Haiii, ben geldiiim canparelerim ehehe nasılsınız bakeem? :D Vallahi bir önceki bölüm kısaydı diye bu bölümü elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım telafi amacıyla ^^ Sınırı da çoğaltacağım için ekstra uzun tutmaya çabaladım ehehe.
Rekor bölümle geldim vallahi, 6200 kelimeyi aştı bu bölüm, en uzun bölüm oldu wuhuu. Yine tek bir günde sınırın aşılmasını istemediğim için bu bölüm sınırı epeyce yükseltiyorum haberiniz olsun, bölüm yetiştiremiyorum çünkü artık sjsjsj
Bölüm sınırı: +700 oy +2700 yorum
Soluklanarak okuyuuun, satır içi yorum yapa yapa okuyuuuun. Keyifli okumalar dilerim lokumlarııım Xx
**
"Yemeğini yedikten sonra güzel bir spor için seni odamda bekliyor olacağım, oyalanma sakın." dedi ağır ağır, oyuncu bir sesle. Dudaklarına tembel bir gülüş asılırken, elinin kalçamla olan temasına son verdi ve yavaşça geri çekilirken bana flörtöz bir havayla göz kırptı.
Ardından topukları üstünde arkasını dönüp, topuklarını zemine vurup tok ses çıkartarak banyo kapısına doğru ilerlemeye başladı. Ellerini pantolonun ceplerine tıkıştırmış ve omuzlarını dikleştirmişti.
Aralık bıraktığı kapıyı açmak yerine yan dönerek göğsünü kapının menteşesine, sırtını ise kapının kulpuna sürtüp çarparak dışarıya çıktı ve saniyeler sonrasında görüş alanımdan tamamen çıkıp gözden kayboldu.
Çok geçmeden odamın kapısının kapanma sesi kulaklarımı doldurduğunda deli gibi hızlanan kalbime avcumu bastırıp soluklanmaya çalıştım. Az önce duyduklarım... Ah beni benden almıştı resmen. Benim için özel olduğunu düşündüğüm kişi de aslında beni özel görüyordu... Ben Taehyung'un gözünde özel biriydim! Ben ondan hoşlanıyordum ve o da benden hoşlandığını kabul etmişti! Ah Tanrım, o kadar korkmuştum ki ona kapılmaktan, ama şu anda onun da bana karşı hislerini kabul etmesi ve bunu hiç beklemediğim bir şekilde aniden yapması beni benden almıştı. Kendime gelemiyordum. Zihnimde dolaşan tek şey onun sözleriydi.
Odasına gitmek için sabırsızlandığımı fark ettim. Spordan kastı acaba aklıma gelen şey miydi? Tanrım ben hangi ara böyle alenen düşüncelere hapsolmuştum? Beni bambaşka biri haline çeviriyordu resmen... Ama Tanrı şahit, onunla yaşadığım o yoğun haz dolu dakikaların hiç birisi için gram pişmanlık duymuyordum.
Kalbim pır pır atıyordu ve heyecandan doğru düzgün nefes alamayacak hale gelmiştim. Arkasından kapıya boş gözlerle bakmaya son verip önüme döndüm ve boğulduğum düşüncelerim eşliğinde lavabonun önüne geçip ellerimle lavabo taşının iki yanından sıkıca tutundum.
Bakışlarım aynadaki aksime tırmandığında seslice yutkundum. Elmacık kemiklerim, yanaklarım ve kulaklarıma dek hassas tenim kıpkırmızı kesilmişti. Kan akışım hızlanmış ve neredeyse vücudumdaki tüm kan yanaklarımda pompalanıyor gibi hissediyordum.
Hayatımda ilk defa birine aşık olmuştum. Hayatım boyunca hiç sevilmemiş biri olarak, onunda tıpkı benim gibi sevgiden uzak bir şekilde büyüdüğünü öğrenmiştim. Onu sevgimle sarıp iyileştirmeye hazırdım.
Karşımda aşka bile inanmayan biri vardı, ama benim önüne ördüğü duvarlarını yıktığımı söylemişti. Yani onun aslında sabit fikirli biriyken, düşüncelerinin değişmesini sağlamıştım. Hem de farkında bile olmadan... Üstelik o da aynı şekilde benim ona bir şeyler hissettiğimi fark etmemişti bile.
Ona 'seni seviyorum' demeyi başarabildiğim için gerçekten şükrediyordum. Sesimi bulmam zamanımı almış, dilimi yutmuş gibi hissetmiştim bir ara. Gerçek anlamda kelimeler dudaklarımdan bir türlü dökülmeyi başaramamış, kelimeler dudaklarımdan her geçen saniye biraz daha öteye çekilip uzaklaşmıştı. Buna rağmen başarmıştım. Onu sevdiğimi söyleyebilmiş, itiraf edebilmiştim. Sanırım bu bir mucizeydi, rüyada gibi hissediyordum gerçekten... Düşündükçe içimde kelebekler uçuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINNER • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik) Jeon Jungkook, zengin iş adamı Kim Taehyung'un evine yatılı hizmetçi olarak işe alınır. Jeon Jungkook yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunun farkında değildir. (Bolca smut+argo kelimeler içerir) Semetae Ukekook Yan ship sope Ba...