Keyifli okumalar ^^
"ANNE!! ANNEM NERDE?! ANNE"
Kalın ve gür sesi hiç bu kadar yüksek çıkmamıştı. Yüzü korkudan darmadağın haldeydi. Ne yapacağını bilemez bir halde evde bağırarak bir oraya bir buraya gidiyordu. Birilerinden hala bir ses gelmemesi adamı delicesine korkutuyordu. Merdivenlerin önünden beşinci kez geçerken aklına annesinin odasına gitmek geldi. Düşünme yetisini gerçekten kaybetmiş gibiydi. Odaya yaklaştıkça kalbinin sıkıştığını hissediyordu. Bir şey olmamıştır diyerek kendini teselli etmeye çalışıyordu ama nafile. Kapının kulpuna can havliyle sarıldı adeta. Yavaşça indirdi. Açılma sesinden sonra korkuyla ittirdi kapıyı. Karşısında ki manzarayı görüyor ama idrak edemiyordu. Bembeyaz olmuş suratıyla kapının önünde öylece duruyordu.
"Abi?!"
Bir iki dakika geçmişti ama Salman'dan herhangi bir cevap gelmemişti. Şoka girmişti. Evet, evet resmen şoka girmişti adam. Yaşadığı korku ömründen ömür götürmüştü. Resmen "Ömründen ömür götürmek" cümlesinin somut haliydi kendisi şu an. Önünde ona el kol sallayan onu sarsan kardeşini çok sonra fark etti. Bir şeyler söylüyordu ama Salman anlamıyordu ki. Bakışlarını kardeşinden çekip tekrar yatağa çevirdi. Annesi halsiz bir şekilde yatıyordu. İyiydi. Sadece yatıyordu. Annesi iyiydi. Annesinin yanına nasıl geldiğini bilmiyordu. Az önce kardeşine çarptığının farkında bile değildi. Yatağında uzanan annesinin yanına oturmuş kollarını kadının boynuna dolamıştı. Kaslı kolları annesini sıkıca sarıyordu. Bıraksa sanki saniyeler önce yaşadığı korkular gerçekleşecek gibi hissediyordu. Aklına geldikçe daha da çok sarıyordu annesini. Eline düşen bir damla yaş onu kendine getirdi. Kendi göz yaşlarının farkında bile değildi.
"Salman oğlum.."
Sapna Hanımın boğuk çıkan sesi ile Salman şoktan çıkmaya başlamıştı.
"Abi kemiklerini kırdın kadının bıraksana"
Annesini sıkıca saran kollarını gevşettiğinde annesinin rahatça aldığı nefesi duydu. Az daha kendi öldürecekti. Kendini geri çekmeden önce hızlı bir şekilde göz yaşlarını sildi. Kendini geri çekti. Annesinin şefkatli bakışlarını görünce daha fazla ağlama isteği oluştu içinde. Bu bakışları bir daha görememe düşüncesi kahretti adamı. Ağlama isteğini bastırarak zorla yutkundu.
"Ben çok korktum.. Fenalaştı deyince"
"İyiyim oğlum iyiyim korkma. Tansiyonum mu çıktı ne anlamadım ama iyiyim şimdi."
"Bu kadar korkacağını bilsem seni aramazdım bile abi"
"Aşağıda deli gibi bağırdım kimseden ses gelmeyince... Neden ses vermediniz? Duymamanıza imkan yok. Beni öldürmek mi istiyorsunuz?"
"Ben cidden duymadım. Balkona çıkmıştım iki dakikalığına. Aisha abla ve Payal alışverişe çıkmıştı"
"Ne alışverişi bu saatte ya? Hem annem bu durumdayken?"
"Oğlum saat 1. Ayrıca fenalaşmadan önce göndermiştim ben onları sakin ol bir dakika sen"
Karşısında ne yapacağını bilemez halde oturan oğlunun yanaklarını elleri arasına aldı. Kızaran gözlerini görünce suçluluk duygusu kapladı her yanını. Bu kadar korkutmak istememişti ki biricik oğlunu. Sağ eline değen sıcak şeyle düşüncelerinde sıyrıldı. Salman annesinin elini eline almış öpüyordu.
"Bir bardak su getireyim sana ben abi"
Meera odadan çıkmadan önce annesine baktı gülümseyerek. Annesinin gözleri kendi gözlerini bulduğunda abisine çaktırmadan annesine göz kırptı. Salman yerinde hafifçe doğrulunca Meera hızla kapıyı açıp çıktı. Sapna Hanım derin bir nefes aldı. Hemen yanında oturan oğlunun kendisi gibi uzanması için yana kayda usulca. Salman açılan boşluğa vücudunu yerleştirdikten sonra annesinin başını omzunda hissetti. Huzurla gözlerini kapadı.
"Salman bana kızacaksın ama yine de söylemeden duramayacağım."
"Kızmam, söyle"
"Bugün en çok neyden korktum biliyor musun oğlum?"
"Biliyorum anne... Çok iyi biliyorum. Sen görüşmeyi ayarla. Saati ve yeri söylersin bana."
Oğlunun cümlesi bittiğinde anlamak için birkaç saniye sustu Sapna Hanım. Şaşkınlıkla kafasını kaldırdığında Salman'ın kararlı bakışlarını gördü. Kızıyla kurduğu planın yani aslında Meera'nın kurduğu planın bu kadar etkili olacağını tahmin edememişti.
"Görüşme ayarlamayacak mısın yoksa?"
"Salman... Ayarlayacağım tabii ki oğlum. Ayarlamaz mıyım hiç?"
"Bu arada adı ney?"
"Amrita"
Kafasını salladı Salman. Kız kimdi neydi önemi yoktu şu an için. Yaşadığı korku ona bir ömür yeterdi. Sabah ki konuşmalarından dolayı suçluyordu kendini. Ne vardı sanki üzmeseydi annesini? Annesinin istediği gibi gidip görüşecekti. Kızdan yana bir problem çıkmadığı sürece Salman bu evliliğe çoktan razı olmuştu! Ona umutla bakan annesini daha fazla üzmeye bekletmeye hakkı olmadığını düşündü. Kafasını yatağın başına dayadı iyice. Gözlerini kapattı. Belki de doğru olan budur diye geçirdi içinden. Doğru olan o kızla evlenmek miydi gerçekten?
Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyor olacağım :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikâye
RomanceYıllardır bildiklerini sandıkları duygularda aslında onlardan cahili yoktu. Bir anlaşmayla girdikleri yolu düşe kalka da olsa bitirebilecekler miydi? Peki ya cahil oldukları duyguyu öğrenebilecekler miydi?