Selam.[[[✒️__]]]
Nico'nun özel jeti Türkiye'ye iniş yaptığında heyecandan yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum. Kendi memleketime gelirken bu duyguyu yaşayacağımı hiç düşünmemiştim ama sanırım ben gurbet adamı değildim. Polat abi gibi Anadolu çocuğuydum. {Şu zaman ki berbat hâle gelmiş ülkemizden bahsetmiyor Afşar. Hikayede bozulmamış, bütün kalmış ve eski Adalet sistemine sahip bir ülkeden bahsediyor. Öyle olsa kim özlemez ki?}
"Bebeğim... Biraz sakin olmalısın."
Sevgilim bunu bana söylerken hâlime gülüyordu. Aklıma takılan bir soru vardı ve bunu sormaktan çekinmedim.
Uçağın merdivenlerinden inerken sıkıca onun koluna girip asıldım. Güçlü olduğu için vücudunda hiç bir denge kaybı olmamıştı. "Babacık, sana bir şey sormak istiyorum."
Nico boyunun verdiği avantajla yukarıdan bana bir bakış attı. "Sor bakalım."
Özel jetin biraz uzağında bekleyen korumalarla dolu araç konvoyunun arasındaki lüks araca yaklaşırken {Daha önceki bölümlerden birinde resmini koymuştum. O araç.} şoför kapımızı açtı. Bavullarımız çoktan korumalar tarafından uçaktan alınmış araçların bagajlarına yerleştirilmişti.
Araca binip yakınından uzaklaşmadan çenemi koluna dayayıp ona baktım. "Benimle tanışmadan önce de bu kadar gülümser miydin?"
Nico işaret parmağının tersini yanağıma sürterken sevgi dolu gözlerle bana baktı. "Hayır bebeğim. Hayatıma neşe getiren sensin."
Bu sözleri duymak nedense bir taraflarımı kaldırmıştı. Yüzümde hin bir gülüşle ona baktım. Aşık olan tek taraf belli ki ben değilmişim. Çıra gibi yakmışım ya adamı. Aferin Afşar paşa.
"Nico..."
"Hımm..."
Kolundan hafif aşağıya çekiştirdim. Kulağına söylemek istediğim bir şey olduğunu anlayıp hemen hafifçe bana doğru eğildi.
Dudaklarım kulak memesine dokunacak şekilde yaklaşıp önce sıcak soluğumu verdim. Onu birazcık etkileme çabasındaydım. "Amım olsa senin şu sözlerin bile ıslanmama neden olmuştu. Şu anda 'sik beni' dememek için kendimi zor tutuyorum."
Nico başını benden uzaklaştırıp yüzüme baktı. Gözlerinin kahvesi koyulaşmış siyaha çalmıştı. Sık alıp verdiği nefes sesleriyle birlikte boğayı kızdırmayı ya da azdırmayı başardığımı anlamıştım.
"Bebeğim çok yaramaz bir şey. Uslanmadan babacığını tahrik ediyor."
Elimi onun kemerine atıp fazla aşağıya inmeden o kısımları okşadım. "Babacık kabul etsin. Bebeğinin yaramaz, uslanmaz ve cüretkâr tavırlarını seviyor."
Burnunun ucunu burnuma sürtüp sıcak nefesini dudaklarıma doğru verdi. Uçakta içtiği bir kadeh kırmızı şarabın çekici kokusu Nico'nun parfüm kokusuyla birlikte burnuma çalınınca içime çekmeden duramadım.
Sevişme yolundaki basamaklara adım adım ilerlerken ikimizde nerede olduğumuzu unutmuş gibiydik. İç güdüsel şekilde hareket ediyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEDEF : SUGAR DADDY [GAY]
General Fiction18 yaşında yakışıklı bir genç adam olarak bende kendi yoluma bakıyordum. Yolum ne miydi? Özel bir internet sitesinden sugar daddy aramak elbette. Kusura bakmayın ama ekmek elden su gölden diyerek yaşayan bir karaktere sahiptim. Bende yalan yok. Doğr...