Selam.[[[✒️__]]]
Erol abi sabah erkenden beni hastaneye götürürken hâlâ endişeli hissediyordum. Nico'yu görene kadar da bu endişem geçmeyecekti.
Bütün gece uyumadığım, yemek yemediğim ve bolca ağladığım için bedbaht bir hâlde görünüyordum. Zaten öyle de hissediyordum. Bu halimi gizlemeyi çok istesem de pek başarılı olabilecek makyaj malzemelerine sahip değildim. Elimde hâli hazırda olan kapatıcı dışında bir şey yoktu. Bende ondan bolca göz altıma sürmüştüm ama göz kapaklarımda ki şişlikler için bir şey yapamamıştım.
"Geldik efendim."
Başımı kaldırıp kapımı açmış olan Erol abiye bakarak daldığım andan çıktım.
Sessizce Erol abiyi izlerken ayaklarım kendinden ilerliyordu. Ruh gibiydim.
En üst katlarda bulunan özel odaya yaklaştığımızda koridorda bir sürü koruma gördüm. Sanırım bu katı komple kapamışlardı.
Kapının hemen önünde bekleyen Adnan abi bize baktı ve sonrasında kapıyı yavaşça açıp geçmeme izin verdi.
Ben içeriye girerken onlar benim peşimden gelmeden kapıyı ardımdan kapamıştı.
Gözlerim ilk yatağa ve üzerinde yatan Nico'ya çevrildi. Göğsü sarılı bir şekilde kolunda serumla uyuyordu.
Sonrasında bakışlarım camın önündeki kanepeye ilişti. Zafer abi ceketsiz, gömleğinin yakası ve kollarındaki düğmeler açılmış, kravatı gevşetilmiş dağınık bir durumdaydı. Gözlerinin altında oluşmuş morluktan onunda uyumamış olduğunu anladım.
"Afşar, abim iyi. Yaman'dan alınan kan sayesinde kurtuldu. Yaman da iyi. Merak etme diye söylüyorum. Sen geldiğine göre şimdi benim gitmem gerek. Abimin burada kurduğu şirketle ilgilenmeliyim. Yarası iyileşene kadar işle uğraşamaz."
Başımı sallayarak onayladım.
Ayağa kalkarken ceketini aldı ve yanıma geldi. Saçlarımı okşarken "Daha fazla üzülme. Abim senin üzülmene dayanamıyor biliyorsun. Ayrıca Adnan'a söyleyim de sana yemek alsın. Yemezsen abim kızar."dedi.
Karşı çıkmadım. Ne Nico'yu kızdıracak ne de üzecek bir şey yapmak istemiyordum.
"Bu arada bunu al. Abimi ameliyathaneye sokarken hemşire verdi." Avucunda uzattığı şey Nico'nun parmağında olması gereken alyans yüzüktü. Sessizce yüzüğü avucuma alıp cebime koydum.
Zafer abi odadan çıkıp gittikten sonra yatağın yanına yaklaşıp yavaşça oturdum. Nico'nun elini ellerim arasına alıp öpücük kondurdum. Onu kaybetme korkusu bana en büyük acıyı yaşatmıştı. Bir daha bu hisle savaşamazdım.
"Kocam... Sevgilim... Herşeyim... Ben sensiz yaşayamam. Lütfen bir daha vurulma."
Ellerim arasındaki eli hareket etti ve parmakları kıvrılarak elimle bütünleşti.
"Bebeğim..."
Gözlerimi onun açılmış olan gözlerine diktim. Ve o anda kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Hâlbuki böyle yaparak Nico'yu üzecektim. Bu yüzden onunla konuşurken ağlamayacağımı kendime hatırlatıp durmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEDEF : SUGAR DADDY [GAY]
General Fiction18 yaşında yakışıklı bir genç adam olarak bende kendi yoluma bakıyordum. Yolum ne miydi? Özel bir internet sitesinden sugar daddy aramak elbette. Kusura bakmayın ama ekmek elden su gölden diyerek yaşayan bir karaktere sahiptim. Bende yalan yok. Doğr...