27. Bölüm

1.3K 194 162
                                    

Herkese merhaba! Evet yanlış görmüyorsunuz sonunda bölüm attım dmxbdmxh

Görüşmeyeli nasılsınız? Ben çok iyiyim çünkü güzel gelişmeler oluyor. Onları da bir ara size söyleyeceğim ama şu anlık sessiz kalma hakkımı kullanıyorum 🤭

Öncelikle uzun zamandan sonra yeni bölümün gelmesi şerefine bol bol yorum yapmanızı rica ediyorum (inşallah birkaç kişi de olsa kitabı okuyan kalmıştır djxhdkdh) Bölümün sonuna sizin için bir sürpriz bıraktım. Oraya da en son baygınlık geçirebilirsiniz, teşekkürler.

Çok tutmadan bölüme geçmeniz için keyifli okumalar diliyorum ve bölüm sonunda sizi merakla bekliyorum. Bölüm şarkısını da tahmin etmek zor değil çünkü bu bölüm için bir edit yapmıştım şarkıyla (Luther için, evet haftalar önce ve yeni bölümü şu an okuyabiliyorsunuz biliyorum kızmayın)

Bölüm şarkısı : Imagine Dragons-Bones

🦎

O bir canavar.

Yanlış bilinenler ve doğru kabul ettiklerimiz, en azından doğru olmasını dilediğimiz yanlışlar. Tüm insanlığın en büyük hatası; gerçeği görmemek için yalanlara odaklı kalmak.

"O acımasız bir canavar. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrin yok."

"Bana öyle gelmedi." İnanmak istediği düşünceyi savunan bir kişi daha. "Tıpkı diğerleri gibi soluk benizli."

Gerçeği bilmenin getirdiği özgüvenli gülüş ve beraberindeki o korku. "Hayır, o bu dünyaya gelmiş en acımasız soluk benizli. Gecenin bile kabul etmediği yaratık. Göründüğü gibi sıradan bir vampir değil."

O gün kulak misafiri olduğum bu konuşma günün ilerleyen saatlerinde anlam kazandı. Kimden bahsettikleri anlaşılmayan tuhaf bir konuşmaydı ama gerçeğe yakınlığı beni o an dahi şaşırtmıştı. O bir canavar mıydı, buna teni başkalarının kanından görünmeyen birinin karar vermesi doğru olmazdı fakat kesinlikle sıradan değildi.

Luther Rodney sıradan bir vampir değildi.

Bu gerçekle günün erken saatlerinde yüz yüze geldim. Anlaştığımız gibi güneşin doğmasına yakın Ares ile Henry ve Nerissa'nın evinde buluştuk. İşin tuhaf yanı evde ikisi de yoktu. Bu saatte nereye gittiklerini bilmesem de sorgulamadım, muhtemelen Ares'in isteğiyle bizi yalnız bırakmışlardı.

Evin sessizliğine birkaç dakika eşlik ettik. Ardından Ares salonda turladı ve dolapları kurcaladı. Bulduğu kalemle kâğıdı alarak yanıma gelmeden hemen önce kâğıdın üzerine bir şeyler karaladı. Kalemi gelişigüzel koltuğa atıp elindeki kâğıdı bana uzattığında ne yaptığını anlamaya çalışarak gözlerimi kıstım. Israrcı tavrıyla parmaklarının arasına kıstırdığı kâğıdı salladı almamı işaret etmek için. Bunaldığımı görmesini istercesine soluğumu dışarıya bıraktım ve kâğıt parçasını çekip aldım. Üzerine yazılan ise gayet netti. Neden buraya geldiğimiz, evde kimsenin olmaması da böylece anlaşılıyordu.

Büyü yap, kimse konuştuklarımızı duymamalı.

Kâğıdı koltuğun üzerine bıraktığım sırada çoktan evin etrafını büyüyle çevrelemiştim. "Ne yapmaya çalıştığını açıklayacak mısın artık?"

"Sen bu kadar sabırsız biri değildin." diye homurdandı koltuğa oturdu.

Ona bakmaktan kendimi alarak evi inceliyormuş gibi yapsam da bu çabam uzun sürmedi, gözlerim yeniden onu buldu. "Değişen bir şey yok."

Avery: Metanoia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin