(0.6) ÜÇ EKLER PASTA İLE VURDULAR

9.8K 618 150
                                    


Selam.

Oy ve yorum yapmayı unutmayın.

[[[✒️__]]]

"Afşar git fırından yedi ekmek al da gel."

Son ana kadar beklemişler gibi, tam yemekler hazırken ekmek aldırmak için neden hep ailenin en ufağı gitmek zorundadır? Bununla ilgili evrensel bozulmaz bir kanun mu vardır? Sorarım size!

"Neden ben? Ayrıca neden Yavuz abimi aramıyorsunuz? Mahallede bakkal işletiyor."

Sanki bu anı bekliyormuş gibi babam bir anda oturduğu koltuktan bağırdı.

"Yavuz bakkalı kapadı! Polat'la vakit geçirecek! Sorgulama da bir işe yara zekasız, işe yaramaz evlat!"

Her zaman ki gömmeleri. Gözlerimi devirirken anam avucuma para sıkıştırdı. "Uzatma Afşar."

Bir de dilenciye verir gibi vermişti amına koyayım. "Allah razı olsun teyze. Allah ne muradın varsa versin."

Babam oradan yine lafa atladı. "Senin de Allah belanı versin zevzek!"

"Benimle birlikte senin belanı zaten vermiş baba."

Babamın sinirle ayaklanması benim artık depar atarak evden kaçmam gerektiği anlamına geliyordu.

Merdivenden koşarak inerken Giray abime çarptım. Neyse ki hızlıca bedenimi yakaladı da aşağıya kadar yuvarlanmadım.

"Abim benim. Ne güzel de tuttun?"

"Bir de komşu kızı olsan ne iyi olurdu be Afşar."

Kahkaha atarak ondan ayrıldım. Elinde yine büyük bir kutu görünce yalandım. "Bu sefer pastaneden ne getirdin be abim?"

"Ekler yavrum. Hadi oyalanma da koş git ekmek al."

"Hemen uçuyorum abim."

Ekler dayanamadığım birkaç şeyden biriydi. Çok severdim. Hatta bayılırdım.

Fırına kadar hızlı bir koşu düzenledim. Fidan ablam keşke bugün nişanlısı Vedat abi ile yiyip gelse. Şimdi o da ekler manyağı olduğu için resmen bir savaş çıkacaktı. Bizim ailede nasıl bir yiyecek getirilse âdeta ortam Survivor adasına döner, kimin yiyip kimin götüne baka baka gideceğini belirlerdi.

Ekmek dolu poşeti kaptığım gibi eve geri koştum. Apartmana girdiğimde basamakları ikişer üçer çıkarken Dünya'nın yarı nüfusunu yemiş olan Safiye teyzeye denk gelmek berbat bir zamanlama oldu. "Teyzem gözünü seveyim çek şu kaportayı. En azından dörtlüleri yak geri gelirken bir gün çarpacağım."

"A-aaaa... Densize bak. Nasıl konuşuyor? Terbiyesiz seni!"

Duvara sürtünerek geçtiğim gibi durmadım. Hiç dırdır dinleyecek zamanım yoktu.

Zili siker gibi parmağımla basıp dururken anam kapıyı açtı. "Afşar yeter. Uzatma."

Ananın amı yahu!

Kurtlar vadisi toplantısı gibi görünen büyük masada yerimi alırken Fidan ablamın çoktan gelmiş olduğunu gördüm. Acun abi Survivor programını başlatabilirdi artık.

Giray abim olabileceklerin farkındaydı ve sırıtarak yemeğini yiyordu. Bazen sırf işin eğlencesine bu tarz yiyecekler getirdiğini düşünüyordum.

Yemekleri yerken hiç bir sorun çıkmadı ama ekler tabaklarda dağıtıldığında hiçte adaletli dağıtılmamıştı. Tabağımda üç tane ufak ekler vardı. Üç nedir ya? Diğer tabaklara baktığımda onlarda özellikle de Fidan ablamın tabağında bolca gördüm. Bu evde cidden beni seven biri yok muydu?

Canım buna o kadar sıkılmıştı ki o üç tanecik ekleri bile yemeden masadan kalktım ve odama gittim.

Kendimi yatağa atarken aklıma Nico geldi. En son konuşmamızda yer alan fotoğrafı açtım ve resmi büyütüp gözlerimi her bir noktasında gezdirdim. İnanılmaz yakışıklıydı.

"Oğlum Afşar, bu adama halleniyorsun. Bir de herifi kendine aşık edersen bu kıytırık hayattan da kurtulmuş olacaksın. O zaman dünyanın ekleri senin olacak. Sıkma tatlı canını."

Kendimi iyi hissetmek için fotoğrafa bakıp bunu sesli söylemek kesinlikle çok iyi moral olmuştu.

[[[✒️...]]]

Hikaye hakkında düşüncelerinizi belirtin lütfen.

kıytırık : değersiz,bayağı,basit

hallenmek : birşeye karşı istek duymak

HEDEF : SUGAR DADDY [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin