17. Bölüm

4.3K 438 80
                                    

Selamlar! Nasılsınız? Bölümü en sonunda yazabildim. Bugün de bölümü tamamladığım gibi yayımlamak istedim. Umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı unutmayın!

---

Serin havanın esintisi yüzümü sıyırıp geçerken, üzerimdeki siyah cekete biraz daha sarıldım. Terambos, Mnestra'ya göre daha soğuktu. İlkbahar mevsiminde olmamıza rağmen hava serindi. En azından Mnestra'da olduğu gibi burada yağmur yağmıyordu.

Portaldan henüz yeni çıkmış olan Luther, Vanessa ve Leroy'un şikayet edercesine yükselen homurtularını yok sayarak Henry'e döndüm. O ise boş arazinin ortasındaki yolun kenarına park edilmiş siyah büyük arabaya bakıyordu.

Arabanın hemen yanında dikilen bir siluet gördüğümde bunun Roger olduğunu anlayarak rahat bir nefes aldım. Yanına doğru adımlamaya başladığımda Henry bana yetişmiş ve diğerlerine doğru kısa bir bakış atmıştı. "Vampire ve şu kıza güvenebileceğimize emin misin?"

"Asıl sen iyi olduğuna emin misin?" diye sordum yan gözle gergin yüz hatlarını incelerken. İkarios'a gitmek onun için zor olmalıydı. Bu kadar gergin olmasını anlayabiliyordum.

"Kesinlikle." diyerek omuz silkti ve derin bir nefes aldı. Dudaklarını birbirine bastırıp boğuk bir sesle homurdandı ve karşıma geçip durdu. Onun durmasıyla bende adım atmayı kestim. Kısık gözleri, yanımızdan geçip arabaya ilerleyen Leroy, Vanessa ve Luther'ın ardından bakmayı keserek bana döndü. "Ares'in zarar görmesini istemiyorum. Ama onu kurtarmaya çalışırken senin de kendini tehlikeye atmanı istemiyorum."

İkimizin de aynı şeyi düşünüyor olması yüzümde buruk bir tebessümün yer edinmesine neden oldu. Tek fark, ben gelecekte onun öldüğünün bilinciyle buna engel olmak için çabalayarak bunu düşünüyorken, o ihtimalleri hesaplıyordu. Hem onu hem de kendimi rahatlatmak istercesine "Hiçbir sorun çıkmayacak. Bu gece kimse zarar görmeyecek." diye mırıldandım.

Arabaya doğru ilerlemeye başladığımızda Roger sürgülü arka kapıyı açarak "İkarios'a girmek için Hardouin tarafına dolaşacağız." diye açıklama yaptı. "Aslında Mithgrond geçidi buraya daha yakın ama o civarlar İkarios'un gözcü kulesinden yirmi dört saat izleniyor. Bizi elleriyle koymuş gibi bulurlar."

Henry arabaya binmeden hemen önce "Ayrıca deniz yolu ile gitmek zorunda kalırız." diye ekledi.

Roger derin bir nefes alıp elini kaldırdı ve işaret parmağını Henry'e uzatıp "Tam üstüne bastın." diye söylendi. "Mithgrond geçidinden İkarios merkezine ulaşmak için deniz yolunu tercih etmek zorundayız. Bu yüzden yolu yarım saat kadar uzatıp Hardouin tarafından gideceğiz."

Bende arabaya bindiğimde karşılıklı iki uzun koltuğa yerleştiklerini gördüm. Henry'nin sol yanında oturan Leroy'a kısa bir bakış attım ve hemen yanımdaki boşluğa kendimi bıraktım. Henry'nin sağ yanına. Karşımızda ise Vanessa ve Luther vardı.

Roger kapıyı kapatmadan önce bana baktı. "Yol yaklaşık bir saat sürecek."

Başımı sallayarak onayladığımda sürgülü kapıyı gürültüyle çekip kapattı. Az sonra sürücü koltuğuna oturduğunu ve arabayı çalıştırdığını gördüm.

Henry'e dönerek "Hardouin neresi?" diye sorduğumda gözlerini karşısında oturan Luther'dan ayırdı ve bana cevap verdi. "İkarios'a bağlı bir kasaba. Terambos ve İkarios arasında kalıyor."

Bir süre sessizce karanlıkta ilerledik. Vanessa bile gerginlikten dudaklarını kemiriyor, sessiz sedasız etrafta gözlerini dolaştırıyordu. Sessizliği Luther'ın konuşması bozdu.

Avery: Metanoia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin