34. Bölüm

772 121 13
                                    

Merhaba! Nasılsınız?

Kül Kralının Düşüşü'ne henüz bölüm gelmeyecek ama tanıtıma göz atabilirsiniz. Lütfen yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar 💘

🌟

Geçmiş zamanda sıkışıp kalan biri ne yapardı? Bu soruyu şimdiye kadar merak etmem gerekmemişti çünkü zamanda yolculuk yapmanın mümkün olduğunu bile düşünmemiştim. Fakat şu an geçmişim, Koruyucuların tüm tarihi önüme serilmişti.

Dönmek için uğraşmıştım. Portal açamıyordum ve bunun sebebini de bilmiyordum. İlk kez böyle bir sorunla karşılaşıyordum. Öğrenmeye başladığım zaman dışında deneyip de portal açamadığım olmamıştı. Sadece düşünerek bile portalın cızırtısını etrafa yayabiliyordum.

Ancak her nedense bunu başaramıyordum. Ares'e geri dönmemin tek yolu parmaklarımın arasından kayıp gitmişti. Buradan ayrılamayacak olmak mı beni daha çok endişelendiriyordu yoksa Ares'in başının dertte olması mı emin değildim.

Sadece kitaplarda ve eski haritaların renklendirilmiş çizimlerinde gördüğüm büyücü şatosuna bakıp iç çektim. Üzerimdeki kıyafetler fark edilmeden Koruyucuların arasına sızabilmem için uygun değildi. İçeriye girdiğim anda dikkatleri üzerime çekerdim. Bu yüzden fark edilmemem gerekiyordu.

Vincent Williams'ın şatoya ilerleyen hızlı adımlarını izlerken fark edilmemek için son derece sessiz hareket ettim. Şatonun demir bahçe kapısından geçen Vincent Wiliams son kez arkasına baktığında bir ağacın ardında gizleniyordum. Şatonun kapısı açıldı ve uzun boylu, mor cübbeli sakallı bir adam kapıda belirdi. Bu Koruyucuların ilk büyücü dostu Vance'di. Adı sıkça metinlerde geçerdi, savaş döneminde Koruyucuların yanında yer aldığını ve çok güçlü bir büyücü olduğunu biliyordum.

Vance hafifçe eğilerek gülümsedi ardından sevecenlik dolu sesini duydum. "Herkes seni bekliyor. Konuşma yapmak için hazır mısın?"

"Kelimelerin doğru yere ulaşması için hazırlık yapmam ben, onlar sihirli bir şekilde olması gereken yerde olması gerektiği şekilde hareket ederler." Vincent Williams eldivenli elini büyücüye uzattı. Büyücü onun elini geri çevirmeyip tokalaştı. "Seni gördüğüm için mutluyum Vance, evini bu davet adına bize açtığın için de."

Birlikte içeriye girdiler ve şatonun kapısı kapandı. Ağacın arkasından ayrılıp şatonun bahçesine girdim ve pencerelere dikkat ederek arka tarafa dolaştım. İkinci katta bulunan bir cam açıktı. Ayaklarımın altındaki havayı hareket ettirip bedenimi yükselttim ve açık camdan içeriye göz atarak kimsenin olmadığından emin olduktan sonra içeriye girdim. Bu yılların en lüks eşyalarıyla döşenmiş bir misafir odasındaydım. Eşyaların gözüme oldukça eski ve masaldan fırlamış gibi gelmesi ise doğaldı, her şey alışık olduğumdan farklıydı.

Ahşap kapıya yaklaşıp kolu tuttum ve koridorda dolaşan ayak sesleri olmadığı için beklemeden açıp dışarıya çıktım. En yakınımdaki kişi bir alt kattaydı. Koridorda yürüyordu. Onun adımlarının yöneldiği tarafa doğru ben de tepesinde ilerlemeye başladım. Devasa bir balkonu andıran korkuluklara ulaştığımda aşağıdaki kalabalık gözler önüne serildi.

Koruyucuların ilk üyeleri ellerinde birer bardak içkiyle kutlama havasında birbirleriyle konuşuyordu. Büyük savaş gerçekleştiğinde birçoğunun öleceğini bildiğim için hepsine tek tek bakmaya çalıştım. Alchera ve ordusu tarafından katledileceklerdi. Geçmişte kendilerini feda etmelerinin hiçbir anlamı kalmamıştı sanki, Alchera günümüzde de hüküm sürmeye devam ediyordu. O an neden diğer yerlerden önce Koruyucuları hedef aldığını daha iyi anladım. Geçmişte yaşandığı gibi karşısında Koruyucuların durmayacağından emin olmak istemişti.

Avery: Metanoia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin