SINNER • TAEKOOK +18 ✓

47 | Sarhoş

Haiii, ben geldiiim. Eheh nasılsınız bakalım? :D Aşk pıtırcığımız, aşk adamımızın bugün doğum günü ağağa. İyi ki doğmuş Taehyungie'miz <33 Umarım güzel mükemmel bir yıl geçirir ve hep sağlıklı ve mutlu olur.

Ay bu arada ben yine duramadım ve günlerdir görüp kendimi durdurmaya çalışsam da, en sonunda dün ki gördüğüm editle Spiderman JK ficine başlama kararı aldım. Ve pat diye gidip yazıverdiğim gibi yayınladım da. Adı LUST SPIDER , bölüm sonunda kapağı ve konusunu paylaşırım. Şimdilik giriş bölümü yayında yalnızca. Bekliyorum desteklerinizi ona da <3

Bölüm sınırımız aynı: +900 oy +2800 yorum.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, bölümü düzenlemeden pat diye atıveriyorum, çünkü sınır aşılmayacak diye düşünüp bölümü bugün yazsam bile düzenlemeyi yarın yapar ve yarın aşıldığı için atarım zannetmiştim jsjsj Keyifli okumalar lokumlarım! Xx

**

"Cesareti seçtiğini varsayalım." dediğinde sertçe yutkundum. Bakışları gerçekten de hiç hayra alamet değildi. Kim bilir ne yapmamı isteyecekti...

"Taehyung'un önüne eğilip ona ağız işi ver."

Hoseok'un bu alenen sarf ettiği ahlaksız sözleri karşısında beynime balyoz yemişim gibi sarsılırken, ağzım bir karış aralanmış, gözlerim bu duyduklarım karşısında şok içerisinde irileşmişti. Siktir ne?!

"Ohoo, bu biraz fazla oldu sanki Hoseok. Benim malı önünüzde açmak isteyeceğimden pek emin değilim." Taehyung araya girdiğinde nefesim gırtlağıma takılmış gibi genzimden hıçkırık gibi bir sesli nefes fırladı. Öyle ki biri boğazıma asılmış ve boğuluyormuşum gibi garip bir ses çıkmıştı. Hoşik'in karşımda bu sözleri söylediğine inanamıyordum, sarhoşken sergilediği cüretkâr tavrı dillere destandı.

Hoseok pişkince sırıtırken, kaşlarımı çatarak ellerimin ayasıyla masaya vurdum. "Bunu yapmayacağım." dedim kendimden emin bir sesle. Böyle bir şeyi nasıl isteyebilecek kadar kendini kaybedebilir, vurdumduymaz davranabilirdi Tanrı aşkına... Bu kadar ipin ucunu kaçırabileceğini gerçekten de düşünmemiştim.

"Masanın altından gözükmezsiniz işte. Hem biz de çok bakmayız yaa, mızıkçılık yapıyorsunuz ama şu anda." Hoseok'un yakınan sesi karşısında yüzüme tokat yemiş gibi afallayıp kalmıştım. Tanrı aşkına, ciddi anlamda sarhoş olunca içinden ne çıkmıştı böyle... Tamam, normalde sarhoş olmasını çok onaylamamış ve istememiştim de, ama biz bizeyken bile bu kadar abartı davranmazdı. Şu an freni patlamış bir araba gibi davranıyordu. Kesinlikle ayıldığı zaman pişman olacağı şeyler söylemeye, hareketler sergilemeye başlamıştı.

Kâhya Min Yoongi 'ben nereye düştüm' dercesine sessizce etrafına bakınıyor ve masaya yasladığı parmaklarıyla oynuyordu. Taehyung ise, onun aksine içerisine düştüğümüz durumdan epeyce memnun gibi, dudaklarında çarpık bir gülüş sergileniyordu. Hoşik... Hoşik'e gelecek olursak, içkinin verdiği o akışa kendini kaptırmış gidiyordu, durdurabilene aşk olsun...

"Bu oyun tehlikeli bir hal almaya başladı." dedim son derece sitemkâr bir şekilde. İçerisinde bulunduğum durumu şikayet etmemin üzerine Hoseok omuzlarını umursamaz bir tavırla silkti. Ah Tanrım, Hoşik'in içinden ciddi anlamda bir canavar çıkmıştı şu anda, bunun kanısına varmıştım. Kesinlikle...

"Az önce Taehyung benden kucak dansı istedi ama. Sertleşmiş bir şekilde oyuna devam etmek nasıl bir his haberin var mı senin?!" diye hayıflandığında, gözlerim şokla irileşti. Bu ani çıkışı gerçekten beni bir kez daha şoka uğratmıştı. Akşam akşam, şok üstüne şok yaşatıyordu resmen bana. Öne atılıp elimle ağzını kapatmak istesem bile, aramızdaki mesafeye dayalı olarak bunu gerçekleştirebilmem mümkün olmadı. Ah siktir ya...