Bölüm 38

245 22 207
                                    


Siz bölüme geçmeden önce bir şey söylemek istiyorum.

Hikâye de ara ara ufaktan bazı konulara değiniyorum. Bu konulara karakterlerden bağımsız bakıp yorumlamanızı çok istiyorum. Çünkü aynı konularda sizlerin de düşüncelerini merak ediyorum.


Keyifli okumalar.

Güneş ışığı yüzüme vururken kapalı olan gözlerimi daha sıkı kapamaya çalıştım. Kulağıma sesler geliyordu ama ne denildiğini zerre anlamıyordum. Umursamadım. Yorgundum ve uykum vardı.

Sesler susmuyordu. Salman mıydı o vıdı vıdı konuşan? Elimi onun yattığı tarafa götürdüm ama onu bulamadım. Gözlerimi zar zor araladığımda önce bi boş boş etrafa bakındım. Her sabah uyunma ritüelimdi bu benim. Uyandığıma kendimi ikna ettiğimde Salman'ın oda da olmadığını fark ettim.

Neredeydi?

Aklıma gelen fikirle yüzümde bir gülümseme peydah oldu.

Kahvaltı hazırlıyor olabilir miydi?

Kapı açıldığında hızla gözlerimi kapadım. "Ohoo işimiz var senle." diyerek yaklaşıyordu. Çöken yatakla oturduğunu fark ettim. Lanet olsun! Keşke diğer tarafa dönüp yatsaydım. Şimdi gülüp rezil olacaktım.

"Kalk artık Neha hadi. Bir şeyler hazırlayıp yiyelim. Acıktım."

Gözlerim ben farkında olmadan aniden açıldı. Yine o siyah bornozlaydı ve tahmin ettiğim gibi oturuyordu.

"Bir şeyler hazırlamadın mı?"

"Yo. Neden hazırlayayım?" saf bakışları yavaşça değişirken "Duş aldım." dedi sırıtarak. Yüzündeki o edepsiz bakışa göz devirdim. Ne yapacağımı bilemediğimden göz devirdim aslında. Bunun üzerine Salman kafasını burnumun dibine sokup boğuk bir sesle "Bak mis gibi kokuyor." dedi.

Bu adam 38 yaşındaydı arkadaşlar.

Ben de ne yapayım kokladım. Bir de öptüm.

Salman'ın kafası anında kalktı. İri gözleri yuvalarında fırıl fırıldı yine. Başını üzerime bırakıp açıkta kalan koluma küçük küçük buseler konduruyordu.

"Kahvaltı hazırlıyorsun sanmıştım." dedim dayanamayarak. Salman öyle bir güldü ki... Bu gülüş resmen bir tarafıyla gülme gülüşüydü. Kafasını iyice geriye atıp tavana bakarak gülmesine devam etti.

"Bunu benden nasıl bekledin Allah aşkına? Bunu benden neden bekledin?"

Gece söylediğin şeylerle senden her şeyi beklerdim pislik. Annem yine haklı çıktı. Demek hepsinin olayı aynı.

"Çok zor bir şey değil. O kadar da beceriksiz değilsin mutfakta."

"Daha becerikli olduğum alanlara yönelelim o zaman?"

Salman yavru ceylan görmüş aslan edasıyla doğrulup yaklaşmaya başladığı an nasıl fırladığımı bilemedim yataktan. Bu kaç yılın acısını çıkarmaydı?

"Başım ağrıyor git başımdan."

Odadan çıkarken Salman'ın kahkahaları arasında "Gel kız buraya." Dediğini duydum. Odadan çıkıp banyoya girdiğimde aynaya bakmadan -bakamadan- ilerledim. Daha sonra köşeye çekilip yere çöktüm. Ellerimle yüzümü kapatıp sırıtmaya başladım. Sırıttıkça sırıtıyor gülüşümün önüne geçemiyordum.

Mutluydum.

Bozulmasından öyle çok korkuyordum ki kendime bile mutluyum demeye çekiniyordum. Halbuki böyle anlarda insanlar mutluluğu bağıra bağıra yaşamak istemez miydi? Ben o insanlardan değildim. Ben bağıra bağıra yaşamaktan korkan bir insandım. Ya giderse?

Bizim HikâyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin