Keyifli okumalar.
İtalik yazım şekli Almanca cümlelerden oluşmaktadır.*
🃏
Neredeyse 4 saat geçmişti. Matej'den hâlâ cevap alamazken, kafamı dağıtmak için ödevlerimi yapmaya başlamıştım. Derince oflayıp, İngilizce test kapağını kapattım.
Bu süreçte Matej'e mesaj yazmamış, rahatsız etmek istememiştim. Uzay'ın durumunu içten içe merak etsem de, mesaj yazmamak için kendimi durdurmuştum.
Düşüncelerimden ayıran telefonumun bildirim sesiydi. Hızla telefonumu elime alırken, mesajın'ın Matej'den olduğunu gördüm.
Matej: Şu an iyi. (21.13)
Neva: Sen gittiğinde nasıldı?
Matej: Yarı baygın gibi bir şeydi, ateşi çıkmıştı.
Matej: Ateşi düşdükten sonrada uyudu, yeni uyandı.
Matej: Birazdan sana yazar.
Neva: Tamam, haber verdiğin için teşekkür ederim.
Matej: Bir şey değil.
Görüldü.
Telefonu yerine bırakıp, ellerimi saçlarımdan geçirdim. Gergin olan bedenim bir nebze rahatlarken, sırada Uzay'ın mesajını beklemek vardı.
O yazana kadar masamı düzenleyip, yarın için okul çantamı hazırladım.
Telefonum titrerken, Uzay'dan mesaj geldiğini anlamam uzun sürmedi.
Koca Bebek: İyiyim.
Neva: Sana göre sen hep iyisin, Uzay.
Neva: Doğruyu söyle, iyi misin?
Koca Bebek: Gerçekten iyiyim.
Koca Bebek: Tümörle alakalı olduğu için bu tip durumları sıklıkla yaşayabilirim.
Neva: Anladım.
Neva: Sen ne zaman "kötüyüm" ya da "iyi değilim" diyorsun?
Koca Bebek: Bilmem.
Koca Bebek: Genellikle bilincim kapanana kadar iyi olduğumu söylerim.
Neva: Şaşırmadım.
Koca Bebek: Biraz yorgun hissediyorum ya.
Neva: Seni aramamı ister misin? (22.45)
Koca Bebek: Görüntülü mü? (22.47)
Neva: Evet, eğer istersen.
Koca Bebek: Olur.
Neva: Arıyorum o zaman.
Görüldü.
İlk kez konuşacak, birbirimizin sesini duyacaktık. Bu durum heyecanlanmama sebep olurken, kalbimin hızla çarpması da buna eşlik ediyordu.
Onu çok fazla bekletmeden görüntülü arama tuşuna tıkladım. Yatağıma geçirip otururken, ne konuşacağımızı ya da ne diyeceğimi bilmiyordum.
Saniyeler sonra aramam açılırken, masmavi gözleri ve gözlükleriyle birlikte Uzay karşıladı beni.
Gözleri yorgun bir şekilde bakarken, dudaklarındaki gülümseme bu duruma tezat bir şekilde dinçti.
Aynı gülümseme bende de peyda olurken aramızdaki sessizliğine dayanamayıp, konuştum.
"Hiç konuşmayacak mıyız biz?"
Dudaklarını yalayıp, sonunda konuştu.
"Ses tonun.. tatlıymış." Dediğiyle birlikte yüzümdeki gülümsemeyi büyütmeme yetti.
Sesi tonu yüzündeki yorgun ifadeye rağmen tok ve sert çıkmıştı.
"Teşekkür ederim. Duraksayarak konuşmanın sebebi Türkçe konuşmamızdan dolayı mı?"
Kafasını olumlu anlamda salladı.
"Pek Türkçe konuşamıyorum. Yıllardır Almanya'dayım."
"Yazım tarzın böyle değil ama. Bazen seni ayaklı TDK'ya benzetiyorum."
Kahkaha atarken, kafasını geriye atmıştı. Adem elması hareket ederken, gözlerim bir anlık oraya kaydı. Harelerimi tekrardan yüzüne çıkarırken, o da gülmesini durdurmuş, yüzündeki minik gülümsemeyle bana bakıyordu.
"Uykun var mı?"
Kafasını yana yatırıp, konuştu.
"Evet, biraz."
Düşünür gibi yapıp, "O zaman uyu ama hem de seni izleyeyim." Deyip ortaya fikrimi attım.
Gülümserken konuştu; "O nasıl oluyor?"
"Konuşma yerinden çıkmayarak uyuyabilirsin. Eğer bir sakıncası yoksa tabii."
Mimiklerinden dolayı düşündüğünü anlarken, ne diyeceğini merak ediyordum.
"Tamam, olur."
Telefonu ters tutup bir şeyler yaparken, tahminime göre yatağın yanındaki komidinin üstüne koydu.
"Şarja taktım böylelikle konuşmamız kapanmaz." Deyip gözlerini bana çevirdi.
"Çok iyi yaptın. Bende aynısını yapayım." Deyince kafasını olumlu anlamda salladı.
"Sende mi uyuyacaksın?"
Sorusuna karşılık, konuştum.
"Şimdilik uykum yok, o yüzden hayır."
Olumlu anlamda mırıldanırken, gözlüklerini çıkarmış ve sonumda yatağına uzanmıştı.
Bende aynısını yaparken, mavilerinin açılıp kapanmasını izliyordum.
Gerçekten çocuk gibiydi. Uykuya direniyordu resmen.
Yavaşça konuştum; "Uyu o zaman."
Gözlerini tamamen kapatırken, anlayamadığım bir kaç mırıltı çıkardı. Bu hâline karşın gülümsemem büyürken, koyu kumral, dalgalı saçlarının karıştırma isteğim büyüyordu.
Kısa süre sonra uykuya yenik düşürken, onu izlemeye devam ettim.
🃏
Bölüm Sonu.
![](https://img.wattpad.com/cover/276924719-288-k278530.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koca Bebek | Texting
Dla nastolatkówGERÇEK HAYATTAN ALINTIDIR. Uzay ve Neva'nın hikâyesi. Uzay: Kimsin? 0536*******: Baş belan. Uzay: Mesajlarından sonra başımın belası olduğunu anladım, ama gerçeği soruyorum ben. 0536*******: Niye öyle dediniz beyefendi? 0536*******: Alındım, güc...