20 | Güven

64.5K 3.7K 11.9K
                                    

Haiii, ben geldiiim canlarımın ciğerleri, nasılsınız bakeem? :D Ehehe ben pek iyi değilim çocuklar ödül aldı performans sergiledi ve taekook momentları vardı ehehe veeeee JK dudağını deldirmiş aq ölcem ya bu çocuk kalp krizi sebebi jsjsjs

Aaaa bu arada ailemiz 30K olduuu wuhuuu, çok mutluyum, cidden çok teşekkür ederim destek olan, yanımda olan herkese minnettarım. Sizi çok seviyorummmm.

Keyifli okumalaaaar <33

---

"Arkadaşımı kaçırdılar." diye fısıldadım, sesim fısıltıdan öteye tırmanamamıştı. "B-benim hiç kimsem yo-yok." Dizlerine sıkıca sarıldım. "Yalvarırım bana yardım edin, Bay Kim. Lütfen arkadaşımı kurtarın."

Başımı yukarıya kaldırıp, bulanık görüş alanımda bana şaşkın gözlerle bakan erkeğe ağlamaktan şişen gözlerim eşliğinde baktım.

"Jeon, bu halin ne? Bir sakin olup anlat, neler oluyor? Ne arkadaşı?" Omuzlarımdan yakaladığı gibi beni ayağa çektiğinde, bedenimi taşımakta güçlük çeken dizlerim delicesine titrediği için öne doğru savsakladım.

Belimi sıkıca kavrayıp sabit kalmamı sağladığında tıkanan burnumu çektim. Kulaklarım uğulduyordu.

Derin derin nefesler alarak bakışlarını üzerime diken Bay Kim'e bakarken hıçkırdım. "Peş-peşimde ad-adamlar var ve b-bana ulaş-ulaşamayınca ark-arkadaşımı kaç-kaçırdılar." Gözümün önünde götürmüşlerdi ve ben hiç bir şey yapamamıştım. Yetişememiştim...

Gözleri kısılırken, kaşları itinayla çatıldı. "Peşinde adamlar mı var?"

"B-babam yüz-yüzünden. B-babam yıllar önce an-annem ölünce beni terk etti. Bir daha o-onu hayatım boyunca göremedim. 4 ay önce bu ad-adamlar çıktı. Ba-babamın öldüğünü ve öde-ödemediği borçlarının olduğunu, bu bor-borcu da benim ödemem ger-gerektiğini söyleyip beni tehdit ettiler." Soluklarım boğazıma takılıyordu.

"Ne yani babanla görüşmediğin halde onun borcunu ödemek zorunda mı bırakıyorlar seni?"

Başımı onu onaylarcasına salladım yavaşça. "Ö-ölmüş ve bo-borcu benim üzerime yı-yıkmış."

"Ne kadar borcu var?" diye sorduğunda, sertçe yutkundum.

"Ç-çok. H-hayatım boy-boyunca çalışsam bil-bile ödeyemeyeceğim ka-kadar çok. Bay Kim, arkadaşım benim tek sığınağım. Yalvarırım yardım edin. Polise... Polise gidemiyorum."

"Po-polise gidersem onu öl-öldürürler. Ben-beni de polise gidersem öl-öldürmekle tehdit ettiler, ne-ne yapacağımı bil-bilmiyorum. Çok çaresizim."

"Tamam, ağlama ve sakinleş. Şu anda, onlardan bir dönüş aldın mı?" diye sordu soğukkanlılığını koruyarak.

Ceketinin cebinden çıkarttığı mendille yavaşça çenemi sildiğinde acıyla yüzümü buruşturdum.

"H-hayır, dönmediler. A-arkadaşımı aradım-"

"Onlardan herhangi bir dönüş bekleyelim, sonrasını ben halledeceğim, üzülme."

Çenemi sildikten sonra, mendili avcu arasına sıkıştırıp parmak boğumlarıyla sırayla gözyaşlarımı sildi.

"Ağlama Jeon." dedi kısık bir sesle.

"On-ona zarar verirlerse as-asla kendimi affedemem Bay Kim, benim yüzümden-"

"Şşşh, korkma. Kötü şeyler düşünme, arkadaşına hiç bir şey olmayacak, belliki sana ulaşamadıkları için onu almışlar. Sana ulaşmak için bununla seni tehdit edeceklerdir." dedi ağır ağır, derin sesi zihnime sızdıkça kaskatı kesilen vücudum usulca gevşedi. Elleriyle yüzümü avuçlayıp burnuma kuş tüyü kadar hafif bir öpücük kondurdu.

SINNER • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin