Bölüm 13: "Ben biraz saf mıyım?"

1.6K 170 39
                                    

  Not: 11. ve 12. bölümleri okumuş muydunuz?

         Arca, Aslı, Bilge ve Freya güzel bir yılbaşı masası kurmuş, Freya'nın küçük salonunu yılbaşı için süslemişlerdi. Kitaplardan yaptıkları yarım metrelik ağaca mavi renkli lambalar, gümüş yıldızlar ve gümüş-mavi simli süslerden asmışlardı. Ağacın tepesine ise yıldız yerine Bilge'nin ısrarlarıyla Deniz'in hediyesi olan kar küresini koymuşlardı. Salonda o kadar çok led ışık vardı ki ek olarak sadece Freya'nın çalışma masasının yanındaki lambaderi açmışlardı. Arca salatayı masaya getirirken Bilge dolaptaki şarabı karafa aktardı. Aslı da servisleri açtı. Aralık ayının son gününü birlikte geçirmek onlar için vazgeçilmez bir yılbaşı geleneğiydi. Freya tozlanan bavulun kapağını açtı ve muhafaza ettiği pikapa seçtiği bir plak taktı. İğneyi özenle plağın üzerine bıraktı. Pikaptan dağılan müzik odaya dolarken Bilge "Anıl teyzenin sana bunu nasıl kaptırdığını hala anlamış değilim," diye mırıldandı. Bir yandan da şarapları dolduruyordu. "Orada bir çakallık döndü sanki ama..."

-"Döndü tabii... Niko amca olmasa o pikap buraya gelir miydi sanıyorsun?"

-"Aslı haklı." Masanın başına geçip kadehini havaya kaldırdı. Diğerlerinin kadehlerinin dolmasını beklerken "Bu güzel pikap için babama teşekkürler," dedi sevimlice. Babasıyla birkaç saat önce konuşmuşlardı. Annesiyle ikisi yılbaşı için adaya geçmişlerdi. Orada Alexei amcanın evinde yeni yıla gireceklerdi. "Plaklar için de tabii ki..."

-"Teşekkürler, Niko amcaaaa!" -"Teşekürler." -"Büyüksün, Niko amca..."

         Şaraplarından babası için küçük birer yudum aldılar. Öğle saatlerinde işten çıkıp eve geldiklerinden beridir -Freya hep evdeydi!- içtikleri için daha gece başlamadan hepsi sarhoştu. Freya üç yıl önce aldıkları, hepsi birbirini andıran çirkin yılbaşı kazaklarına bakarken gülümsedi. Bilge kafasındaki saçma sapan geyikli tacını düzeltirken Aslı, Arca'nın kafasına kırmızı Noel Baba şapkasını geçirmeye çalışıyordu, kendi kafasında da İrlanda cücelerinin yeşil şapkası vardı. Freya henüz fırsat bulamamıştı ama ilk fırsatta ışıklı yıldızlarını kafasına takacaktı.

-"Yeni bir yılbaşını daha birlikte geçirmemize izin veren bütün kadim Tanrıçalara ve Tanrılara..."

-"Kurnaz Loki'ye!"

-"Tek gözlü Ra'ya..."

-"Bilge Athena'ya!"

-"Şarap Tanrısı Dionysos'a!"

-"Dafne'sini arayan zavallı Apollo'ya!"

         Onların zevzekliklerine gülerken sesini duyurabilmek için masadan aldığı bıçağı yavaşça kadehine vurdu. Çın çın. Aslı, Arca'nın kafasına şapkayı geçirip zaferle gülümsedi. "Ve diğer bütün Tanrı ve Tanrıçalara teşekkürler," dedi sevimlice. "Ve sizlere..."

-"Dur, dur!" Bilge panikle atıldı. "Küpid'i unuttum!"

         Masada bir anlık derin bir sessizlik oldu. Freya ciddi bir yüz ifadesiyle "Sevgili çocuk Tanrı Küpid!" diye ekledi. "Bütün aşıklar adına sana da teşekkür ederiz." Bilge'ye dönüp tek kaşını kaldırdı ve "Tamam mıyız?" diye sordu. "Var mı eklemek istediğin başkası?" Bilge mutlulukla başını iki yana sallayınca aynı heyecanla yeniden "Ve sizlere," diye başladı. Duygulanmış gibi iç çekip dramatik bir tavırla tek tek masada oturan arkadaşlarına baktı. "Muhtemelen yarım saat sonra salonumun ortasında Macarena oynayıp kalça sallayacak olan küçük, sevimli, sevgili aileme..." Herkes onaylarcasına başını sallayınca gülümsedi. "Bu yılbaşında da benimle birlikte olduğunuz için teşekkür ederim." Kadehini ileriye uzatıp ağız dolusu ekledi: "Igeia mas." (Sağlığımıza!)

FreyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin