Bay Kim, beni banyosunda bırakıp gideli kaç dakika geçmişti bilmiyorum ama titreyen bacaklarıma güç bela hükmetmeyi başarıp hareket etmiş ve aldığım tuvalet kağıdıyla elbisemin eteklerini kaldırıp bacaklarımın içini, penisimi ve kasıklarımı silip temizlemiştim.
Elbette burada duş almayacaktım. Temizlenmemden kastı tahminimce duş almamdı, ama burada duş almam doğru olmazdı. Kendi odama indiğimde bunu yapacaktım. Bu yüzden de şimdilik üstünkörü temizlenmiş ve elimdeki peçeteleri çöpe atıp tuvalet kağıdını da yerine takmıştım.
Banyosu bile benim evim kadar büyüktü gerçekten. Her yer onun gibi kokuyordu ve bu bana iyi gelmemişti. Bir an önce kendi odama dönmeliydim. Vücudum üst üste orgazm yaşamış olmasının etkisiyle uyuşmuş, tüm kaslarım gevşemişti.
Kendimi lavabonun taşına yaslayıp darmadağın olan saçlarım ve neredeyse bordoya dönen yanaklarıma baktım. Kulaklarımdan enseme kadar kıpkırmızı kesilmiştim. Gözlerim bile kızarmıştı.
Derin bir nefes çektim içime, aynada viraneye dönen aksimi seyrederek. Beni feci şekilde dağıtmıştı. Tanrım... Ama o yaşadıklarımız sıcak dakikaları düşündükçe kasıklarım karıncalanıyordu.
Düşüncelerimi zihnimin derinliklerine hapsedip başımı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Musluğu açmak için el attığımda elimi gören musluk otomatik olarak su akıtmaya başladı. Sensörlü olduğunu fark edemediğim için bu biraz irkilmemi sağlasa da, hızla avuçlarımı musluğun altında birleştirip elimin ayalarına dolan suyu yüzüme çarptım. Bunu defalarca tekrarlayıp ellerimi elbisemin üstüne kurularken, elbisemin eteklerini düzelttim.
Yüzümü de kolumun tersiyle silerek derin bir iç geçirdim. Az önce yaşadıklarım beni feci halde sarsmıştı. Ensem hâlâ alev alev yanıyordu. Bir başkasıyla bu kadar yakınlaşmak benim için bir ilkti ve bu Tanrı şahit, korkunç derecede muhteşem hissettirmişti. Bay Kim, ayaklarımı yerden kesecek şekilde bana muhteşem hissettirmişti. Sadece ilk defa tecrübe ettiğim bu yakınlaşmayı patronum ile yaşamış olmak yüz kızartıcıydı, ancak inkar edilemeyecek kadar da güzeldi. Ah!
Dudağımı ısırarak dakikalar öncesinde dişleriyle ısırıp çekiştirdiği elbisemin yakalarını düzeltip düğmelerini ilikledim. Sadece bunu düşünürken bile güç bela düzene sokmayı başardığım soluklarım yeniden rayından çıkmaya hazır bir şekilde sarsıldı. Nabzım hızlandı.
Hayır Jungkook, düşünme Jungkook, sakin ol Jungkook. O senin patronun ve bu sadece bir cezaydı. Ödül değil, cezaydı. Ceza. Sadece cezanı çektin ve şimdi odana geri döneceksin.
Altımda iç çamaşırım olmadığı için elbisemi çekiştirerek uzatmaya çalıştım, ancak ne yazık ki bu mümkün değildi. Tanrım! Neden iç çamaşırımı almıştı ki? Neden onda kalmasını istemişti?
Boxerımı kokladığı an gözümün önünde sergilendikçe kasıklarım sızlıyor, dizlerim tir tir titriyordu. Onu aklımdan çıkarmak istedikçe, zihnimi bütünen ele geçirmiş gibi daha çok beynime yayılıyordu. Tanrı aşkına!
Başımı iki yana sallayıp silkelenerek kendime geldim. Düşünme. Cezandı bu senin, cezanı çektin ve şimdi odana gitmelisin Jeon! Kendini topla! Sen böyle şeylere alışık değilsin!
Onun ile ilgili yaşadıklarımızı zihnimin en ücra köşelerine yollayıp, tüm düşüncelerimden sıyrılarak banyo kapısına ilerledim ve nemli ellerimle kapı kulpuna uzanıp usulca çevirdim. Ses yapmamaya özen gösterecek bir yavaşlıkta, vücudumun geçebileceğini düşündüğüm ölçüde araladım kapıyı.
Yan dönüp o araladığım kısımdan sızdığım gibi içeriye baktım. Gözüm ilk olarak, az önce sıcak dakikalar yaşadığımız sallanan koltuk ve önündeki pufa kaydı, ancak boştu. Yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINNER • TAEKOOK +18 ✓
Fanfic(+18 yetişkin içerik) Jeon Jungkook, zengin iş adamı Kim Taehyung'un evine yatılı hizmetçi olarak işe alınır. Jeon Jungkook yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunun farkında değildir. (Bolca smut+argo kelimeler içerir) Semetae Ukekook Yan ship sope Ba...