Not: Önceki bölümleri okumuş muydunuz? Okumamış olanlar için B.A.B. "Büyük Angelopulos Buluşması"nın kısaltması. Hemen kısacık bir hatırlatma da yapayım: En son bölümde Angelopulos ailesi, Büyükada'da Maria'nın konağında buluştular. Deniz de bu buluşmada ve Peri Hanımın da katılması bekleniyor. Despina, Feza ve Freya yakın yaşlardalar. Alexei, Freya'nın amcası; Helen, halası ve Eleni de Despina'nın kızı -ki Despina'da Amerika'daki o meraklı halasının kızı. Feza ve Freya, Anıl Hanımı fava yapması için ikna etmeye çıktıklarında Anıl Hanım, Freya'nın yeniden terapiye başladığını öğreniyor ve kızına sarılıp "Geçti" diyor. Bu bölüm o günden sonraki günü anlatıyor. Sevgilerimle.
Angelopulos ailesi güzel bir güne uyanmış, gürültülü bir kahvaltı etmiş, ardından da hazırlanmak için odalarına dağılmıştı. Freya, Deniz ve Niko Bey, Anıl Hanımın yokluğunu fırsat bilerek dış kapının önünde gizli gizli sigara içiyorlardı. Freya göz ucuyla kapı aralığından içeriyi kontrol edip "Kendimi yeniden ergenliğe dönmüş gibi hissediyorum," diye mırıldandı. "Terlik yiyeceğim korkusuyla sigara mı içilirmiş!" Sigarasının külünü silkeleyip kıs kıs gülen babasına göz ucuyla baktı. "Yalnız senin sigarayı bırakma yaşın geldi pateroulís."
"Sen bana," Niko Bey sigarasından derin bir nefes çekip "İhtiyar mı diyorsun bakayım?" diye sordu. Sigarasının dumanı o konuşurken ağzından tütüyordu. "Benim kalbim daha çocuk, çocuk!"
"Ona şüphe yok." Merdivenlerdeki hareketliliği dinledi. Eleni yine saçlarını taratmasınlar diye etrafta koşuşturuyor olmalıydı. "Ama çocuk kalbin arada bir tekliyor."
"Doğanın kanunu bu, her şey arada bir tekler."
"Eminim doğanın kanunları, Viking gemisiyle denize açılmayacaklar için daha geçerlidir pateroulís."
Sahi ya! Yaz da gelmişti. Deniz, Freya'yı kendine çekip alnına küçük bir öpücük bıraktı ve "Niko amca kürek çekmeyecek sonuçta güzelim," dedi. Deniz'le babasının artan yakınlıklarına uyuz oluyordu Freya. Nereden çıkmıştı bu iyi anlaşma meselesi? Hiç anlaşamasalar umurunda olmazdı ki onun... Henüz ikisini de birbirleriye paylaşmaya hazır değildi. Aralarını mı bozsaydı acaba? Minik iblisleri bir kulağından girip diğerinden çıkmak için kendilerine küçük bir lunapark yarattılar.
"Hay sen çok yaşa Deniz!" Niko Bey pat pat Deniz'in omzuna vurunca kıskançlıkla gözlerini devirdi. "Bir sürü genç insansınız. Bize kalacak değil ya kürek işi."
"Freya?" Annesinin sesiyle üçü de sıçradı. "Niko?" Merdivenlerdeki ayak sesleri giderek yaklaştı. Hepsi aceleyle sigaralarını söndürüp panikle dumanı dağıttılar. Kadına yakalanmayı hiçbirinin kalbi kaldırmazdı."Denizciğim?"
"Denizciğim mi?" "Denizciğim mi?"
Freya ile Niko Bey kaşlarını çatarak kapıya döndü. Freya kapıda beliren annesine "30 yıllık kızına Freya," diye homurdandı. Niko Bey araya "50 yıllık kocana Niko," diye sıkıştırdı. "Ama dünkü çocuğa Denizciğim mi diyorsun?!"
Anıl Hanım, Deniz'in koluna girerken baba-kıza sevimli bir bakış attı ve "Sonunda bu ailede benim tarafımı tutan biri var," dedi. "Aklı başında, ayakları yere sağlam basan, güzel gülüşlü biri." İtiraz etmeye hazırlanan ikiliye cevap olarak ilgisizce omuz silkip "Annenle konuştun mu Denizcim?" diye sordu. Kadın genç adamı içeriye çekerken baba-kız arkalarından homurdana homurdana onları takip etti. "Ne zaman gelecekmiş? Umarım akşam yemeğine yetişir!"
Ailecek toplanıp ağır ağır kiliseye yürümüş, Pazar ayinini dinledikten sonra birer mum yakıp dilek dilemişlerdi. Kilisenin yanındaki manzarası dillere destan mekanda oturup birer kadeh rakı da içtikten sonra yeniden ağır ağır ayaklanmışlardı. Yürürken en kısa yolu tercih etseler de dönerken hep eski Rum yetimhanesinin önünden geçerler; yetimhanenin önündeki açıklıkta geleneği bozmayarak bir süre durup soluklanırdılar. Yetimhane bir süre önce yeniden Rum Patrikliğine geçmişti ama restorasyonu yapılamadığı için çürümeye terk edilmişti halde duruyordu hala. Dünyanın en büyük ahşap yapısı olduğu söylenirdi. Eski görkemli hali kalmamıştı pek ama yine de uzaktan da olsa onu izlemek Angelopuloslara garip bir huzur veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Freya
RomanceBir kez ayrılınca ilişki bitmiş sayılır mı, yoksa emin olmak için birkaç kez daha mı ayrılmak gerekir? Ayrılmayı başaramayan ama bir arada da kalamayan; yarım akıllı bir oyuncu ile sıkıcı bir çevirmenin ayrılık hikayesi bu... Ya da bir barışma hikay...