Ben geldim ve direkt bölüme geçmeniz için sizi hep olduğu gibi bölüm sonunda bekliyor olacağım.
Multimediaya bakmayı unutmayın!İYİ OKUMALAR
Huzurun tanımı ne deseler bunu kelimelerle tarif edemezdim. Huzura bir ad ver deseler onları yine yanıtsız bırakırdım. Ama huzurla ilgili tek bir şey göster deseler onlara parmağımla tam da bu anı işaret ederdim.
Mutluydum. Dahası bugüne kadar hiç tatmadığıma yemin edebileceğim bir huzurun tam içindeydim. Doğrusu o huzur benim içimdeydi. Huzur, sil baştan yeşeren umutlarımın toprağında onlara can suyuydu.
Yeni bir güne gözlerimi açalı henüz birkaç dakika oluyordu. Güne resmen sırıtarak başlamıştım! Bedenen her ne kadar yorgun hissetsem de ruhumda inanılmaz bir enerji patlaması vardı ve bu ister istemez bedenime de yansıyordu. İyiydim.
Yattığım yerde gerinmek için bedenimi sırt üstü çevirirken arkadan kollarını bana koala gibi sarmış olan Ares yüzünden bu oldukça zor olmuştu. Kollarımı yukarı doğru kaldırarak olduğum yerde bedenimi esnetirken farkında olmadan iyice yatağın içine doğru kaydığımı Ares beni belimden tutup tekrar yukarı çekene kadar fark etmemiştim.
"Yavrum ne yapıyorsun orada boğulacaksın." Uykudan yeni uyanmış boğuk sesini duymamla günüm daha da ayarken ona doğru yandan bir bakış attım.
"Günaydın!" Bunu derken ses desibelim benden bağımsız yüksek çıkarken buna suratımı buruşturdum. Sesim baya cırtlak çıkmıştı.
Ares bu halime sadece açtığı tek gözüyle bakarken yarım bir gülüşle karşılık verdi. Fazla uyumuş olmalıyız ki gözleri şişti. Kendi gözlerimi de şiş hissediyordum. Güzel uyumuştuk.
Ansızın aklıma gelen şeyle gözlerimin bir miktar irileşmesi kaçınılmaz olurken nefes alışverişlerimin sekteye uğradığını hissettim. Ares'in sabaha karşı ben uykuya dalmadan önce üzerime giydirdiği tişörtün dışında çırılçıplak olan bedenimi hatırlamam yalnızca bir saniye içerisinde gerçekleşmişti. Ben! Şu anda! Çırılçıplaktım! Çıplak!
Refleks halinde irileşen gözlerim karşısında Ares diğer gözünü de açarak ne olduğunu anlamak istercesine bana baktığında yattığım yerden hızlı ama dikkatli bir biçimde ayaklandım. Ares kollarından çıkmama çattığı kaşlarıyla bakarken zar zor yataktan aşağı kendimi attım. Evet bildiğiniz yataktan aşağı kendimi attım! Kasıklarımdaki belirgin sızı beni daha da paniğe sürüklerken ellerim sımsıkı bir biçimde tişörtün eteklerini tutuyor ve onları aşağı çekiştiriyordu.
"Banyoya ilk giden duşunu alır!" diye yüksek sesle konuşurken koşar adım banyoya ilerlemeye başladım.
Bir anda ne olup bittiğini anlamayan Ares'in daha da çattığı kaşlarıyla bana bakışını ise banyo kapısını kapatırken gördüm. Afallamış gibiydi.
"Ben kazandım! En son sen duş alacaksın!" Kapının arkasında kahkaha eşliğinde sarf ettiğim sözlere aldığım yanıt huysuz homurdanmalar eşliğinde birkaç azardı.
"Beraber de alabilirdik! Ayrıca biraz dikkatli hareket etsene kızım! Canın acıdı mı? Ağrın var mı?"
Kapının kilidini çevirirken sonda sorduğu sorular başta olmak üzere onu duymazdan gelmeyi seçtim. Ağrım evet biraz vardı ama sanırım normal olan bir ağrıydı ve bence tolere edilebilirdi. Ares'in içeri girip girmeyeceğine dair hiçbir tahminim olmadığından kilitlediğim kapıya son bir kontrol bakışı atarak banyonun içerisinde ilerledim. En iyisi önlemimi baştan almaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/213190438-288-k435966.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL -EHVENİŞER-
Fiksi RemajaKitabın yayınlanma tarihi: 07.07.2021 "Sadece bir şeyi merak ediyorum. Neden ben?" dedim. Son sözcüklerimde sesimin titremesine engel olamamıştım. Gözlerim hala daha doluluğunu koruyordu. Sertçe esen rüzgarın şiddeti iyice artarken bedenimi esir ala...