Bölüm 12

324 37 58
                                    



Keyifli okumalar ^^


Gözleri gözlerimde takılı kalmış geniş gülümsemesiyle öyle bir "Hoş buldum" demişti ki içim gitmişti adeta. "Hoş geldi, Neha... Bu adam gerçekten hoş geldi" içimde ki Neha çenesini tutamamış yorum yapmıştı yine. Haksız mıydı? Bu soruyu cevaplamak benim için çok erkendi.

Salman elinde ki şık kutuyu bana uzatırken ona salonu işaret ettim. Radha abla kapının kapanma sesini duymuş olmalı ki bize yaklaşıyordu. Onu görünce gülümsedim. Elimde ki kutuyu alırken çaktırmadan Salman'ı inceleyip kaşlarını kaldırıp dudaklarını büktüğünü fark etmiştim. Onun bu hallerine gülümseyerek birkaç adım önde ilerleyen Salman'a yetiştim. Gergin miydi gerçekten merak ediyordum. Salona girdiğimizde babam annem ve Ali de görüş açımıza girmişlerdi. Babam Salman'ı görünce gözlerini kısarak büyük bir dikkatle baştan ayağa süzdü onu. Annemi söylememe gerek var mı?

"Es-selamu aleykum," derken sağ elini hafif içe doğru bükmüş alın hizasına götürüp selamını vermişti. "İyi akşamlar efendim"

Salman'ın sesi ile babam oturduğu koltuktan kalmış bir iki adımda yanımıza ulaşmıştı. Çatık kaşlarıyla verilen selamı Salman gibi sağ elini büküp alnına götürerek almış "Ve aleykümüsselâm." demişti. Alnının hizasından indirdiği elini Salman'a uzatmıştı. Uzatılan eli Salman bekletmeden tuttuğunda babamın sıkı bir şekilde Salman'ın elini kavradığını fark ettim. Babam ne yapıyordu? Gözdağı mı veriyordu Salman'a? Baba lütfen. Karşında tam anlamıyla bir kas kütlesi var. Salman elinin babam tarafından sıkıca kavranılmasından hiç etkilenmemişti elbette.

"Kamaal Malik!"

"Salman Haider. Tanıştığımıza memnun oldum efendim"

Salman elini babamın eli arasından çekip anneme dönmüştü. Aynı şekilde selam verip ona da tanıttı kendini.

"Madhu Malik. Ben de memnun oldum"

Annem ise iki elini göğüs hizasında birleştirip hindu selamını vermişti. Salman ona gülümsedikten sonra Ali'ye döndü. Ali tıpkı Salman'ın babama verdiği selam gibi sağ elini büküp alın hizasına getirmiş "Es-selamu aleykum" demişti. Salman Ali'ye doğru bir iki adım atarken selamı aynı şekilde almıştı.

"Ali değil mi?"

Kaşlarım hayretle havaya kalkmış Salman'a bakıyordum. Nereden biliyordu? Ona baktığımı hissetmiş gibi bakışlarını Ali'den çekip kısa bir süre bana baktı. Çarpık bir şekilde güldükten sonra tekrar Ali'ye dönmüştü.

"Evet Ali. Ali Malik."

"Tanıştığımıza memnun oldum genç adam," deyip elini Ali'ye uzattı. Ali ise hafif şaşkınlıkla uzatılan eli tuttu. Annem masaya geçmemizi söylediğinde onu ikiletmeden masaya yöneldik. Babam ve annem karşılıklı başköşelere kurulmuşlardı. Ali her zaman ki gibi hemen karşımda otururken Salman da yanımda oturuyordu. Sessizce Radha ablanın yemek servisini yapmasını bekledik. Sessizliğimizi bozan babam olmuştu.

"Rizwan Haider'ın oğlusun değil mi?"

Salman başıyla onayladı "Evet, babam Rizwan Haider." dedi sakin bir sesle. Babam yine sessizliğe bürünürken annem asla bitmeyen sorularını sormaya başladı.

"Kaç kardeşin var Salmancım?"

"Bir kız bir erkek kardeşim var. Ailemin en büyük çocuğu benim. İki kardeşimde evli."

"Sen neden evlenmek için bu kadar bekledin? Bana kızınızı bekledim diye klişe bir şey söyleme sakın." derken gayet ciddiydi babam. Ben daha fazla gerilirken Salman'ın güldüğünü gördüm. Hey, burada gergin olması gereken sensin ben değilim koca adam.

Bizim HikâyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin