İYİ OKUMALAR5 Aralık Cumartesi 2020 Sabaha Karşı
Alacalı bulutların grimsi tonlarına eşlik eden mor ve beyaz renkteki şimşekler göz alıcıydı. Bunlara büyük bir ahenk içinde eşlik eden göğün yarılma sesi içime huzursuzluk verirken gün yeni ağarıyordu. Semada gecenin hükmü yavaş yavaş sona ererken gökyüzünü kaplayan gri bulutlar güneşin doğuşunu görmeme engeldi. Bu engeli problem etmedim. Ben zaten güneşi de onun ışınlarını da sevmezdim. Tıpkı şimşekli gök gürültülü havalardan ödüm koptuğu gibi.
Omuzlarıma sardığım kalın yumuş battaniyeye daha da sıkı sarılırken içimde git gide büyüyen korkumla büyük bir savaş halindeydim. Bugüne kadar böyle havalarda yorganın altından çıkmazken bugün korkumun üstüne gitmeye karar vermiştim ama bu kötü bir fikirdi.
Bu korkuyu hayatım boyunca hiç yenemeyeceğime bir kez daha emin olurken gök bir kez daha feryat etti. Ona şimşeğin ihtişamlı renkleri de eşlik ederken istemsizce yerimde sıçradım. Kalp atışlarım normalin üstünde seyrini koruyordu. Biraz daha terasta durursam deli gibi ağlamaya başlayacağımı ve havanın soğukluğundan hasta olacağımın bilincindeydim. Bu yüzden bulunduğum yeri hızlıca terk ederek oturma odasına giriş yaptım.
Geç yatmama rağmen sebepsizce gecenin bir vakti uyanmış bir daha da uyuyamamıştım. Yattığım yatağın ve kaldığım odanın bana dar gelmeye başlamasıyla da kendimi alt kattaki terasa atmıştım. Ne yapacağını bilmez adımlarım beni ikili koltuğa götürürken kendimi koltuğun bir köşesine kıvrılırken buldum.
Güneş her ne kadar aymaya başlasa da kış ayında olmamızın ve fırtınalı hava durumunun getirisinde ortam hala daha karanlıktı. Sadece lambaderlerin aydınlattığı oturma odasında arada şimşeklerin gür ışığı da katılırken bir başıma oturup geçen zamanı düşündüm. Bundan sadece on dokuz gün önce burada kalmayı kabul etmiş, on sekiz gün önce de ilk iş günümü doldurmuştum. Zaman hızla akıp gidiyordu.
Geçip giden bu süreçte bulunduğum yere daha da alışmıştım. İş yerinde kendimi baya sevdirmiş, Aden Sancaktar'ın yaptığı işleri tek tek inceleyerek çok şey öğrenmiştim ve onun kadar olmasa da birkaç küçük, güzel projeye imza atmıştım.
O kadar ince ve güzel düşünen bir kadındı ki bu hayır işlerindeki zekası yadsınamayacak ve hafife alınamayacak kadar iyiydi. Ona daha onu görüp tanımadan hayran olmuştum öyle ki bir ara ciddi ciddi kafayı yaptığı işlerdeki sistematiğine takıp deli gibi yaptığı işleri araştırmış ve incelemiştim. Bir ara her akşam eve yaptığı işlerin dosyalarını taşımış evde de gecelere kadar yaptığı işleri incelemiştim. Yaptığı her işte çalışmalarındaki ayrıntıları özellikle not düşerek ilerlemiş başka bir fikir bulmuşsa da onları da ek not tutmuştu. Yani kısacası onun yürüttüğü her dosya ayrı bir hazine değerindeydi benim gözümde.
Bir iki kere onu tanıyan ve zamanında yeterince yakınlığı olan kişilerin peşlerine arsız gibi takılmış hakkında bilgiler öğrenmeye çalışmıştım. Tabi bu son şeyi Ares'ten gizlice yapmıştım çünkü onu bu deli hareketlerimle korkutmak istemezdim.
Muhteşem üçlüyle aram ilk zamankinden kat be kat iyiydi. Her ne kadar belli bir mesafemiz hala daha olsa da ilk zamankine nazaran baya bir şey aşılmıştı. Tamay'la iyi bir dostluk kurmuştuk ve birbirimizle bu kısa süreçte birçok şey paylaşmıştık. Bu paylaşımları yapan kişi çoğunlukta Tamay olsa da iyiydik.
Bars bana bir kız kardeş edasıyla yaklaşırken Tamer baştaki tavrını zorda olsa üstünden atmıştı. Aslında o kadar komik biriydi ki onunlayken gülmemek elde değildi. Bunu ilk iş günümde Bars'ın odasının önündeyken tanık olduğum konuşmadan da anlamalıydım. Tamer'de efsane bir eğlenme olayı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL -EHVENİŞER-
Teen FictionKitabın yayınlanma tarihi: 07.07.2021 "Sadece bir şeyi merak ediyorum. Neden ben?" dedim. Son sözcüklerimde sesimin titremesine engel olamamıştım. Gözlerim hala daha doluluğunu koruyordu. Sertçe esen rüzgarın şiddeti iyice artarken bedenimi esir ala...