Haii, ben geldiiim. Nasılsınız bakalıım? Yine ikinci günde sınır aşıldı jsjsjs Lan çok fenasınız varya :D
Bu bölümün sınırı: +350 oy +1650 yorum
Ha bu arada, bölüm sonlarını bitirdiğim noktalara alışın artık 25. bölüm geldi, hep tam zamanında en heyecanlı kısımda pat diye bölüyorum. Çok abartı küfredip saçma sapan hakaretvari sözler yazmayın bu yüzden, denk gelirsem ters anıma gelirse engelliyorum. Ona göre sözlerinize ve tepkilerinize hakim olun;)
Keyifli okumalar lokumlarım! Xx
**
Benim aksime son derece dingin bir şekilde soluklanırken, nemli dudaklarını yeterince ıslak değillermiş gibi dili yardımıyla ıslattı.
"Tamam seç bakalım Jeon, burada mı seni rahatlatmamı istersin, havuzda mı?" diye sordu hırıltılı bir sesle, kısık bir şekilde. Sözlerini idrak etmekte güçlük çekerken sertçe yutkundum. Beynime bir zehir gibi sızarak zihnimi ele geçiriyordu yavaşça. Kalbim pır pır atıyor, kanıma bir başka madde karışmış gibi aptallaşıyordum.
Islanan dolgun ve kiraz dudaklarından güç bela gözlerimi ayırmayı başarıp gözlerine tırmandırdım bakışlarımı. Gözlerimi kırpıştırarak kirpiklerimin arasından ona aval aval bakarken, dudağının tek kenarı aheste bir şekilde yukarıya kıvrıldı. Aralık dudakları arasında inci gibi parlayan düzgün ön dişleri görünüyordu.
Bakışları sorgulayıcı bir hale büründü ve kısa bir süre sonra da dudağında sergilenen yarım yamalak gülüşü soldu. Benden bir cevap beklediğini bildirircesine, kaşları havalanırken gözlerini hafifçe kıstı.
"Ş-şey b-ben." Kelimeler dudaklarımdan yuvarlanarak dökülürken, düşünmeksizin lafa atılmanın verdiği gazaba uğradım ve sözleri toparlayamayınca duraksamak zorunda kaldım. Aralık dudaklarımın arasından hava yutmaya devam ederken, Bay Kim göğsünü şişirtecek şekilde güçlü bir nefes aldı.
"Süre doldu." Sessizliği bozduğunda sözlerini algılamaya çalışırken karışıklıkla kaşlarım çatıldı. Ben anlamadığımı bildiren bakışlarımla onu izlerken, o boynunu eğerek kulağıma yöneldi. "Sana ayrılan sürenin sonuna geldik." dedi ve kısık bir sesle kıkırdadı. "O zaman ben seçiyorum ve seçimim..." Duraksadı ve kulağım ile yanağımın arasındaki çizgiye bir öpücük kondurdu. Sadece bu öpücüğüyle bile, tenimde aynı anda yüzlerce sürüngenler geziyormuş gibi hissederken tüm bedenimin karıncalandığını hissettim. Sadece öpücükleriyle bile beynim uçuyor, zihnim bir bataklık suyu gibi bulanıyordu.
Sıcak ve keskin nefesleri doğrudan tenimi yalayıp geçiyordu. "Hem burada,hem de havuzda." diye devam etti derin sesi. Sesindeki o kışkırtıcı tını, vücuduma elektrik çarpmış etkisi yaratmıştı.
Dudaklarını kulağımın arkasına sıkıca bastırdığında hassas derime bıraktığı öpücüğün etkisiyle gözlerim kaydı. Tanrım, neden böyle yoğun bir şekilde haz duyuyordum? Neden sadece öpücükleri bile çıldıracak gibi hissediyordum?!
Uzun saçları yanağıma ve kulağımın üst kısmına değerek tenimi gıdıklarken, orada oyalanmaya son verip geri çekildi.
Başımızı yeniden aynı hizaya getirdiği anda, tek eliyle sol bacağımın iç kısmını sıkıca yakaladığı gibi atik bir hamleyle bacağımı kendi kalçasına çekiştirdi. Bacağımın iç kısmı onun sıkı kalçasına dayanırken, nefesim gırtlağımda takılıkaldı.
Dizimin altından tutarak bacağımı sabit tutarken, diğer elinin ayasını arkamda kalan aynaya yaslayıp abanarak öne eğildi. Başını hafifçe yana çevirerek alt dudağımı müthiş bir hızla kaptığında, iki yanımda tuttuğum ellerim titremeye başladı. Oh! Tanrım, dudakları yumuşacıktı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINNER • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik) Jeon Jungkook, zengin iş adamı Kim Taehyung'un evine yatılı hizmetçi olarak işe alınır. Jeon Jungkook yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunun farkında değildir. (Bolca smut+argo kelimeler içerir) Semetae Ukekook Yan ship sope Ba...