44 | Bırak Şimdi Onu!

56.2K 3.1K 8.5K
                                    

Haiii, ben geldiiim :D Nasılsınızzzzz? Sınır henüz aşılmadı ama bölümü hazır yazmışken 300K okunmaya ulaşmak üzere olmamızın şerefine sürpriz yapayım dedim sjsjjs

Ayyy bir de çocuklar Instagram hesabı açmış nihayet, çıldırıyorum jsjsjsj Özellikle Jungkook'un kullanıcı adına gülmekten öldüm. Kesin fake hesabıydı ve bir anda hesap açmaları gerekti ama onun başka hesabı yoktu ismini de değiştiremedi ya da değiştirmeye fırsatı olmadı öyle kalmış jsjsjs O mavi tikleri ve o hesapları görmek muhteşem hissettirdi cidden çok mutlu oldum :') Ayrıca Taehyung'un instagrama attığı storyi gördünüz mü? Üstü çıplak ve ölüyorum ağağağağağağğağağağağağağağqğqğqğqğ neyse sakinim sjsjsjsjajjw

Bölüm sınırı aynı: +900 oy +2800 yorum. Ancak bir konuda yakınmam da gerekiyor. Lütfen satır içi yorumlar yapın, sınırı doldurmak için yorum kasmanızı anlıyorum ama yorumların %90'ı böyle harfler ve sayılarla dolu olunca yazdığınız yorumları dahi göremiyorum ve bu beni cidden üzüyor. Ben o sınırı boş boş yorum yapılsın diye koymuyorum ki. Düşüncelerinizi, fikirlerinizi benimle paylaşın , hikaye hakkında yorumlarınızı yazın diye koyuyorum o sınırı. Emeğimin karşılığını istemem en doğal hakkım değil mi?Takdir ederseniz fazlasıyla emek harcıyorum her bir ficime.

Uzun lafın kısasıııı yorum istiyorum. Bol bol yorum istiyorum ve gerçek yorumlarınızı görmek istiyorum. Lütfen. Keyifli okumalar! Xx

**

Taehyung öfkeyle geri çekilirken dudaklarımızı ıslak bir sesle ayırıp soluklandı. "Ne var Soobin!" Kapıyı açmadan öfke içerisinde kükredi. Sonrasında da ıslak dudaklarını boynuma gömüp tenimi dişleri arasına çekiştirerek emdi.

"Evin etrafını silahlı adamlar sardı ve... Jungkook'u istediklerini söylüyorlar." Soobin'in sözleri başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş etkisiyle sarsılmamı sağladığında gözlerim dehşetle irileşti.

"Şey yani Bay Jeon, Bay Jeon'u istediklerini söylüyorlar." Soobin telaşlı bir şekilde kapının diğer tarafından ciyaklarken, Taehyung dişleriyle sıkıştırdığı hassas derimi bırakıp geri çekildi.

Kaşları gözleriyle birleşecek raddede çatılmış, yüzünün her bir karışı milimine dek kaskatı kesilmişti.

Gözlerine alev topları bir kara bulut gibi çökerken, bakışları ardımda kalan kapalı kapıya kaydı. "Siktiğimin orospu çocukları!" diye sert bir şekilde öyle bir gürledi ki, bulunduğum noktada onun bağırışının etkisiyle küçük bir kuş yavrusu gibi titredim.

Bileğimden kavradığı gibi beni kendine çekip tek bir atik hamleyle yerlerimizi değiştirdi. Şimdi kendi sırtı kapıya yaslanıyor ve bense onun saniyeler öncesinde durduğu noktada dikiliyordum.

"Ben şu orospu çocuklarıyla ilgileneceğim, korkma. Ne olursa olsun ne duyarsan duy bu odadan çıkmıyorsun, anladın mı beni?" Elleriyle yüzümü avuçlayarak öfkesini sindirmeye çalışır gibi sıktığı dişleri arasından konuştu. Ne kadar baskılamaya çalışsa da öfkesi ciddi anlamda yoğundu.

Gerginlik dört bir yandan vücuduma saldırıp beni köşeye sıkıştırırken sertçe yutkundum. O adamlar mı gelmişti?

"Hemen halledip geri döneceğim, ben dönene kadar asla dışarıya çıkmak yok." dedi ve avuçlarıyla sıkıca kavradığı yüzümü kendine doğru çekerek dudaklarımın ortasına sert bir öpücük kondurdu. Ses tınısındaki o baskılayıcı ve emrivaki tını nefesimi kesmeye yetecek kadar güçlüydü.

Geri çekilirken elleri de yüzümle olan temasından koptu. "Lütfen dikkat et." diye fısıldadım, sesim bir hiçliğe karışmış gibi fısıltıdan öteye ulaşamamıştı.

SINNER • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin