BÖLÜM 32

107 37 0
                                    

Bölüm sonunda görüşelim ama şimdi siz hemen bölüme geçin.

İYİ OKUMALAR

Sessizliğe mahkûm edilmiş bir evde lâl olan o kız bendim. Ama durun burada düzeltmem gereken bir nokta vardı. Bu evin sessizliğe mahkûm edilmesi lâl olan o kızın yüzündendi. Kız, bu ev bir ses cümbüşüne sahipken bile lâldi ama işler o kız yüzünden değişmişti. Kızın kaderi evi sessizliğe mahkûm etmişti.

Dışarıdan gelen gök gürültüsüyle karışık yağmur sesinin dışında evde tek bir ses bile yoktu. Aldığım nefes alışverişlerin sesi bile bir ses değildi bu ev için. Sanki benim hiçbir hükmüm yoktu.

Elimde soğumaya yüz tutmuş böğürtlen çayımla birlikte yatağımda yarı uzanır bir vaziyetteydim. Hava kararalı bir saate yakın bir zaman oluyordu. Saat tam olarak kaçtı bilmiyordum. Odamdaki gece lambası dışında evde yanan tek bir ışık bile yoktu. Annemin yanından yarım saat önce dönmüştüm. Mezar başında hep yaptığım gibi uzun soluklu bir konuşma yapmıştım.

Çoğu şeyde olmasa da en azından babam konusunda sona gelmiştim. Yarın Ahu temelli bir biçimde bu şehri hatta bu bölgeyi terk ediyordu. Bu durumu babama fazlasıyla trajik bir biçimde açıklamaya karar vermiştim.

Ahu'nun sorunlu geçen hamileliğinden başından beri haberdardı. Ona Ahu'nun bebekle birlikte öldüğünü söyleyecektim. Anlatacağım yalan hikâyenin her bir ayrıntısı zihnimde canlılığını koruyordu. Sözde, bebeğin anne karnında ölümü gerçekleşecekti ve bunun sonucunda Ahu gebelik zehirlenmesi yaşayarak girdiği ameliyattan sağ çıkamayacaktı.

Hikâye oldukça basitti ama benim elimdeki sahte kanıtlar bu basitliği ört pas ederek sağlamlaştıracaktı. Yaşadığımız şehirdeki hastanenin ebelerinden birisi annemin yakın arkadaşlarından biriydi ve burada devreye o girecekti. Dışarıdan herhangi bir yerden sahte belge ayarlamıştım. Genelde liseli çocukların teşekkür ve takdir belgelerini çıkarttığı bir yerdi. O belgeye bahsettiğim ebenin ismini ve hastanedeki güncel doktorlardan birinin adını yazdırmıştım. Sözde ölümün onayı için o ebeden belgeye ıslak imza atmasını ve doktorunda gizlice imzasını taklit edip mührünü kâğıda basmasını rica etmiştim. O da sağ olsun beni kırmayıp annemin hatırına bu ricamı kabul etmişti.

Yapacağımız şey her ne kadar bir suç olsa da annemin başına gelenleri kesinlikle kabullenmeyip sırf bir kadının daha başının yanmaması için bunu yapacağını söylemişti. Bu kadın her ne kadar bir metreste olsa sonuçta o da bir kadındı. Hem de hamile bir kadın.

Fazlasıyla riskli bir işe giriyorduk ama ben gözümü çoktan karartmıştım. Herhangi aksi bir durumda her şeyi üstleneceğimi özellikle belirtmiştim kadın teklifimi kabul eder etmez. Benim yüzümden kadının da başının yanmasına göz yumamazdım. Eğer ki öyle bir durum olursa ne gerekiyorsa yaparak tüm her şeyi bir şekilde kendi üstüme alacaktım. Her ne kadar kadın bu durumun açığa çıkmayacağına emin olsa da ben yine de bunu özellikle belirtmek istemiştim.

Ne kadar bu işte bana fazlasıyla destekçi ve yardımcı olsa da onunda tedirginliğini anlamamak mümkün değildi. Kadın nasıl tedirgin olmasın ki? Sonuçta o bir devlet memuruydu ve yapacağı şey açığa çıkarsa bir tek mesleğinden olmakla kalmazdı.

Sıkkınlık içerisinde ofladım. Elimde artık ağırlık olmaktan başka bir işe yaramayan bardağı yatağımın yanındaki komodinin üstüne bırakırken yarı uzanır pozisyonumu yataktan aşağı doğru kayarak tam uzanır hale getirdim.

LÂL -EHVENİŞER-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin