30 | Dudaklarım Senin

69.7K 3.4K 8K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Nasılsınız bakiim? Ehehe ben de iyiyim diyelim iyi olsun, pek iyi değilim diş tellerim için doktora gittim. Bu defa sıktılar da sıktılar telleri, ağzımı açamayacak durumdayım. 2 yıldır şu eziyeti çekiyorum. Diş telleri olanlar beni iyi anlar, Allah hepimizin yardımcısı olsun ağağa

Ehehe, yine de bölümü yetiştirmeye çalıştım bu halde sizlere, o yüzden kıymetimi bilin <3 Yazım yanlışlarım varsa affoluna, düzenleme fırsatı bulamadan paylaşıyorum çünkü.

Sınır +410 oy +2000 yorum

Keyifli okumalar lokumlarım! Xx

**

Taehyung, bileğimi bıraktığı gibi parmaklarını parmaklarıma kenetleyecek şekilde elimi sıkıca tuttuğunda gözlerim şokla irileşti. Ağzım bir karış aralansa da tek kelime edemedim. Ben hava yutmakla yetinirken, beni göğsüne doğru çekerek atik bir hamleyle çarpışmamızı sağladı. Göğsüm göğsüne bodoslama çarptığında nefesim gırtlağımda takılıkaldı. Eli sahiplenircesine belime dolandı ve söze atıldı.

"Biz de tam Jeon ile odama geçiyorduk."

Gözlerimi şaşkınca kırpıştırırken, Taehyung benim aksime son derece rahat bir tavırla, keyif içerisinde sırıttı. Onun bu fütursuzluğu karşısında yapmam gereken işim kafama dank ettiğinde sertçe yutkundum.

"Aa şey ben- ıhmm şey bulaşık makinesini boşaltıp yerlerine yerleştirmeliyim Taeh-Bay Kim." Kurmaya çalıştığım o cümlenin içerisine edip daha çok batırırken, dilimi ısırıp burnumdan derin bir nefes çektim.

Ardından ellerimi göğsüne yaslayıp hafifçe onu iterek iki adım gerilediğimde elleri tenimden yavaşça kayarak beni serbest bıraktı. Diliyle yanağının içini sertçe dövercesine dürtüklerken gözleri itinayla kısıldı.

Göz ucuyla su sebilinden aldığı bardağa su doldurmakta olan Kâhya Min Yoongi'ye baktı. Bu sadece anlıktı. Çakmak gibi parlayan kısık gözleri saniyeler sonrasında benimkileri esir aldı. "Oyalanma. Gelirken odandaki poşetleri almayı unutma." dedi sıktığı  dişleri arasından tıslarcasına. Sesi ne yüksek sayılabilecek kadar gür çıkmıştı, ne de mırıltı denebilecek kadar kısık çıkmıştı.

Gergince yutkunup hızlıca başımı olumlu anlamda salladım. "Aa şey sütünüz." dedim hışımla arkama dönüp tezgahtaki bardağı aldığım gibi ona uzattığımda dudakları çarpık bir gülüşle aydınlandı. Bununla birlikte dişlerini sıkmaya son verince çenesi normal hale döndü.

Bardağı elimden kapıp hiç beklemeden kafaya diktiğinde, başını geriye atmasıyla birlikte dağılan saçları havaya savrularak geriye doğru döküldüler beceriksizce.

Tek nefesle sütü duraksamadan içip bitirdiğinde, güç bela gözlerimi yutkunmasıyla hareket eden adem elmasından ayırmayı başardım. Filtrumuna bulaşan süt lekesini dili yardımıyla temizlerken, dilini damağına vurup ağzını şapırdatarak öne doğru uzandı. "Iımmmh, senin kadar olmasa da, güzelmiş." dedi kolunu ardımda kalan tezgaha uzatırken, bileğinin iç kısmı kalçalarıma temas etti.

Tezgaha boş bardağı bıraktıktan sonra geri çekilmesini nefesimi tutmuş bir şekilde bekledim, ancak o çekilmek yerine salyasıyla ıslattığı nemli dudaklarını benimkilere sertçe bastırdı. O anda, yere onun ayaklarının ucuna yığılıp kalacak gibi, dizlerim titredi. Oh.

Kâhya Min Yoongi'nin olması ve bizi görüyor olması gram umrunda değildi. Ah Tanrı aşkına yeterince utandığım yetmiyormuş gibi, beni daha da utandırmaya devam ediyordu hırsla. Resmen beni toprağa gömmüştü, bu da yetmiyormuş gibi üzerime toprak atıyordu şuanda beni öperek...

SINNER • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin