Keyifli okumalar.
🪄
1 ay sonra.
"Civcivim!"
"Civcivsi!"
Gülümseyip, ellerimi yıkadım. Benimkilerin yine civciv seansı başlamıştı. Güneş'de Uzay'dan duyduğu kadarıyla bana civcivsi demeye başlamış ve bir şey yaptığında abisini çağırmak yerine beni çağırmaya alışmıştı.
Mutfaktan çıkıp, salona ilerledim. Güneş ve Güz yerde, Uzay koltukta oturmuştu.
"Mavişim ve minik mavişim?" Deyip onlara baktım.
Güneş, "Civcivsi!" Deyip bana baktıktan sonra Güz'ü işaretledi.
"Ne olmuş Güz'e?" Deyip yanına gidecekken, Uzay söze girdi.
"Saçlarını örmedim diye trip atıyor bana hanımefendi. Güz de benim yanıma gelmek isteyince, onu durdurmaya çalıştı, ama gördü ki zor seni çağırdı bu mineralden bozma D vitamini." Deyip gülümsedi.
Eğilip, Güneş'i kucağıma aldım. Hemen kafasını boynuma yaslamış, baş parmağını ağzına almıştı.
Yalancı bir tavırla; "Bence çok güzel olduğu ve daha da güzelleşmemesi için saçlarını örmedin minik mavişin, dimi?" Deyip bir Uzay'a, bir de Güneş'e baktım.
Güneş bebekçe konuşmaya başlayınca, yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.
"Sen niye çağırmıştın beni?" Deyip Uzay'a bakınca o da bakışlarını Güneş'den alıp bana çevirdi.
"Özlemiş olamaz mıyım?" Deyince güldüm.
Güneş'i tekrar yerine bırakıp, Uzay'ın yanına geçtim. Elini arkama atıp, beni daha da kendine çekerken, boynuna bir öpücük kondurmuştum.
Bakışlarını harelerimden ayırmazken, oldukça yakındık. Yutkunup, çehresini izledim.
O gözlerim ve dudaklarım arasında mekik dokurken, benim de gözlerim onun bir erkeğe göre dolgun olan dudaklarına kaydı.
Bu hareketimle, bana biraz daha yaklaştı. Ne istediğini anladığım için ben de ona yaklaşıp, gözlerimi kapattım.
Dudaklarımızın birbirine değeceği sırada ayaklarıma dokunan ellerle afallayıp, hızla Uzay'dan ayrıldım.
Güneş resmen ayaklarıma tırmanmış, bana bakıyordu.
"Civcivsi!" Diye bağırıp, dudaklarını büzünce dayanamayıp güldüm. Kucağıma alınca Uzay bir küfür savurup, homurdandı.
"Civcivsi benim, küçük hanım." Deyip yanımızdan ayrılınca gülmem daha da arttı. Güneş'de bana bakıp, bebekçe kahkaha attı.
Kumral saçlarını okşayıp, kucağıma tırmanmasına izin verdim.
Göğsüme yaslanınca en sevdiği çizgi film kanallarından birini açtım. Tüm fikri televizyonda olduğu oldukça uysaldı.
Kısa süre sonra Uzay odadan çıkarken, gözlerim çehresine sataştı. Kaşlarım çatılırken, yüzündeki ifadeyi çözemedim bir anlık.
Mutlu muydu, ağlamak üzere miydi anlaşılmıyordu. Yanıma geldiğinde, benim konuşmamı beklemeden söze girdi.
"Bana bir gmail geldi." Deyip, sustu.
Bir şey demeyip, sessiz durdum. Devam etmesi için beklerken, dudaklarını tekrardan araladı.
"Stuttgart Yazılımcılar kurulundan. Dernek gibi bir şey." Deyince daha da merak ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koca Bebek | Texting
Teen FictionGERÇEK HAYATTAN ALINTIDIR. Uzay ve Neva'nın hikâyesi. Uzay: Kimsin? 0536*******: Baş belan. Uzay: Mesajlarından sonra başımın belası olduğunu anladım, ama gerçeği soruyorum ben. 0536*******: Niye öyle dediniz beyefendi? 0536*******: Alındım, güc...