Bölüm 59

19 1 0
                                    

Armaan'ın beklenmedik gelişi Haider malikanesinde de şaşkınlıkla karşılanmıştı. Herkesin sormak istediği çok şey vardı ama kimsenin buna cesareti yoktu. O yüzden Armaan'a daha çok "Ne yemek istersin?" "Biraz dinlenmek ister misin?" "Yorgun musun?" tarzında sorular  yöneltiliyordu. Bayramın ilk günü garip bir gün olarak geçiyordu.

Armaan ve Aryan'ı orada bırakıp kendi ailemi ziyarete geçtiğimizde sessizliğimizi koruyorduk. Salman'ın aklından geçen şeylerin birazını tahmin edebiliyordum. Üstüne gitmedim. Kendi içinde halledemediğinde benimle konuşmasını istiyordum. 

Çocuklardan biri benim kucağımda biri de Salman'ın kucağındayken kapının açılmasını bekliyorduk.

"Aryan üzülmemiştir değil mi onu çağırmadık diye?"

"Çağırmadığımızı nereden biliyorsun?"

Salman bana 'nasıl yani?' bakışı attığında gülümsedim. "Sen düşünceler denizinde boğulurken ben gelip gelmek istemediğini sormuştum. Sanırım babasının yanından ayrılmak istemediği için kalmayı tercih etti."

Sıkkın bir ifadeyle "Döndüğünde bulamamaktan korkmuştur." dedi.

Açılan kapı ayaküstü sohbetimizi bölmüştü. Çok şükür ki misafirlerin olmadığı bir zaman dilimine denk gelmiştik.


Bayram bitmiş üzerinden birkaç gün geçmişti. Çocuklarla oynarken kapının sesini duymuştum. Kapının ardındaki kişiyi hiç ama hiç beklemiyordum. Salman'ın annesi gelmişti.

"Selamın aleyküm."

"Aleyküm selam. Buyrun lütfen."

Sapna Hanım içeriye girerken bu habersiz ziyaretin pek iyiye işaret olmadığını düşünüyordum. Çocukların yanına geçtiğinde onlara içtenlikle seslenip hemen sevmeye başladı. Ben ise ne yapacağımı bilemez bir şekilde öylece dikiliyordum. Sapna Hanım ile ilişkimiz ilk tanıştığımız zamanlardaki gibi tatlı bir halde değildi. Gergin bir ilişki vardı artık aramızda. Bu gerginliğin sebebi kendisiydi. Rahatsızlık hissiyle baş etmeye çalışarak "Ne alırdınız? Çay ya da kahve ister misiniz? Yiyecek bir şeyler de hazırlayabilirim." diye sormuştum.

Birkaç saniye sessiz kaldı. Sonrasında birbirlerine bakıp gülen çocuklarımı kendi hallerine bırakıp koltuğu eliyle pat patladı.

"Gel otur. Seninle konuşmaya geldim. "

Konuşmaya hazır mıydım bilmiyorum. Söyleyeceği şeyler beni üzecek miydi ya da tam tersi bir özür konuşması mı olacaktı emin değildim. Dediğini yapıp koltuğa oturdum.

"Nereden başlamam gerektiği bilmiyorum. Öncelikle bilmen gereken iki şey var. Buraya geldiğimden Salman'ın haberi yok. Buraya gelmemin Armaan'ın dönüşüyle de bir ilgisi yok. Zaten gelecektim ama oğlumun ani dönüşü gelmemi geciktirdi."

Kafamı salladım. Bunlar sorguladığım şeyler değildi zaten. Derin bir iç çekti.

"Salman'ın evlenip bir yuva kurmasını benden çok isteyen yoktu. Babası üstüne gidiyorum diye kızardı. Kardeşleri kararlarına saygı duyardı. En çok ben bunaltırdım onu...

Nihayetinde bir yuvası oldu. Tüm çocuklarımın mutlu bir evlilikleri vardı. Birbirinden güzel torunlarım vardı. Daha ne isteyebilirdim? 

Herkes kendi ailesiyle meşguldü haklı olarak. Benimse uğraşım kalmadığından mı nedir yanıma gelip gelmemenizi dert edip duruyordum. Her şeyi fazla kafaya takmaya başlamıştım. Çocuklar oldu. Daha sık gelirsiniz sandım. Daha uzağa taşındınız. Gücendim kendimce... 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bizim HikâyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin