Haiiii, ben geldiiim. Olum bu ne ya sjsjsjsj Lan siz ne fenasınız :D Ben bölüm yazarken sınırı yine aşmışsınız. Bölüm kısa oldu ama çok geçe bırakmak istemedim çünkü yarın okula gidecek olanlarınız var yatmadan okuyun dedim. Gerçi çoğunuz çoktan yatmış olabilir de hmm neyse :)
Bölüm sınırını aynı bırakıyorum çünkü bölüm kısa oldu, yetiştirmeye çalıştığım için düzenleme fırsatım da olmadı. Yazım yanlışlarım, anlatım bozukluklarım varsa affoluna. Bu bölümde artık çoğu şey su yüzeyine çıkıyor, sorularınızın cevaplarını aldığınız bir bölüm olduğunu düşünüyorum.
Bölüm sınırı: +550 oy +2300 yorum, aynı sınır bir önceki bölümle dediğim gibi:)
Keyifli okumalar lokumlarııım Xx
--
"Seni her şekilde korumaya hazırım. Belki koruma şeklim doğru değil, sana göre. Ama sana zarar gelmesini istemiyorum. Zarar görme, incinme ve bir şey daha var..." dedi ve bir kez daha duraksadı.
Gözleri gözlerimi esir aldı ve beynimde şimşekler çaktıran, beni şok eden o kelimeleri söyledi. "Beni sevmeyi deneyemez misin?"
Sözleri bir zehir gibi zihnime sızarken, vücudum büyük bir şok dalgasıyla sarsıldı. Ben zaten seni sevmeye başladım bile...
"Olmaz mı? Hmm?" Çenemden yakalayıp dudağıma yeni bir öpücük kondurarak ağzımı aralamaya çalıştığında ona izin vermedim. Az önce kusmuş olduğum gerçeği kafama dank ettiği için dişlerimi sımsıkı birbirine kenetledim. Tanrı aşkına ben kendimden tiksindiğim halde o çekinmeden beni öpüp duruyordu.
Diliyle iterek ağzımı aralamak için beni zorlamaya devam ettiğinde, hızla başımı çevirip onu göğsünden itekleyerek geri çekildim. Soluk soluğa ona bakarken çenesi kaskatı kesildi. "Bu ne şimdi? Az önce bana bir daha böyle sakın davranma demedim mi sana?!" diye tısladığında tırnaklarımı avuçlarıma geçirirken dudaklarımı konuşmak adına aralamak için harekete geçtim.
Ancak o benden önce atıldı ve benim sözlerim daha dudaklarımdan sıyrılamayı başaramadığı için hava yutmakla yetinmek zorunda kaldım.
"Olmaz diyebilirsin Jeon!" diye kükrediğinde gözlerimi kırpıştırarak titredim. İçimden koca bir ürperti geçmişti.
"Hayır-sadece dişlerimi fırçalamam gerek, lütfen müsaade et." dediğimde, çattığı kaşları yavaşça havalandı. "Tanrı aşkına bu yüzden mi öpüşmedin benimle?" diye soluduğunda başımı olumlu anlamda salladım çekinceyle.
Ardından ona arkamı dönüp lavabo taşına yaslanarak diş fırçama diş macunu sıkarak dişlerimi fırçalamaya başladığımda, bulunduğu noktada dikilmeye son verip arkama geçti ve ellerini vücuduma doladı.
Az önceki gibi yine beni lavabo taşı ve kendi bedeni arasında sıkıştırırken, çenesini omzuma yaslayıp aynadan aksimize baktı. Gözlerini aynadaki yansımamda birleştirdiği gözlerimden ayırmadan, çenesini hafifçe kaydırdı. Burnunu tenime sürterek dudaklarını boynuma sıkıca bastırdığında, öpücüğünün etkisiyle başım yana doğru kaydı.
Onun boynuma sulu öpücükler bırakmasını izlemeye dalıp gitmişken, bir süredir aynı noktayı, yani sağ üst dişlerimin arka kısmını fırçaladığımı fark edince diş fırçamı sol tarafa doğru kaydırdım.
Yanağımın içinden dışarıya doğru baskı uygulayan diş fırçamın ağzımın içinde kayışını pür dikkat izlerken boynuma öpücükler konduran dudakları, tenimi ağzı içine çekerek sıkıca emdi.
Dişlerini saplayarak hassas tenimi çekiştirdiğinde, ağzımdaki diş fırçasının baskısının etkisiyle iniltim normalde olduğundan daha çok boğuk çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINNER • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik) Jeon Jungkook, zengin iş adamı Kim Taehyung'un evine yatılı hizmetçi olarak işe alınır. Jeon Jungkook yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunun farkında değildir. (Bolca smut+argo kelimeler içerir) Semetae Ukekook Yan ship sope Ba...