Merhabalar yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Umarım iyisinizdir. Sizi her zamanki gibi çok lafa tutmadan bölüme geçiyorum.
İYİ OKUMALAR
Birkaç kıpırdanmanın ardından araladım göz kapaklarımı. Bulunduğum oda fazlasıyla loş bir havadaydı. Kısık bakışlarım sağ tarafıma doğru kaydı. Kalın fon perdeler gün ışığının içeri girmesine oldukça karşıydı. Bu durum beni hoşnut etti.
Yattığım yerde tam tur dönerken tüm gece huzursuzluk içinde uyumaktan gerilen bedenimi gevşetmeye çalışıyordum. Tam sırt üstü gelerek yatağa yayılacakken sol tarafımdaki boşluğu ancak halıyla bakışırken fark edebilmiştim. Yatağın fazla yüksek olmamasına rağmen düşüşüm canımı fazlasıyla acıtırken kısık sesli bir küfür savurdum.
Huzursuzdum. Huzursuzluğumun kaynağı dün yaşananları hala daha atlatamamış olmamdı. Gergindim. Gerginliğimin sebebi ise hiç şüphesiz Ares'in yaptığı emrivakiydi.
Tüm yorgunluğuma rağmen dün gece yatakta dört dönerek uyuyamamıştım. Zaten uyku problemleri çeken biriyken üstüne bir de bu tarz şeylerden dolayı ekstra uykusuz kalmak beni fazlasıyla huysuz birisi yapıyordu.
Benim Sancaktarların aile yemeğinde ne işim vardı? Beklenen dedenin benden hoşnut olmadığı pek ala gün yüzündeyken şimdi kalkıp bir de ikizlerin anne ve babasıyla tanışamazdım. Hoş babalarıyla tanışmıştım ve o pek de beklenen dede gibi değildi ya neyse. Acaba Ares'in anne ve babası nasıl birileriydi? Dün geceden beri beynimin içerisinde dönüp duran şeylerden biriside buydu.
Saat kaçtı bilmiyordum ama öğleni geçtiğimizin farkındaydım. Sabah erken saatlerde Ares'in gidişini duymuştum. Evden çıkmadan önce odama uğramayı ihmal etmemiş sadece hafifçe araladığı kapıdan bana bakıp gitmişti. Bunu nereden mi biliyordum? Uykumun fazlasıyla hafif olmasının getirilerinden birisiydi en ufak bir ses veya hareketliliğe uyanmak.
Kapının açılma sesiyle bilincim hızla girdiği uyku halinden sıyrılarak tetiğe geçse de göz kapaklarımı gayret edip de aralamamıştım. Gelenin o olduğunun farkındaydım.
Zeminin gittikçe rahatsızlaşmaya başlamasıyla düştüğüm yerden zorlukla kalkarken elimle yataktan destek aldım. Sandığımdan zor bir şekilde kalkarak yatağın ucuna tünerken üzerimden kamyon geçmiş gibiydi. Bu halimin sebebi pek ala keyifsiz olmamdan kaynaklanıyordu. Ve huysuz ve uykusuz ve gergin...
Kuş yuvasına döndüğüne emin olduğum saçlarım gözümün önüne düşüp dururken son bir güç yataktan da kalkarak kendimi direkt duşa attım. Tepemden akan sıcak su gergin bedenimi anlıkta olsa gevşetirken buna hafifçe tebessüm ettim.
Sırasıyla ilk saçlarımı sonrasında bedenimi bolca köpürterek yıkarken biraz olsun düşüncelerime ara vermiştim. Oyalana oyalana durulandıktan sonra bedenime ve saçlarıma birer havlu sararak banyodan çıktığım anda korkuyla olduğum yerde kalakaldım.
Bıraktığım gibi dağınık bir biçimde duran yatağımın kenarına oturmuş vaziyette Ares'i görmeyi beklemezken bir an kalçalarımı zor örten havlunun varlığıyla gerildim. Duştan yeni çıkmıştım!
Ela hareleri bedenime bir an bile kaymadan gözlerimde sabit kalırken onunda gerildiğini fark ettim.
"Ben seslenmiştim ama senden ses gelmeyince girdim öyle. Duşta olduğunu düşünmemiştim." diyerek mahcupça konuştu. Sağ eli sıkkın bir biçimde saçlarına gittiğinde onları biraz karıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL -EHVENİŞER-
Teen FictionKitabın yayınlanma tarihi: 07.07.2021 "Sadece bir şeyi merak ediyorum. Neden ben?" dedim. Son sözcüklerimde sesimin titremesine engel olamamıştım. Gözlerim hala daha doluluğunu koruyordu. Sertçe esen rüzgarın şiddeti iyice artarken bedenimi esir ala...