26. Bölüm

2.3K 235 126
                                    

Herkese merhaba!

Her zamanki gibi sürpriz bölümle geldim. Sık sık bölüm atamıyorum biliyorsunuz, bu bölümü bile bugün tamamlayabildim. O da hasta olduğum için bütün gün hiç ders çalışamayıp dinlendiğimden kaynaklanıyor, yoksa bölümü yazamayacaktım.

Midrestha için açtığım instagram hesabına profilden ulaşabilirsiniz. Bölüm duyurularını da oradan yapacağım. Ayrıca kitaplar hakkındaki gelişmeleri, alıntıları ve bilinmeyen bazı şeyleri de orada paylaşacağım.

İlk olarak hepinizin yeni yılını kutluyorum, umarım bu yıl size güzellikler ve mutluluk getirir. Umudunuzu kaybetmediğiniz, her anında yüzünüzün güldüğü, ruhunuzun ve kalbinizin huzura kavuştuğu bir yıl dilerim. Ve umarım bu yıl sizinle daha çok görüşebiliriz, daha sık bölüm gelir. Sizi çok seviyorum bebekler, iyi ki varsınız ❤️

Çok uzatmadan bölüm şarkısını da bırakıp kaçırıyorum, siz de hemen okumaya başlayın. Bölüm sonundaki sorulara da bakarsanız mükemmel olur. Acetes'in büyüleri değmiş gibi inanılmaz ve göz kamaştırıcı bir yıl geçirmeniz dileğiyle, sevgiler.

Bölüm şarkısı; Imagine Dragons & JID - Enemy

🌠

Riskin olduğu yerde güven olmaz diye bir cümle okumuştum bir zamanlar. Ne kadar doğru bir cümleydi, risk belirsizlikti, güvensizlik ve karmaşaydı. Güven ise, risk ile aynı yerde bulunamazdı; iki düşmanı andırıyordu bana. Parlak ışıklarla donatılmış güven ve tam karşı safında rengi dahi belirsiz olan risk.

Risk almak zorunda kaldığımızda güveni bir kenara bırakmalıydık. Güvenin o an bir önemi kalmıyordu. Risk tek başına sahnede hüküm sürmeyi tercih ediyordu.

Ve tam şu an, kulaklarıma gelen fakat hiçbir şekilde zihnime ulaşamayan gürültünün ortasında bize sunulan riskin getirilerini hesaplıyorlardı; ben çoktan riski kabullenmiştim.

"Hayır!" diyordu babamın git gide öfkeyle bütünleşen sesi. "Kızımı onun söylediklerine inanarak hiçbir yere gönderemem."

"Ona inanmıyoruz ama denemeliyiz." diye karşılık veriyordu Henry her seferinde. "Yancy'nin Mestra'ya saldırmadan hemen önce Özgürlük Savaşçılarıyla neden iletişim kurmaya çalıştığını öğrenmemiz gerekiyor."

Ve döngü yeniden başlıyordu. Babam net bir şekilde reddediyor, diğerleri onu sakinleştirmeye çalışıyor, bir köşeden olup biteni izleyen pembe saçlı kız unutulmuş gibi görünüyordu.

Onu gerçekten unutabilmeyi dilerdim. Gözlerimin önünden kaybolmasını, hatta hiç karşıma çıkmamış olmasını. Yaşadıklarımın bir rüyadan ibaret olmasını tüm kalbimle isterdim. Her ne kadar hayatımdaki çoğu şeyden memnun olsam da geçmişte yaşanılan ve maruz kalmaya devam ettiğim kötülükler güzellikleri de siyaha boyamaya başlamıştı.

Mesela boş bakışlarının ardında acı çektiğini bildiğim adam. Ben müdahalede bulunamıyordum ve o acı çekmeye devam ediyordu. Elimi uzattığımda parmak uçlarıma onun ruhundan damlayan kan bulaşıyor, ruhuma yapışıp kalıyordu.

"Ona hiçbirimiz güvenmiyoruz Elrod. Fakat mantıksal açıdan olaya yaklaşırsak bazı söyledikleri doğru olabilir. Özgürlük Savaşçılarını araştırırken Yancy'nin yardım almak isteyeceği kadar güçlü ve donanımlı olduklarını öğrendim." Tilda kimseye değil, yalnızca babamın gözlerinin içine bakıyordu. Sanki bakışlarıyla bu durumun çözülmesini istediğini ve bunu benim başarabileceğimi anlatmaya çalışıyordu. "Aria'nın onunla gitmesi konusunda ısrarcı olamam, bizden birisi de gidebilir. Sadece bu konuyu bırakmamamız ve araştırmamız gerektiğini düşünüyorum."

Avery: Metanoia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin