Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Hepinize iyi okumalar. Bölüm sonunda mutlaka buluşalım.
İYİ OKUMALAR
Şu anda bu yaşanmıyor. Şu anda bu yaşanmıyor. Şu anda bu yaşanmıyor... Hissettiğim utancın tarifi mümkün olmazken elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyordum.
"Senin zamanlamanı sikeyim Tamer!"
Pek ala ben zaten yeterince yerin dibindeyken Ares'in de pek yardımcı olduğu söylenemezdi. Yaklaşık üç dakikadır Tamer şokta donmuş vaziyette bize bakarken Ares peşi sıra küfürlerini sıralamaya devam ediyordu.
"Niye peşimizden geliyorsun pezevenk?"
En az benim kadar kızarıp bozaran Tamer sıkkınlıkla saçlarını karıştırıyor ve oflayıp pufluyordu. "Ne bileyim abi ben böyle olacağını! Ben sizi çağıracaktım locaya geri gelin beraber girelim yeni yıla diye." dedi ve bir an duraksadı. Ardından irileştirdiği gözleriyle ikimizin arasında kısa bir mekik dokudu ve tekrardan konuşmaya başladı. "Siz ikiniz hayırdır?" Son sözlerini söylerken hafif bir baş sallamasıyla göz kırpmayı da ihmal etmemişti.
İdrakını sonunda yapabilmiş olacak ki şok halinden çıkarak ağır abi tavrına geçmiş ve hesap sormaya başlamıştı. Onun bu ciddi tavrı Ares'i iyice öfkelendirirken birazdan olacaklar adına şimdiden gerilmeye başladım. Zaten az gerginmişim gibi.
"Ulan ulan!" diyerek derin bir nefes aldı Ares. Kendini sakinleştirmeye çalışır gibi bir hali vardı. Bir adımda yanıma gelerek elini elime sardı. Tamer'e göz ucuyla bile bakmadan yanında geçip gitmemizi sağladı. Geldiğimiz yolları gerisin geri dönerken ikimizden de ses çıkmıyordu. Dönüp bana da bakmayan Ares, adeta beni peşinden sürükleyerek ilerliyordu. Arkamızdan gelen homurdanma seslerine bakarak Tamer'in de peşimizden geldiğini anladığımda şimdilik sesimi çıkartmamayı seçtim.
Ares'in sinirli tavrını ilk başta basılmamıza ve yaşadığımız özel anın bölünmesine yorsam da şu anda düşüncelerim bu yönde değildi. Neden hala daha sürdürdüğüne anlam veremediğim siniri yerini korurken tavırları oldukça agresifti. Yanından geçtiğimiz insanlar eğer önünden çekilmiyorsa onlara omuz atarak veya onları kenara iterek ilerliyordu. Bu hallerine ilk başta tepki verecek gibi olan insanlar olsa da onu görünce bu hallerinden vazgeçiyor ve susuyorlardı.
Aramızda geçen bu ne olduğu belli olmayan durum ortaya çıktığı için miydi bu halleri? Bilinmesini mi istemiyordu? Belki de sadece bir anlık bir şeydim onun için. Bu düşünceler beni ne kadar üzse de olabilirdi. İnanınki artık her şey olabilirdi. Şaşırmazdım. Belki çok üzülür çok ağlardım ama asla şaşırmazdım.
Locaya yaklaştıkça adımları artık benim iyice yetişemeyeceğim bir vaziyette büyüyüp hızlandı. Parmaklarımın sıkı sıkıya kenetlendiği elinden elimi çekmek istedim. Bunun adına bir hamlede bulunduğumda iyice gerisinde kalan bana dönerek kısık bir bakış fırlattı. Böylece beni peşinden sürüklediğini fark ederek kısa bir duraksama yaşadı. Ona yaklaşmam adına bana zaman tanırken elleri arasında gevşeyen ellerimi benim yerime de sımsıkı tuttu.
Ela hareleri hareketli bir müziğin iyice coşturduğu, renkli ışıklandırmaların dört döndüğü ve insanların daha da arttığı mekânda kısa bir tur attıktan sonra bana doğru bir adım attı. Elini elimden alarak hiç beklemediğim bir hamle yaptı ve kolunu omzuma atarak beni göğsüne çekti. Üstüne beni daha da şoka sokarak saçlarımın arasına sert bir öpücük kondurdu. Kulağıma doğru eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL -EHVENİŞER-
Подростковая литератураKitabın yayınlanma tarihi: 07.07.2021 "Sadece bir şeyi merak ediyorum. Neden ben?" dedim. Son sözcüklerimde sesimin titremesine engel olamamıştım. Gözlerim hala daha doluluğunu koruyordu. Sertçe esen rüzgarın şiddeti iyice artarken bedenimi esir ala...