(6.5) BARIŞMA SONRASI BÜYÜK SÜRPRİZ

4.5K 313 23
                                    


Selam herkese.

Bölümün başında birazcık
🔞 🚨 müstehcen kısımlar vardır. Okurken lütfen dikkatli olunuz.

[[[✒️__]]]

Gözlerimden yaşlar ve aynı zamanda götümden de Nico'nun döllerini akıtır vaziyette yerimden kıpırdamadan ölü gibi yatıyordum. Dün bana hiç acımamış ağlatma ve deliğimi genişletme konusunda sözünü çok güzel tutmuştu.

Issız dağ evinde yaptığımız bir çok pozisyonda inlemiş, çığlık atmış, hatta bedenimi altından kurtarmak için omzuna vurmuş, dişlemiştim. Ama nafile. Bu savaşı kayıplar vererek kaybetmiştim. Belden aşağım yok artık.

"Nico... Nico... Bana hiç acımadın Nico... Ayarsız libidonu si-"

"Bence o cümleni tamamlamasan iyi olur Afşar... En azından götünün ve ağzının iyiliği için... İkisini de sikerek yırtmak istemem..."

Yatakta oturmuş vaziyette benim bedenimi izleyerek kendini çekiyordu. Şaka gibi. Bana acımıştı güya. Daha fazla acıyan yerlerimi sikmek istememişti sağolsun (!)

Gözlerimi dinç duran yılana çevirdim. Islaklık nedeniyle parlıyordu, ağzıma götüme sayısız kere girip çıktığı için kıpkırmızıydı ve Nico'nun avucu içinde defalarca sıvazlanarak acı veren doluluğundan tekrardan kurtulmak istiyordu. Herşeyi geçtim de Nico kendini tatmin ederken de çok seksi bir şey oluyormuş.

Six-packleri kasılmaktan daha belirgin hâle gelirken kurumuş ve öpüşmekten yara olmuş olan dudaklarımı yaladım. Onu izledikçe benim libidom da yükseliyordu. Ama vücudum iflas bayrağını çektiği için kılımı kıpırdatmıyordum.

"Ahh..." Boğuk inleyişiyle fıskiye gibi yukarıya doğru fışkırtarak sonunda gelmeye başladı. Kalçaları öne doğru hafifçe oynarken tüm kasları gerginlikten kasılmıştı. Tapılası bir görüntüydü.

Son bir kez sertliğini okşayıp elini baş kısmına getirerek hafifçe sıktı ve bıraktı. Sevdiğim, şuncacık çekme olayıyla bile nefes nefese kalmıştı. Yorgunluğunu belki de yeni fark ediyordu.

"Babacığım... Sana sarılıp uyumak istiyorum."

Nico kapalı olan gözlerini açıp bana bakarak gülümsedi. "Önce yıkanalım bebeğim. Yoksa içine doldurduğum tüm döllerim ağrıya neden olur."

"Tamam ama sen yıkarsın beni. Bende hâl falan kalmadı çünkü."

Bunu söylememle birlikte Nico ayağa kalkıp beni de kucağına aldı. Kalçam o kadar çok ağrıyordu ki küçücük hareketle beni inletti.

"Banyodan sonra deliğini kontrol etsem iyi olacak."

Cidden mi? Bu şimdi mi aklına geldi? Sikerken de düşünseydin ya!

Kaşlarımı çatarak somurttum. Nico ise benim zaafımı bildiği için banyoya gidene kadar yanağımdan, dudağımdan ve boynumdan öperek sinirimi geçirdi.

Hiç üşenmeden beni dikkatlice duşun altında yıkadı. Deliğimi yıkarken biraz uğraştırdım onu. Şişmiş ve hassaslaşmış bazı noktalar yüzünden parmakları temizlemek için içime girdiğinde canım yanmış, karşılığını onun omzuna sertçe vurarak vermiştim. O yine de verdiğim tepkilere bile gülüyordu.

Banyo vakti bitince havluya sarınmış hâlde kendimi cam kenarındaki koltukta buldum. Nico üzerine giymiş olduğu temiz iç çamaşırıyla bana güzel bir görüntü sağlayarak yatağın çarşafını değiştiriyordu.

Eli iş tutan erkeğim gözüme o kadar etkileyici göründü ki dudaklarımdan beğeni dolu bir ıslık sesi çıkardım. Bana dönüp gülümseyerek baktı. Gözlerinde yine sevgiyi ve mutluluğu görmek herşeye değerdi.

"Seni çok seviyorum Nico." Nedense bir anda duygusala bağlamıştım. Gözlerim dolu dolu olmuştu. Kollarımı ona doğru uzattım.

Hızla yanıma gelip beni kucağına alarak koltuğa oturdu. Bense onun boynuna sıkıca sarılmış, burnumu gömdüğüm teninden kokusunu doya doya içime çekiyordum. "Çok ama çok seviyorum..."

Sıcak elini saçlarımda hissedince daha fazla yaşlarımı tutamadım. Hem ağlıyor, hem de sürekli sevdiğimi mırıldanıp duruyordum.

"Şşş... Bebeğim... Üzülme artık. Seni bırakıp bir yere gitmiyorum. Beni sevdiğine inanıyorum."

"Peki sende beni seviyor musun?"

"Benim numaramı yanlışlıkla yazdın. O kedili mesajı bana yanlışlıkla attın ve hayatıma tam manasıyla bir anda daldın. İyi ki bu yanlışı yaptın benim güzel bebeğim. Hayatıma sıcaklık getirdiğin için sana teşekkür ederim. Seni çok seviyorum."

Kucağında benimle birlikte ayağa kalkıp yatağa yaklaşarak yavaşça beni oturttu. "Aramızda bu gergin durum olmasaydı ablanın düğününden sonra yapmak istediğim bir şey vardı. Biliyorum ki bu atmosferden daha iyisini şu anda hazırlayamam."

Ben ne olduğunu merak ederken o yerde duran ceketinin iç cebinden kırmızı küçük kadife bir kutu çıkardı. Onu soyarken nasıl fark etmemiştim?

Aklımdan tek bir ihtimal geçerken hayretle dudaklarım aralandı.

Önümde diz çökerek kutuyu açtığında karşı karşıya kaldığım pahalı yüzükle nutkum tutuldu.

"Benimle evlenip yürüyeceğim bu yolda her zaman elimi tutar mısın bebeğim?"

"Evr."

"Anlamadım."

"Eğt."

"Bebeğim iyi misin?"

Dilimin tutulacağı zamandı şimdi!

"EVVET LAN EVET BE!"

Bir anda bağırınca Nico'nun gözleri büyüdü. Pek üslubuyla cevap verememiştim sanırım.

Nico gülerek kutudan yüzüğü çıkarıp sol elimin yüzük parmağına taktı. Sonrasında elimin üzerine bir öpücük kondurup gözlerimin içine baktı. "Evleneceğimiz zaman bu parmağında, içinde adımın yazılı olduğu alyans olacak bebeğim. Kabul ederek beni dünyanın en mutlu insanı yaptın."

Biliyorum ki bundan sonra bizi artık tek ayıracak şey ölüm olurdu.

[[[✒️...]]]

Beklenen teklif geldi.

HEDEF : SUGAR DADDY [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin