BÖLÜM 24

168 41 38
                                    

Ben geldim. Bu kadar çabuk gelmeyi beklemiyordum ama dayanamadım ve geldim. Bölüm sonunda buluşalım.

İYİ OKUMALAR

Aramızdaki mesafe onun her bir adımıyla eksilirken hızlıca kendimi toparladım ve bende ona doğru yürümeye başladım. Henüz üçüncü adımımı yeni atmıştım ki onun iri adımları sayesinde çabucak karşı karşıya geldik.

"Burada ne yapıyorsun?" dedi sorgu dolu ifadesini yakışıklı suretinde sabit tutarken.

Bakışlarımı birkaç saniye yüzünde gezdirdikten sonra sessiz ama derin bir soluk verdim. Ya bir şey görmemişti ya da çok iyi rol yapıyordu. Gerçeği bilemezdim o yüzden bu tavrı bir oyunsa da bu oyunu bozmadım.

"Biraz nefes almak istemiştim." demekle yetindim hala daha göz gözeyken.

"Bunu hastane bahçesinde de yapabilirdin."

Ses tonundaki hoşnutsuzluk kendini apaçık belli ederken bir yandan da beni anladığını gösterir gibi ortak bir yol belirleme derdine girdi. O da farkındaydı ki hastaneler bana iyi gelmiyordu. Hastanenin hangi kısmında olursam olayım bir süre sonra kendimi bir şekilde morg kapısında buluyordum. Tüm bunlar bana zihnimin annemden yadigâr olarak bıraktığı oyunlarından bir tanesiydi.

"Yapamadım." dedim sadece daha da sorgulamasını istemezcesine. Gitmek istiyordum. Her şeyden, herkesten ve her yerden. Bitsin istiyordum artık tüm bu oyunlar. Ben böyle şeylere alışık değildim ve alışabileceğimi de sanmıyordum. Her ne kadar sürekli başıma böyle şeyler gelse de görüyorduk ki ben bu oyunlara ayak uyduramıyordum. İstemsizce bir yerde patlak veriyordum ve bunun bedelleri benim için ağır oluyordu. Bu bedeller keşke bir tek benim için ağır olarak kalsaydı lakin öyle olmuyordu. Sonda mutlaka ben dahil çevremdeki herkes zarar görüyordu. Bunların tüm sebebi bendim.

Sesli bir soluk vererek yorgunca yüzünü sıvazladı Ares. Fazlasıyla yorgun olduğu her halinden belliydi ve emindim ki bu yorgunluk sadece fiziksel bir yorgunluk değildi.

"Tamer'i odaya alıyorlar. Durumu iyiymiş ve yavaş yavaş kendine geliyormuş." dedi.

Uzun zaman sonra aldığım iyi bir haberdi bu. Gülümsedim istemsizce. "Hadi yanına gidelim o zaman."

Dediğim şeye sadece kafa sallamakla yetindi Ares. Ardından bana arkasını dönerek ama beni ardında bırakmayarak elimden tuttu ve beni de beraberinde ilerletmeye başladı.

Anın akışıyla birbirine kenetlenen ellerimize baktım sessizlik içerisinde ilerlerken. Hastane bahçesinden içeri girdiğimizde bedenimi saran ürpermeyle hafifçe titrerken Ares bana yandan bir bakış attı. Üşüdüğümü düşünmüş olmalıydı ki adımları hızlandı lakin ben bunun böyle olmadığını biliyordum. Hastaneden içeri girene kadar izleniyormuş hissi benliğimin peşini bırakmadı.

Hızlı adımlarımız sayesinde kısa sürede Tamer'in kaldığı odaya ulaştığımızda elimi elleri arasından çektim. Bana yine kısa bir bakış atmaktan öteye gitmeyen Ares'in peşinden odaya girdiğimde odanın içerisinde bir kaos ortamı olduğunu fark etmem yalnızca birkaç saniyemi almıştı.

Tamer hasta yatağında bir kolu alçıda yatarken sağında Umay Hanım solunda Tamay durmuş onun bandajlı yerlerine bakarak aynı anda konuştuklarını gördüm.

"Ah be evladım sen benim gerçekten bir gün kalbime indireceksin! Neden böyle sorumsuzsun annem yapma bak böyle."

"Sana ehliyet veren kuruma dava açacağım. Ehliyetine el koymalılar! Bu kaçıncı kazan aptal! Hayır, araba kullanmayı bilmiyorsan trafiğe ne diye çıkarsın kardeşim."

LÂL -EHVENİŞER-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin