23 | O Benim!

64.1K 3.8K 12.5K
                                    

Haii, ben geldiim ehehe nasılsınız bakalım? Sınırı beklediğimden de çabuk aştığınız için yükseltiyorum mecburen. Çünkü diğer ficlerime bölüm yazmaya fırsatım kalmıyor bu sefer jsjsj

Bu bölümün sınırı: +290 oy +1350 yorum.

Keyifli okumalar dilerim! Xx

**

"Kahvaltı hazır Jeon, gidip yiyebiliriz." diyerek kulağıma sıcak nefesleri eşliğinde fısıltısını bırakıp kuşağı bağlayarak düğüm atarken, sert bir şekilde aniden sıkınca nefesim tekledi ve duruşum otomatik olarak dikleşti.

"Şu incecik beline, deli oluyorum Jeon."

Dudakları, elbisemin siyah dantel yakalarını itekleyerek kendine yer açıp boynum ile omzum arasında kalan çukura öpücük kondurduğunda, tenime bıraktığı bu soğuk dokunuşla içim titredi. Soğuk ama yumuşacık olan kadifemsi dudakları elbisemin yakalarını iyice açarak bu defa sol köprücük kemiğime dudaklarını sıkıca bastırdığında gözlerim kaydı. Ah Tanrım, o dudaklarının artık sihirli olduğunu düşünmeye başlamıştım. Tenime ne zaman değse, vücudum karıncalanıyor ve göz bebeklerim kayıyordu. Öpücüklerinin etkisine kapılıp kayboluyordum...

Belimdeki elleri elbisemin eteklerinin altından içeriye kayarak kalçalarımı avuçladığında inlememek için yanağımın içini dişleyip kirpiklerimi titreştirerek gözlerimi kırpıştırdım. Dakikalar öncesinde sanki hiç orgazm olan ben değilmişim gibi, kasıklarım titreşti.

Aynadaki aksimizi çekinceli gözlerle izlerken bakışlarımızı buluşturdu ve burnunu tenimde yukarıya doğru sürükleyerek kulağıma yükseltti.

"Ah seni bir kez daha altıma alma fikri zihnimi işgal etmeden kahvaltı için gitsek iyi olacak." diyerek kulağıma sıcak nefesleri eşliğinde fısıltısını bıraktığında sertçe yutkundum.

Kalçalarımı ellerinin ayalarıyla yoğurmaya son verip aynı anda çok sert sayılmayacak bir şekilde şaplak attığında dudaklarımın arasından sıyrılan iniltiye mani olamadım.

Bunun üzerine kısık sesli kıkırtısı kulaklarımı doldururken, geri çekildi ve aynadaki göz temasımızı kopardı.

"Düş bakalım önüme de salona geçene kadar şu incecik belini ve sıkı kalçalarını izleyeyim." dediğinde öksürerek utançla başımı önüme eğdim ve o benim bu tavrım karşısında pişkince sırıtırken, aynadan ona bakmaya son verip yanından geçerek temkinli adımlarla ilerlemeye başladım. Ensem ve kulaklarımı alevler kaplamış gibi yanarken, sertçe yutkundum.

Az önce kapattığı kapıya saniyeler içerisinde varıp kapı kulpunu yakaladığım gibi açtığımda, ardımdan geldiğini onaylayan zemine vuran ayakkabılarının tok adım sesleri kulaklarımda uğulduyordu.

Odamdan çıkıp doğruca merdivene yöneldiğimizde, basamakları tırmanırken göz ucuyla arkamdan beni takip eden erkeğe baktım.

Gözleri doğrudan kalçalarımdaydı ve asla çekinmeden fiziğimi alenen inceliyor olduğu gerçeğiyle dizlerim titrerken, hızlıca trabzanadan tutunup destek alma ihtiyacı duydum. Ardından gözlerimi önüme çevirdim ve basamakları tırmanmaya devam ettim.

Delici bakışları eşliğinde üst kata çıktığımız anda, koridorda kısa bir mesafe ilerleyip sonrasında yavaşça arkamı dönünce, adımlamayı kesip ellerini kumaş pantolonunun ceplerine tıkıştırarak omuzlarını dikleştirdi.

Soobin ile alışverişe de gitmemiştim. Ayrıca kahvaltı için bir şey eksikse onlara yardım etsem iyi olacaktı. Bu kadar saat uyuduğum için gerçekten kendimi kötü hissediyordum. Soobin ile gidemediğim için de epeyce mahcup hissediyordum.

SINNER • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin