Keyifli okumalar ^^
Bunu söylemesini gerçekten beklemiyordum. Az önceki hayal kırıklığıma bir yenisini daha eklemiştim. Dilim tutulmuş gibi hiçbir şey söyleyemiyordum. Verdiği sürenin bitmesinin üzerinden sadece bir gün geçmişti. Ne çabuk yeni birini bulmuştu? Kendimi toparlamam gerektiğini fark ettim. Derin bir nefes aldıktan sonra sesimin titrememesi için çabaladım.
"Ah... Şey... Evet, haklısın sanırım. Rahatsız ettim kusura bakma... Aramadım varsayalım lütfen"
Duraksaya duraksaya konuşabilmiştim. Sesim titremese bile buram buram şaşkınlık kokuyordu. Hafif bir öksürük sesi duydum karşı taraftan.
"Yarın ki bulaşmaya sakın geç kalma. Beklemekten hiç hoşlanmama rağmen yeterince bekledim seni"
Ben daha ne olduğunu anlayamadan telefon kapanmıştı. Ne demek istemişti? Şu an aptal aptal telefona bakıyordum yalnızca. Teklif için geç kaldıysam bulaşma neyin nesiydi? Telefonun ekranına düz düz bakmaya devam ederken birden titremesiyle yerimde sıçradım.
Kimden: X
"Geçen görüştüğümüz kafede saat tam 13:00'da?"
Şaşkın bir şekilde tamam diyerek cevaplamıştım mesajını. Numarasını rehberime ekledikten sonra tekrar mesaj bildirimi gelmişti.
Kimden: Zara
"Müsait misin?"
İstemeyerek Zara'yı yanıtsız bırakmıştım. Sadece uyumak ve her şeyi zihnimden silmek istiyordum. Bir şeylerin düzelmesi için çabaladıkça daha da dibe batıyordum. Yalnızca kendim batsam bu kadar sıkıntı olmazdı. İnsanlar o dillerini aileme de uzatacaktı. Bundan adım kadar emindim. Buna göz yumamazdım artık. Son derece bitkin bir halde kıyafetlerimi değiştirmiş yatağıma girmiştim. Düşünmemek için zihnimle savaşırken ne ara uykuya daldığımı anlamamıştım.
˜
Bana sakın geç kalma diyen adam buluşma saatinin üzerinden yarım saat geçmesine rağmen hala ortalıkta yoktu. Ne olur ne olmaz diyerek şirketten erken çıkmış 12:45'de kafeye gelmiştim. 45 dakikadır Salman'ı bekliyordum. Yarım saat önce sipariş ettiğim salatama sinirle bir çatal daha bastım. Herif resmen ağaç etmişti beni. En fazla 5 dakika daha bekler kalkarım. Tüm gün onu mu bekleyeceğim? Çatalımı salatama sert bir şekilde batırırken bir yandan da kafenin giriş kapısını izliyordum. Birden görüş alanıma siyahlara bürünmüş kas yığını bir adam girmişti. Bu tabi ki Salman'dan başkası değildi. Gözlerini birkaç saniye etrafta gezdirdi. Sonunda kahve gözleri benim kahvelerimle buluştuğunda hafif bir şekilde sırıttı. Ben ise ifadesiz bir şekilde onun masaya gelmesini bekliyordum. Sanki yarım saat geç kalan o değilmiş gibi karşımdaki sandalyeye oturdu ve hafif bir gülümsemeyle bana bakmaya başladı.
"Merhaba, nasılsın?"
Oldukça sinirliyim. Çünkü tam 45 dakikadır seni bekliyorum bay kas yığını... Diyemedim.
"Bana geç kalmamam için o kadar söylenen adam tam yarım saat geç kaldı. Nasıl olabilirim?" diye söylendim dişlerimi sıkarak. Salman'ın mahcup olmasını bekliyordum sırıtmasını değil.
"Ben seni 1 hafta+1 gün bekledim Neha. Sen beni yarım saat beklemişsin çok mu?"
"Sırf bu yüzden mi beklettin beni?" sesim şaşkınlıkla ve sinirle çıkarken kaşlarım çoktan çatılmıştı. Kafasını hayır anlamında iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikâye
RomanceYıllardır bildiklerini sandıkları duygularda aslında onlardan cahili yoktu. Bir anlaşmayla girdikleri yolu düşe kalka da olsa bitirebilecekler miydi? Peki ya cahil oldukları duyguyu öğrenebilecekler miydi?