Bizim Hikâye

Bölüm 26 - Part I

Uzun zamandır yoktum birileri demiş öldü, şimdi de yazsınlar kral geri döndü! asdfghsgsgasd

Uzun bir aradan sonra yine buralardayım çok şükür :D Şu sürece kadar cidden internetsizlikle sınanıyordum. Çok şükür kavuştum da rahat bir nefes alabildim :D Neyse fazla gevezelik yapmadan sizi bölüme uğurluyorum :D Umarım beğenirsiniz ♥

Keyifli Okumalar.

Mehndi töreninden sonraki zamanlarda düğün öncesi gelin ve damat olarak inzivaya çekilmiştik. Evde hiçbir şekilde bir şey yapmıyordum. Etrafımda onlarca insan dört dönüyor yapabileceğim en ufak işi bile bana bırakmadan hallediyorlardı. Fırsatını bulduğum bir ara kendimi Ali'nin odasına zor atmıştım. Sanki kalabalık her saniye daha da artıyor ve beni boğuyordu. "Evlilik" kavramının ciddiyetine çok daha net varmış olmaktı belki de beni boğan. Bilemiyordum. Korkuyordum aslında. Her ne kadar bu gerçek bir evlilik olmayacak olsa da beni korkutuyordu. Bu hayata adapte olabilecek miydim? Her şey sorunsuz bir şekilde, planladığımız gibi ilerleyebilecek miydi? Ve en önemli sorun; Salman'dan sonrası ne olacaktı? Dürüst olmam gerekirse bu süreçte ona kapılmaktan da korkuyordum.

Salman ile,

Aynı çatı altında,

6 ay.

Kesinlikle korkmakta haklıydım. Bir de itiraf etmek gerekirse evlendikten sonra Salman'ı da merak ediyordum. Yani, ya şu zamana kadar onun sahte yüzünü tanıdıysam? Ya aslında katil, sapık... Ne bileyim psikopatın tekiyse?

"Bunu evlenmene saatler kala düşünmen?"

İçimdeki Neha'ya hak vermekten başka çarem yoktu. Çünkü haklıydı. Yani haklıydım. Gözlerimi kapatıp derin bir iç çektiğim an Salman'ın yüzü belirdi kapattığım gözlerimin karanlığında. Onun için düşündüğüm tüm kötü nitelikleri yok etti sanki. Hiçbir şekilde kötü nitelik taşıyan bir şeyi yakıştıramıyordum ona.

"Pes abla cidden!"

Duyduğum huysuz sesle kapadığım gözlerim aniden açıldı. Önce beyaz bir tavanla daha sonra görüş açıma giren kardeşimle karşılaştım.

"Ne oldu yine?" diye sordum gözlerimi devirerek istifimi bozmadan.

"Herkes seni arıyor."

"Git gelin kaçmış de o herkese." dedikten sonra Ali'ye sırtımı dönüp yatmaya devam ettim. Saniyeler sonra kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı beni. Öküz.

"Kolumu acıttın pislik!"

"Hayatımda gördüğüm en umursamaz gelinsin yemin ediyorum. Aşağıya in aşağıya! Kayınvalidengiller gelmiş."

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken "Niye?" diye sordum tedirginlikle. Ali bakışlarını yavaşça yüzüme çıkardı ve kaşlarını çatarak bir müddet bana baktı.

"Evlilik arefesinde olan ablamın kayınvalidesine neden geldiniz diye sormadım. Kusura bakma abla, tamamen benim hatam. Gelenek göreneklerin hiçbir suçu yok."

Ali'nin uzun soluklu laf sokucu cümlesinden anladığım kadarıyla bitmek bilmeyen bir başka geleneği icra etmek için buradalardı.

"Kırk gün kırk gece düğün yapmış gibi hissediyorum kendimi." diyerek söylenmeye başladım. Ben odasından çıkarken Ali'de üzerini değiştirmeye başlamıştı.