Haiii, ben geldiim, arkadaşlar bu ne hız böyle yaaa? 24 saat geçmeden bölüm sınırı aşmakta nedir aw :D Maşallahınız var, ama smut yazmak kolay değil. Siz smut bir bölümü soluksuz iki dakikada okuyor olsanız bile onu yazmak benim saatlerimi alıyor. Yemin ediyorum bu bölüm için neredeyse tüm günüm gitti.
Bölüm sınırı: +400 oy +2000 yorum.
Keyifli okumalar! XX
**
Alnını alnıma yaslayarak burnuma bir öpücük kondurdu ve daha fazla içime girmek için hareket etmeden duraksayarak, dudaklarımın üzerine sıktığı dişleri arasından fısıltısını bıraktı.
"Deliler gibi içine girmek istiyorum Jeon!"
Duvarlarıma sürtünen baskısı içimde sabit durdukça her geçen saniye bir bıçak gibi keskinleşiyordu. Sözleri bir çan gibi kulaklarımda çınladı. Şu an aletinin başı içimdeydi ve o baskı o kadar yoğundu ki, tenim tırmalanıyormuş gibi hissediyordum.
Ben de istiyorum... Lanet olsun ben de deliler gibi tamamen içime girmeni, içimi doldurmanı istiyorum...
Alnını alnımdan ayırmadan kalçalarımı oynatarak onu içime almak için kucağında kıpırdandığımda, ses tellerimi yerinden oynatacak raddede çığlık attım.Ah siktir, bu çok yoğundu...
Dudaklarımı kaparak çığlığımın devamını içime hapsettiğinde dudakları üstüne hıçkırdım. Oh, bu cidden fazla yoğundu ve acıyordu... Sert sıcaklığı duvarlarımı yararcasına kendine yol açmaya çalışıyordu.
"Sıkma, kendini güzelim, sakin ol ve derin nefes al." Sesi beni telkin etmeye çalışır gibi son derece boğuk ve dingin çıkmıştı. Sessiz kalmamın üzerine, kalçalarımdan tutarak beni kucağında hafifçe hareket ettirdiğinde, duvarlarımı zorlayan sert ve sıcak baskısı biraz daha içimde ilerlediğinde, tenim parçalanıyormuş gibi sızlayıp daha fazla katlanılamayacak bir boyut aldığında, omuzlarına vurdum. Vücudum kaskatı kesilmişti. Tepeden tırnağa felç olmuş gibi kilitlenmiş kalmıştım.
"A-acı-acıyor." diye ciyakladım soluk soluğa. Bacaklarımın arası keskin bir bıçakla ortadan ikiye ayrılıyordu sanki. Kıpırdamaya korkuyordum.
Bay Kim, burnundan sert bir nefes çekti ve kalçalarımdan tutarak beni kucağında kaldırdığı gibi usulca içimden çıktı.
Bir an bile tereddüt etmeden geri çekilmişti.
İçimi dolduran o baskısı oradan ıslak bir sesle ayrıldığı halde, içimdeymiş gibi hissetmeye devam ederken ayak tabanlarımın altından zemin kayınca dengemi kaybettim. Havuzun içine gerisin geriye düşeceğim sırada bileğimden yakaladığı gibi beni tuttu ve düşmeme engel oldu.
Az önce kucağına çekmeden önce yaptığı gibi beni bacakları arasında sabitledi. "Çok az kalmıştı." diye fısıldadı, kısık gözleri şimdi gecenin karanlığıyla yarışacak raddede koyulaşmıştı.
Bileklerimi bırakıp yüzümü avuçları arasına aldı ve sakince beni kendine çekip ıslak dudaklarını burnumun ucuna bastırıp çekildi.
Göz kontağımızı koparmadan, "Kendini sıkmasan şuan muhteşem hissediyor olacaktın be güzelim. Her neyse, kayganlaştırıcı olmadan canının acıması normal, bu ilkin sonuçta." dedi ağır ağır, ardından tek eli yüzümden ayrılarak bel boşluğumdan sürüklenip deliğime kaydığında nefesim tekledi.
Yanağımdaki eli çeneme kaydı ve çenemden tutup beni kendine doğru çekerek bu defa ağzıma sıkı bir öpücük bıraktı. Öpücüğünün etkisiyle başım geriye doğru gitse bile, çenemi tutuşu sebebiyle başım yeniden öne doğru geri geldi. Gözleri yüzümün her bir karışını izlerken, iç geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINNER • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik) Jeon Jungkook, zengin iş adamı Kim Taehyung'un evine yatılı hizmetçi olarak işe alınır. Jeon Jungkook yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunun farkında değildir. (Bolca smut+argo kelimeler içerir) Semetae Ukekook Yan ship sope Ba...