Bölüm sonunda görüşelim ama şimdi siz hemen bölüme geçin.
İYİ OKUMALAR
Sessizliğe mahkum edilmiş bir evde lal olan o kız bendim. Ama durun burada düzeltmem gereken bir nokta vardı. Bu evin sessizliğe mahkum edilmesi lal olan o kızın yüzündendi. Kız, bu ev bir ses cümbüşüne sahipken bile laldi ama işler o kız yüzünden değişmişti. Kızın kaderi evi sessizliğe mahkum etmişti.
Dışarıdan gelen gökgürültüsüyle karışık yağmur sesinin dışında evde tek bir ses bile yoktu. Aldığım nefes alışverişlerin sesi bile bir ses değildi bu ev için. Ben aslında yoktum.
Elimde soğumaya yüz tutmuş böğürtlen çayımla birlikte yatağımda yarı uzanır bir vaziyetteydim. Hava kararalı bir saate yakın bir zaman oluyordu. Saat tam olarak kaçtı bilmiyordum. Odamdaki gece lambası dışında evde yanan tek bir ışık bile yoktu. Annemin yanından yarım saat önce dönmüştüm. Mezar başında hep yaptığım gibi uzun soluklu bir konuşma yapmıştım.
Çoğu şeyde olmasa da en azından babam konusunda sona gelmiştim. Yarın Ahu temelli bir biçimde bu şehri hatta bu bölgeyi terk ediyordu. Bu durumu babama fazlasıyla trajik bir biçimde açıklamaya karar vermiştim.
Ahu'nun sorunlu geçen hamileliğinden başından beri haberdardı. Ona Ahu'nun bebekle birlikte öldüğünü söyleyecektim. Anlatacağım yalan hikayenin her bir ayrıntısı zihnimde canlılığını koruyordu. Sözde, bebeğin anne karnında ölümü gerçekleşecekti ve bunun sonucunda Ahu gebelik zehirlenmesi yaşayarak girdiği ameliyattan sağ çıkamayacaktı.
Hikaye oldukça basitti ama benim elimdeki sahte kanıtlar bu basitliği ört pas ederek sağlamlaştıracaktı. Yaşadığımız şehirdeki hastanenin ebelerinden birisi annemin yakın arkadaşlarından biriydi ve burada devreye o girecekti. Dışarıdan herhangi bir yerden sahte belge ayarlamıştım. Genelde liseli çocukların teşekkür ve takdir belgelerini çıkarttığı bir yerdi. O belgeye bahsettiğim ebenin ismini ve hastanedeki güncel doktorlardan birinin adını yazdırmıştım. Sözde ölümün onayı için o ebeden belgeye ıslak imza atmasını ve doktorunda gizlice imzasını taklit edip mührünü kağıda basması için ricada bulunmuştum. O da sağ olsun beni kırmayıp annemin hatırına bu ricamı kabul etmişti.
Yapacağımız şey her ne kadar bir suç olsa da annemin başına gelenleri kesinlikle kabullenmeyip sırf bir kadının daha başının yanmaması için bunu yapacağını söylemişti. Bu kadın her ne kadar bir metreste olsa sonuçta o da bir kadındı. Hem de hamile bir kadın.
Fazlasıyla riskli bir işe giriyorduk ama ben gözümü çoktan karartmıştım. Herhangi aksi bir durumda her şeyi üstleneceğimi özellikle belirtmiştim kadın teklifimi kabul eder etmez. Benim yüzümden kadının da başının yanmasına göz yumamazdım. Eğer ki öyle bir durum olursa ne gerekiyorsa yaparak tüm her şeyi bir şekilde kendi üstüme alacaktım. Her ne kadar kadın bu durumun açığa çıkmayacağına emin olsa da ben yine de bunu özellikle belirtmek istemiştim.
Ne kadar bu işte bana fazlasıyla destekçi ve yardımcı olsa da onunda tedirginliğini anlamamak mümkün değildi. Kadın nasıl tedirgin olmasın ki? Sonuçta o bir devlet memuruydu ve yapacağı şey açığa çıkarsa bir tek mesleğinden olmakla kalmazdı.
Sıkkınlık içerisinde ofladım. Elimde artık ağırlık olmaktan başka bir işe yaramayan bardağı yatağımın yanındaki komodinin üstüne bırakırken yarı uzanır pozisyonumu yataktan aşağı doğru kayarak tam uzanır hale getirdim.
Eve geldiğim gibi değiştirdiğim üstüme siyah tayt ve yine aynı renk kalçalarımın üstünde biten yumoş bir kazak giyinmiştim. Fazlasıyla rahatlardı. Yatakta iyice yerleşirken bakışlarımı tavanda sabit kıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL -EHVENİŞER-
Dla nastolatkówKitabın yayınlanma tarihi: 07.07.2021 "Sadece bir şeyi merak ediyorum. Neden ben?" dedim. Son sözcüklerimde sesimin titremesine engel olamamıştım. Gözlerim hala daha doluluğunu koruyordu. Sertçe esen rüzgarın şiddeti iyice artarken bedenimi esir ala...