19 | Bana Yardım Edin Bay Kim

60.6K 3.7K 10.6K
                                    

Haii, ben geldim aww jsjsjs nabersiniz bakaaam? Ben de iyiyim 3300 kelimelik bölüm bırakıyorum size. Bol bol oy ve yorum isterim. Bölüm sonu teorilerinizi bekliyorum. 

Keyifli okumalar! Xx

--

Ense kökümde şimşekler çakıyormuş gibi hissediyordum, göz kapaklarıma oturan ağırlık nefesimi kesiyordu. 

Bay Kim'in kolları arasında sıcaklığına muhtaç bir şekilde sığındığım esnada, telaşla, "Jimin!" diye bağırdığını işittim. Derin sesi kulaklarımda uğuldadı.

Tam o sırada Bay Kim beni iterek kollarından ayrılmama sebep olurken, bedenimin duvara çarpmasını sağladığında, dudaklarımdan koca bir inilti koptu.

Beklemediğim bu ani hamle yüzünden, duvarda sürüklenerek yere yığıldığımda, göz kapaklarıma oturan ağırlığa rağmen gözlerimi kırpıştırarak aralamayı başardım güç bela. Başım deli gibi dönüyordu. Göz bebeklerimin etrafına saydam benekler yerleşmiş gibi hissediyordum. Görüş alanım silikleşiyordu.

Puslu görüş alanıma ilk giren Bay Kim'in geniş omuzları oldu. Jimin'in hizmetçi elbisesinin karın bölgesinin kıpkırmızı kesildiğini gördüm sonra. Beynimden aşağıya kaynar sular dökülmüş etkisiyle sallandım. Gözlerim yuvalarından çıkacak şekilde irileşmiş, ağzım şok içinde açılmıştı. 

Elindeki bıçağın metaline bulanan kanı gördüm. Perdeden sızan güneş ışığı altında gözlerimi uyuşturacak şekilde parlıyordu. Jimin, benimle göz teması kurmadan Bay Kim'e bakarken, önce benim sonra ise onun kanına bulanan bıçak parmaklarının arasından sıyrılarak yere düştü. Burnuma çöreklenen o yoğun kan kokusu midemden yükselen sıcaklığı daha da şiddetlendirdi.

Jimin'in yüzü ifadesiz ve gözlerinden ince ince yaşlar süzülüyordu. O an gerçek anlamda ne yapmış olduğunu idrak ettiğimde, damarlarımdaki kanın çekildiğini hissettim. Dehşete düşmüştüm. 

Teni bembeyaz kesilmişti. Kendi kendini bıçaklamıştı... Tanrım!

Bay Kim, onu hızla kucağına alırken, başını Bay Kim'in omzuna yasladı ve başını hafifçe çevirip bana göz kırptığında, tüm kanım dondu. O gerçekten hastalıklıydı!

"Kâhya Min Yoongi, arabayı hazırlatın!"

Bay Kim'in gür sesi kulaklarımın pasını silerken, Jimin'i kolları arasında sarsmadan taşıyarak odadan çıktıklarında çıplak olmamı bile önemsemeden bacaklarımı karnıma çektim. Bay Kim, bana göz ucuyla bile bakmamıştı. O beni yaralamaya kalkışmıştı, ben değil...

Jimin o bıçağı kendine saplayacak kadar gözünü nasıl karartabilirdi, aklım almıyordu. 

Kanayan ellerimi bacaklarıma sarıp yüzümü dizlerime gömerek ağladım. Avuçlarım ve başım deli gibi zonkluyordu. Ağladıkça, midemden yükselen safra şiddetleniyordu. Hıçkırıklarım nefeslerimi keserek boğazıma takılırken, üst üste sürekli yutkunarak midemden yükselen ısıyı bastırmaya çalışıyordum.

Jimin'in gerçekten kendini bıçakladığına inanamıyordum. Bunu... Bunu nasıl yapabilirdi? O gerçekten çok tehlikeli biriydi ve kendi hayatını hiç düşünmeden riske atarak kendini bıçaklamıştı. Aklım, mantığım almıyordu, çıldırmak üzereydim.

Bacaklarıma doladığım ellerim deli gibi titriyordu. Sadece ellerim değil, tüm vücut uzuvlarım zangır zangır titriyordu. Dişlerimi bacağıma saplayıp derimi ısırdım hıçkırıklarımın arasından. 

Ne kadar süre orada hunharca ağladım bilmiyorum ama Bay Kim'in kükreyen sesini duyduğum anda oturduğum yerde korkumdan yerimden sıçradım. Omuzlarım sarsıldı.

SINNER • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin