Haiii, ben geldim ehehe özlediniz mi beni? Ah 7 gün sonra gelebildim sınır ancak aşıldı ve ben direkt bölüm yazıp yetiştirdim sizlere. Sınır dün gece yarısında aşıldı. Ve bugün bölümü salıyoreee.
Bu aralar fazla fic bir arada götürüyorum ve yoğunum epeyce. Gecikmeler yaşanırsa kusuruma bakmayın, çünkü zaten elimden geldiğince aktif olmaya çalışıyorum. Ve sanırım bu platformda en aktif yazarlardan biri benim. :')
Sınırımız aynı: +900 oy +2800 yorum
Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar diliyorum lokumlarım! Xx
**
"Seni. Çok. Seviyorum. Sevgilim..." dedi her bir kelime üstüne sıktığı dişleri arasından baskılı bir şekilde vurgularken, aynı zamanda içime sertçe çarparak beni zevk çemberinden çıkartarak mutluluktan gözyaşlarına boğdu. Ben onun sevgilisiydim! Tanrım biz sevgiliydik!
Gözlerimden ince ince süzülen yaşlar, duvarlarımın içine sürtünerek içimi büsbütün dolduran o baskısıyla daha da şiddetlendi. Mutluluk ve zevk tohumları birleşerek iliklerime dek bedenimi kuşatmışlardı.
Taehyung, çeneme uzanarak başımı yan çevirip bulunduğum konumda boynumun el verdiğince ona bakmamı sağlarken, kendisi de yüzüme doğru eğilmiş, bir sığınak gibi üzerime çökmüştü. Göğsü sırtıma sürtünüyordu.
Koyulaşan kısık bakışları, gözlerimden sızan yaşlarla karşılaşınca dudakları bir karış aralandı ve kaşları gözleriyle birleşmek istercesine çatıldı. "Siktir, canını mı yaktım? Neden ağlıyorsun?" dedi soluk soluğa, sesi telaşlı çıkarken hızlandığı hamlelerini neredeyse tamamen durduracak şekilde yavaşladı.
Başımı hızla iki yana salladım. "Acıtmadın. Ben... Sevgilim dedin şey ben-" Çenemden çekerek ağzıma sert bir öpücük kondurduğunda derin bir inilti fırladı genzimden. Tanrım!
Dudaklarımızı ıslak bir sesle ayırıp parmak boğumlarıyla elmacık kemiklerime düşen gözyaşlarımın yolunu kesti. Ardından burnunu nemli tenime sürterek çene çizgime kaçamak bir öpücük kondurdu.
"Sana sevgilim diye seslenmem hoşuna mı gitti?" diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım bir saniye bile tereddüt etmeden. "Bu yüzden mutlu olup ağlıyor musun yani?" Yeniden başımı onu onaylarcasına salladım.
"Mu-mutluluk gözyaşları." diye mırıldandım usulca.
"Mmmh." Burnundan derin bir nefes çekip tenimi koklayarak burnunu çene çizgimden kaydırdı. Dudaklarının yeni seçtiği nokta kulağımın arkası oldu. Diliyle çene çizgimden kulağımın arkasına doğru ıslak bir düz çizgi çekerek ilerlemişti.
"Artık daha sık söyleyeceğime emin olabilirsin." Ilık nefeslerini üfleyerek tenimi karıncalandıracak şekilde fısıltısını bıraktığında sertçe yutkundum. "Sevgilim." diye ekleyip kalbime o sihirli oklarını atarak beni kıvrandırırken, yetmiyormuş gibi bir de ıslak dudaklarını sertçe kulağımın arkasına bastırdı.
Bu öpücüğünün etkisiyle başım yana, omzuma doğru kaymıştı. Kulağımın arkasında oyalanmaya devam ederken, içimde yeniden hızlanmaya başladığında beynimde şimşekler çakıyormuş gibi hissettim.
Taehyung, beni elleriyle kavrayarak müthiş bir hızla içime saplanırken kendimi bu hazzın havuzunda boğulmaya hazır bir şekilde ona teslim etmiştim. Tanrım!
Beynim kaynıyordu. Saç diplerim alev alıyor ve her geçen saniye onun bana verdiği zevk bedenimi baştan tırnağa ele geçiriyordu. Muhteşem hissediyordum ve bir de çok mutlu... Hayatımda hiç olmadığım kadar mutlu hissediyordum hatta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINNER • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik) Jeon Jungkook, zengin iş adamı Kim Taehyung'un evine yatılı hizmetçi olarak işe alınır. Jeon Jungkook yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunun farkında değildir. (Bolca smut+argo kelimeler içerir) Semetae Ukekook Yan ship sope Ba...