Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum ♥
Okuyup geçmeyin satır aralarını ziyaret etmekten kaçınmayın lütfen >_<
Keyifli okumalar.
Yaklaşık 5 dakikadır beyaz tavanı seyreden bakışlarımı sonunda oradan ayırabilmiştim. Yataktan çıkmam gerektiğinin farkındaydım. Fakat öylesine yorgun, bitkin hissediyordum ki kendimi... Tüm günümü yatakta geçirmemek adına kalktım ve tuvalete geçtim. Elimi yüzümü yıkarken beynimde kesik kesik çakan şimşeklerle dün geceyi hatırlamaya çalışıyordum. Aynadan yansımama bakarken tam anlamıyla dağılmış bir görüntüden başka hiçbir şey görmedim. Dün ki kıyafetlerim hala üzerimdeydi ve yüzüm... Felaketti. Kendimden daha fazla korkmamak için hemen temizleme sütünü elime alıp yüzümdeki makyaj kalıntılarını temizlemeye başladım.
Diğer ihtiyaçlarımı da halledip banyodan çıktığımda saate bakmak aklıma gelmişti. Yuh! 14:20 ne demek? Resmen yuh! Kendime inanamayarak odamdan çıktım. Saatin bu kadar geç olmasının tek güzel yanı Salman'ın evde olmayacak olmasıydı. Odamdan çıktığım an burnuma dolan kahve kokusuyla derince bir nefes aldım. Hemen bir bardak kahve içmem lazımdı.
"Günaydın. Gerçi akşam oldu ama."
"Ay ben de şaşkınım. Nasıl bu kadar uyu- Salman?"
Anında durmuş sesin geldiği yöne bakmıştım. Onun evde ne işi vardı? Salmanla göz göze geldiğim an hızla arkamı dönüp odama kendimi geri attım. Bu adama daha ne kadar rezil olabilirdim? Kendime lanetler ederken Salman'ın bana seslendiğini duyuyordum ama ne bu odadan çıkacak ne de bu halimle onunla yüz yüze gelecek halim vardı. Onun işte olması gerekiyordu. Ağlayacaktım gerçekten.
"Hayatının geri kalanını orada geçirmeyi mi düşünüyorsun?"
"Mümkünse, evet."
"Neha çık da konuşalım hadi. Açıklığa kavuşturmamız gereken birçok konu var."
Mızmızlanmak ve istemiyorum diye ayak diretmek istiyordum. Ama bunları yapıp daha da kendimi rezil bir duruma sokamazdım.
"Üzerime bir şeyler geçirip geliyorum."
Salmandan ses gelmediğinde dünden kalan kıyafetlerimden kurtulup siyah eşofman altımı ve kapşonlu kırmızı sweatimi giyindim. Saçlarımı da hızlıca taradıktan sonra odamdaki kıyafet fazlalıklarını topladım. Odamdan çıktığımda çamaşır odasına geçerek elimdekileri kirlilerin içine bıraktım. O sırada gördüğüm yeşil kazağı elime aldım. Düne dair görüntüler zihnimden geçmeye başladı.
"Hulk gelmiş."
"Hulksun işte."
Bunları Salman'a mı söylemiştim? Zihnimi biraz daha zorladığımda yeşil kazaklı Salman'ın görüntüsü daha da netleşmişti. E haklıymışım ama. Dur bir de ayıkken güleyim buna. Elimdeki yeşil kazakla eğlenirken kazağın sahibinin geldiğini fark etmemiştim.
"Anlaşılan birileri en az dün gece ki kadar eğleniyor."
Ellerinde göğüs hizasında birleştirmiş bir şekilde bana bakan Salman'a döndüm elimdeki kazağı bırakarak. Düne dair aklıma gelen tek şey Hulk Salman değildi. Dengesiz Salman ve onun yüzünden benim de bozulan dengem aklıma gelmişti.
"Çünkü hala komik."
Salman'ın tek kaşı alayla yukarı kalkarken "Ben neden hiç eğlenmiyorum?" diye sordu. "O da senin sorunun." diyerek yanından geçip gittiğimde arkamdan bana saydırdığını tahmin ediyordum. Mutfağa girdiğimde saniyeler sonra o da gelmişti. Kendime kahve koyarken onun orada olması umurumda değilmiş gibi davranıyordum ama lanet olsun ki çok fazla umurumdaydı. Heyecandan elim ayağım birbirine girecekte bir sakarlık yapacağım diye acayip gerilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikâye
RomanceYıllardır bildiklerini sandıkları duygularda aslında onlardan cahili yoktu. Bir anlaşmayla girdikleri yolu düşe kalka da olsa bitirebilecekler miydi? Peki ya cahil oldukları duyguyu öğrenebilecekler miydi?