Merhabalar ben geldim ama bilin bakalım nasıl geldim? Bölüm sonunda mutlaka buluşalım.
İYİ OKUMALAR
İyi olmaya çalışıyordum. Bunun için elimden geleni yapıyordum yani en azından deniyordum. En başta rol gereği uğraşırken şimdi iyi olmaya dair içimde ufakta olsa bir istek belirmişti. Huzurla uyuduğum ve bunun nasıl olduğuna dair en ufak bir fikrimin olmadığı bir gece geçirmiştim. Deliksiz sayılabilecek birkaç saatlik uyku uyuyabilmenin tadı hala daha damağımdaydı. Bu bana fazlasıyla iyi gelmişti. Her ne kadar sık sık gözlerimi açıp nerede olduğumu sorgulasam da tekrardan uykuya dalmam çok da uzun sürmemişti.
Ares'in kuytularında saklandığım gecenin sonunda oldukça mutlu uyanmıştım. Huzur benden çok da uzaklarda değildi. Bunu hissetmiştim; Gözümü yeni güne açmadan on saniye önce, Ares'in sıcacık eliyle üşümüş olan cılız kollarımı usulca okşadığı anda.
Benim gibi kendini bildi bileli uyku problemleri yaşayan bir kız için bir yabancının kollarında uyumak oldukça şaşkınlık vericiydi. Bunu huzurla uyandıktan birkaç saniye sonra fark etmiştim ve şirkete gelip iş başı yapana kadar bu nasıl olur diye düşünüp durmuştum. Çünkü en son ne zaman huzur içinde deliksiz sayılabilecek bir uyku uyumuştum hatırlamıyordum. Şaşırmam oldukça olağandı ve tatlı bir yaz dizisinin baş rol oyuncusu olmadığıma göre bu durumu yadırgamamda aynı şekilde olağan bir şeydi. Hele ki benim için.
Her ne kadar huzurlu bir gecenin sabahına oldukça güzel bir biçimde uyansam da günün devamı pek de öyle geçmemişti. Sıcacık yataktan kalkıp işe gelmiştik ve öylesine yoğun bir gündü ki Ares'i galiba bir kere şans eseri koridorda görebilmiştim. Onda da toplantı için hızlıca toplantı odasına gidiyorlardı ve bunun için bizim kata inmesi gerekmişti. Yoksa onu görmemin mümkünatı yoktu. Öyle ki öğle yemeğini Tamay'la birlikte ortak kafeteryada yemiştik.
Tüm bunlar benim için bir ilk olurken pek de memnun olduğum söylenemezdi. Onu özlemiştim. Her ne kadar arada beni yoklamak adına mesaj atsa da bu yeterli değildi. Onun sıcaklığından çıkıp böylesine bir yokluğuyla karşılaşmakta beni ayrı afallatmıştı ve yaşadığım bu duygu durumlarını fark etmemse apayrı bir afallamaydı. Onun varlığına ne ara bu kadar alışmıştım ben?
Babamın yaptıklarıyla yüzleşirken mi? Annemin ölümünü kabullenirken mi?
Bilemiyordum. Her ikisinde de yanımda o vardı ve cevap galiba iki şıkta da vardı.
Önümde yığınla duran dosyaları düzenleme işim bitmek üzereyken adımın seslenilmesiyle kendi iç dünyamda yarattığım düşünce karmaşasından hızla sıyrıldım.
"Bulut ailesinin evrakları tamamlanmış mıydı?" dedi Oğuzhan adımı seslenmesinin hemen ardından.
"Hı hıı." derken hafifçe başımı salladım ve oturduğum sandalyede biraz daha dikleştim. "Ben son eksiklerini birkaç saat önce tamamlayıp onaylattım."
"Süpersin!"
Coşkusuna hafif bir tebessüm edip geçerken elimdeki işleri de bitirmiştim. Mesai saati bitmek üzereydi. Bugün resmen canım çıkmıştı. Eksik bırakılmış o kadar dosya vardı ki hepsini tespit edip, tamamlayıp onaylatmak tüm günümüzü almıştı. Üstelik tüm bu işlerin yanı sıra bünyemize birkaç aile daha eklemiştik. Sancaktar Yardım Departmanının destek verdiği kişiler gün geçtikçe çoğalıyordu. Bunun verdiği his paha biçilemezdi hele ki o işler senin elinin altından geçiyorsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL -EHVENİŞER-
Genç KurguKitabın yayınlanma tarihi: 07.07.2021 "Sadece bir şeyi merak ediyorum. Neden ben?" dedim. Son sözcüklerimde sesimin titremesine engel olamamıştım. Gözlerim hala daha doluluğunu koruyordu. Sertçe esen rüzgarın şiddeti iyice artarken bedenimi esir ala...