verdiğinde hareretli konuşmam sekteye uğradı.

Bir süre suratına boş boş baksam da hemen ardından kaşlarımı çattım. "Düzeni bozmak istemiyorum Kuzey." dedim yutkunarak. "Artık değil."

Ne demek istediğimi anlamadığı yüzündeki sert ifadeden açıktı.

Bir kez daha yutkunup gergince omuzlarımı silktim bir kez. "Bu ülkeyi senden daha iyi yönetebilecek birini tanımıyorum. Bu senin hakkın bilakis. Fakat isyanın sebebi, adalet biliyorsun. Eğer adil bir düzen vaat edersen, Güney'e de kraliçe'ye de meydan okuyabiliriz."

"Adil bir düzen?"

Bakışlarımı kaçırdım. Yanaklarım kızarmıştı bile çoktan söylemek üzere olduğum şey sebebiyle.

"Kızıl bir kraliçe." dedim fısıldar gibi çekingence. Boğazıma bir ağrı çökmüştü sanki.

Oluşan sessizlik uzadığında bakışlarımı kaçırdığım yerden tekrar ona çevirdim istemeden. Titreşen kırmızı göz bebekleri kalbimi tekletti.

"Kızıl bir kraliçe." diye tekrar etti beni daha yüksek bir sesle.

Onun sesinden duyduğumda kulağa daha ütopik gelmişti.

***
Ertesi sabah uyandığımızda aslında ikimiz de gece boyunca uyumamış bir şekilde hazırca kalkmıştık. İkimiz de bir diğerinin uyumadığını biliyor olsak da kimse bu konuda yorum yapmadı. Her şey yolundaymış gibi günaydınlaştık.

Kuzey gecenin izlerini gizleyip yiyebilecel bir şeyler bulabilme umuduyla keşfe çıktığında ben de biraz temizlenmeye karar vermiştim. Üzerimize yapışmış kir, pas ve is kokusu artık rahatsız ediyordu. Saçlarımın bile bir kaç ton rengi solmuştu sanki.

Ellerimle üzerimi silkip ormanın içerisinde duyduğum su sesine doğru ilerledim. Kuzey ne tarafa gitmişti bilmiyordum ama birbirimizi kaybetmemeyi ümit etmekten başka çarem yoktu. Bir an önce bir gölet bulup kendimi temizlemek istiyordum.

Suya yaklaştıkça ağaçlar kısalıyor ve maki benzeri dikenli çalılıklara bırakıyordu kendini. Bir kaç kuşburnu tikeniyle mücadele ettikten sonra nihayetinde aradığım göleti bulabilmiştim. Sevinçle gülümseyip son dal parçasını da ittirip yaklaştım suya.

Üzerimdeki örselenmiş badiyi çıkartmaya yeltendim hemen fakat hareketlerim suyun içerisinde bir in olduğunu görmem ile duraksamıştı. Tedirginlikle, geri gitmek için üstümü yeniden giymeye çalışırken suyun içerisindeki adamın siyah saçlarını ve geniş pürüzsüz sırtını fark ettmemle tedirginliğim yerini daha farklı bir duyguya bırakmıştı.

Kuzey'di.

Yeşilimsi berrak göletin damlaları onun tapılası şekilli sırtında burdan bile görebileceğim kadar ışıltılıydı. Saçlarını elleriyle geriye tarayıp sırt kaslarını gerdiğindeyse bunun ne kadar tahrik edici muazzamlıkta bir görüntü olduğunu hafızamdan silmeye çalışıyordum.

Gümüş Kraliçe - OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin