HEDEF : SUGAR DADDY [GAY]

(6.0) BEKARLIĞA VEDA

Selam herkese.

[[[✒️__]]]

Fidan ablamın düğünü bu haftasonu yapılacaktı. O beklediğimiz iki hafta tuhaf ve seks kokulu günlerle geçip gitmişti. Biraz ailemin, biraz başımıza musallat olan Zafer abimin, biraz da Yaman abimden Gül ablayı Yavuz abime isteme olaylarına girmemiz sağolsun zamanda yolculuk yapmış gibi hissettirmişti. Sanki biri beni alıp bugünlere fırlatmış gibi.

Ablamın üzerindeki o tatlı heyecan ve büyük mutluluk görülmeye değerdi. Kına gecesine her ne kadar katılmayı arzu etsemde anamgil izin vermedi. Neymiş erkekmişim.

İyi de bende ellerime kına yakılsın, yüksek yüksek tepelere şarkısı söylenip beni ağlatsınlar istiyordum.

Neyse konumuzdan saptık.

Kına gecesine katılamayabilirim ama bekarlığa veda gecesine giriş biletim vardı. Valla onlarda sen erkek değilsin derse pantolonu çıkarıp malzemeyi gösteri verecektim.

Hem ablam ve Gül ablam için casusluk yapmam gerekiyordu. Bakalım Vedat enişte ve Yavuz abim uslu duracak mıydı?

Bir de Nico'yu gözümün önünde tutsam iyi olacaktı tabi. Arkamı dönmeye gelmez. Türk kızları hemen bu İtalyan çıtırı kapmaya bakar. Gerçi erkeklere de dikkat etsem daha da iyi olacak. Adam iki türü de etkisi altına alıyor.

Bu arada veda gecesini tertipleyen benim sevgilim Nico'ydu. Ve ben biliyordum ki o her zaman en iyisini ayarlardı. Ama bir yandan da korkuyordum. Ecnebi ya. Adam dansözün ilerisini düşünebilirdi. Stripriz kulübü gibi.

Dışarıda korumaların mevcut olduğu bir bara kalabalık erkek topluluğu halinde girerken mekanın aşırı büyük, havalı ve lüks olduğunu düşünmeden edemedim. Bu gibi bir yer bizim mahallelerin gençlerine uygun mu onu da pek bilemedim.

İçeriye girdiğimizde yanıp sönen ışıklar karanlığı aydınlatıyordu. Ortalıkta müşteriye dair hiç bir görüntü yoktu. Sadece bar tezgahının arkasındaki barmenler ve bizi bekleyen erkekli kadınlı birçok garson vardı.

"Nico! Nico!"

Aşırı sesli müziğin içinde ona bağırarak etkileşime girmeye çalışıyordum. Neyse ki beni duydu da başını hafifçe eğip kulağını bana verdi.

"Nico! Mekanı sen mi kapattırdın?!"

"Evet bebeğim!"

"Güzel! O zaman söyle kulaklarımız sağır olmadan müziğin sesini biraz kıssınlar! Yoksa kimse birbirleriyle iletişime geçemeyecek!"

Diğer tarafımda duran Zafer abim beni duymuş olacak ki bir kahkaha attı. Gözlerimi devirerek Nico'yla birlikte özel locaya yürüdüm. Benim aile üyeleri, damat adayı ve iki tarafın yakın dostlarıda bizimle geldi. Diğer mahallenin genç üyeleriyse koca alanın ortalarındaki masaların etrafında bulunan oturma yerlerine yerleşti.

Nico'nun bir parmak hareketiyle gelen garson onun söylediği bir cümleyle başını sallayıp hızlıca gitti ve kısa süre sonra müziğin sesi daha uygun bir ayara getirildi.

"Oh be! Cıstak cıstak kulağım sağır oldu resmen! Nicolò birader, anlıyorum güzel mekan tutmuşsun ama müziğin ses ayarı kaçmıştı."