(2.3) SÜRPRİZ TANIŞMA

8.8K 532 51
                                    


Selam.

Biraz atar kaçar gibi olacak ama yorgunum ve uykum geldi.

[[[✒️__]]]

Babacığımın kucağında taşınırken çenemi yerleştirdiğim omzunun üzerinden etrafa bakıyordum. Gözüme ilk geniş holde ve koridorlarda bulunan altın varaklı çerçevelere sahip olan tablolar çarptı. İçerikleri ya manzara ya da 14. yy dönemlerine ait abiler ve ablalarla ilgiliydi.

Sonrasında antika oldukları belli olan heykellere baktım. Açıkçası bir tane büstün burnuna parmağımı sokasım gelmişti. Tam bir tarihi eser katliamcısı gibi düşündüm sanki. Neyse.

Eski zamanlardan kalma İtalyan askerlerinin zırhları koridor kenarlarını, silahları ise duvarları süslüyordu.

Bir de Venedik maskeleri vardı. Çok ilgi çekici ve yüz ifadeleri barındıran maskeler kesinlikle dikkatimi çekmişti.

Büyük süslü vazolardaki gerçek çiçekler de kanımca son dokunuşu tamamlamıştı. Sanat eserleri ve diğer eşyalar birbirlerine ne kadar zıt bir görüntü sergiliyordu. Savaş ve Barış kelimeleri bu konsepte çok uygun kelimeler olabilirdi.

Nico sanki evde değilde bir alışveriş merkezinde dolaşmış gibi uzun bir yol katettikten sonra sonunda yatak odasına girdi. Ama benim sevişmek için olan hevesim kaçmış, yerine uyku baskın çıkmıştı.

Bugünlük şansını kaybettin Nico'cum.

Yavaşça yatağa yatırılırken gözlerimin ne ara kapandığından habersiz bir şekilde rahat pozisyona geçiş yaptım. O da bacağımı ileri atıp bir maymun bebeğin annesine sarılması gibi yastığa sarılma pozisyonuydu.

"Demek kucağımda uyudun bebeğim. Öyle sevimlisin ki sana hiç kıyamıyorum."

Kıyma amına koyayım, kıyma lan.

Dudaklarımı şapırdatarak yanağımı iyice yastığa sürttüm. Ulan ne rahat bir yatak ve yastıktı bu. Kaz tüyü neyin olmasın. Adam multimilyoner ya hani.

Saçlarımı usulca okşarken artık etrafımda olup bitenin farkına varamayacak kadar derin bir uykuya daldım.

......                                                             ......

Gözlerimi açtığımda yatağın yanındaki abajurların cılız ışığında, tavana yansıyan gölgelerde göz gezdirdim. Gerçekliğin farkına varmam ve olanların bir rüya olmadığını anlamam birkaç dakikamı aldıktan sonra hızlıca yerimden kalkıp etrafa baktım. Odanın çoğu kısmı karanlıktı. Görünen çok az yer vardı.

Bir noktada irkilerek "Ananı sikiyim!"diye küfürlü bir çığlık attım.

Loş ışığın vurduğu bir duvar komple tablo niyetine kullanılmış gibiydi. Bulutlar, melek kanatlı minik bebekler, hemen altında da alevler içinde ki zebaniler. Cennet ve cehennem tasvir edilmiş gibiydi. Gibi değil hatta öyleydi.

"Bu resmi yapanı sikiyim. Bu ne lan! İnsan şöyle deniz, kumsal falan yapar. Hiç olmazsa ayaklarımı suya sokma hayali kurardım. Tövbe yarabbim."

Gülme sesi gelince odada yalnız olmadığımı fark ettim. Etrafıma baktığımda odanın kapısının eşiğinde duvara dayanmış olan yabancı birini gördüm.

HEDEF : SUGAR DADDY [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin