Bölüm 71: "Gün doğumu"

564 58 14
                                    

Hatırlatma: Aile hala bir arada, Büyükada'da. Geçen bölüm Peri Hanım'ın da onlara katılmasıyla daha da kalabalıklaştılar. İyi okumalar.

Not: Bölüm kimi okuyucular için rahatsız edici ögeler içeriyor olabilir.(Panik atak, şiddet...vs.)

Hep birlikte masayı toplayıp da Angelopulos ailesi odalarına çekildiğinde gün doğumuna birkaç saat kalmıştı. Gece boyunca devam eden kahkahaların çınlamaları sonsuzlukta kaybolmuş, tatlı bir serinlik çoktan insanın etini ısırmaya başlamıştı. Annesinin ısrarlarıyla Peri Hanım da geceyi burada geçirmeye karar vermişti. Feza çakırkeyf olan babasını annesiyle birlikte odasına çıkarmış, Deniz de Freya'nın kucağında uyuyan Eleni'yi kucaklayıp Despina'nın odasına çıkmıştı. Bahçede yalnız kalan Freya mermer basamaklara oturup bir sigara yaktı.

Uzaktan gelen martı çığlıkları hariç etrafta başka bir ses yoktu. Tuhaf bir sessizlik hakimdi adaya. Freya sigarasını içerken dalgınca demir kapıya dikmişti gözlerini. Bu yüzden omuzlarına bırakılan ceketle irkilerek kocaman olmuş gözlerini ceketin sahibine kaldırdı. Babası hiç konuşmadan yanına oturunca başını onun omzuna dayayıp sigarasını uzattı. Niko Bey iki nefes aldığı sigarayı kül tablasına söndürüp bir süre daha hiç konuşmadı. Adam kendini sonsuz bir evrende sürekli hareket etmek zorunda olan bir karınca kadar çaresiz ve korku dolu hissediyordu. Şefkatle kızının saçlarını, yanaklarını, boynunu okşadı. Onu rahatsız eden şey her neyse Anıl Hanımın da gözlerine derin bir korku yaymıştı. Anlamadığını sanıyorlardı belki ama Niko Bey yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunun farkındaydı. Daha geçen gün Anıl ağzını aramış, Freya'nın neyi olduğunu sormuştu. Bilmiyordu. Niko Beyi bu kadar korkutan da bu değil miydi zaten? Kızının sağır eden sessizliğine alışkın değildi -hiç olmamıştı. Baba kız ezelden beridir sır saklamamışlardı birbirlerinden. Eğer şimdi aralarında bir sır varsa kötü bir şey olmuş olmalıydı.

"Beni aradı."

Derin bir sessizlik karşıladı Freya'nın kısık sesle kurduğu cümleyi. Yiğit ona hiç durmadan farklı numaralardan onlarca, yüzlerce mesaj atmıştı. O açmadıkça, cevap vermedikçe Instagram'dan anonim hesaplar açmaya başlamıştı. Freya birini engelledikçe daha çok hesap türemişti. Niko Bey bin tane şey sormak istese de susmuştu. "B-beni takip ettiğini fark ettim birkaç hafta önce." Freya birkaç adım gerilerinde aniden kesilen adım seslerini fark ederek gözlerini sıkıca yumdu ve hayatındaki en önemli iki adama aynı anda içini açtı. "Hemen ertesi gün hakkında uzaklaştırma kararı çıkarttık ama o gün..." Feriköy'den dönerken İstiklal'deki kalabalıkta önce Yiğit'i gördüğünü sandığını, sonrasındaysa adamın bir anda nasıl karşısına çıktığını, Fatih'in onu o gün olası bir kazadan nasıl kurtardığını anlattı. Konuşurken kekeliyor, tekliyor ve ürküyordu.

"Nefes alamadığımı hissettim."

Derin bir nefes aldı. Aniden boğazında koca bir yumru belirmişti. Sesler karışmıştı, renkler, insanlar karışmıştı. Korktuğunu, korkudan panik atak geçirdiği söylemekten kısa bir an için utandı. "B-ben..." Kekeleyerek sustu. Akmaya hevesli gözyaşlarını hoyratça kıruladı ve anlatmaya devam etti. "Yiğit'i bir anda karşımda bulunca..." Niko Beyin ellerinin buza kestiğini hissederek ıslanan kirpiklerini araladı. "Ne olduğunu hatırlamıyorum baba. Nasıl geldi, beni nasıl buldu bilmiyorum. Ben... Ben onu karşımda g-görünce..." Kekeleyerek sustu bir kez daha. Doğru kelimeleri kocaman bir kumsalda sanki çay kaşığıyla arıyordu. "O gece yaşananları hatırladım. O-o gece... Beni boğazımdan kavradığını, k-kaldırıp duvara çarptığını, b-ben..." Kaburgalarının sesini hatırladı. Boğuluyordu sanki. Her şey, etrafındaki herkes bir anda bulanıklaşmıştı. Kendini yalnız ve korku dolu hissetmişti. "K-kafamın içindeki gürültüler arttı birden." Yanağından sızan bir damla adamın gömlek koluna düşerken omuzlarındaki cekete sıkıca tutundu. "Çok korktum!" Kendini tam olarak ifade edemediğini hissederek "Korktum," diye yineledi. "Ellerim uyuştu, dilim uyuştu, düşünen yerlerim uyuştu. Kalbim patlayacak gibiydi." Cansızca daha çok sokuldu babasının göğsüne. "Öldüğümü sandım, öleceğimi sandım. B-ben..."

FreyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin