12.Bölüm

7.1K 249 10
                                    

Multimedia'da Yüsra var.

Enkaz.

Tam anlamıyla bütün benliğim ile yaşamaya çalıştıkça,yaşadığım bu düşüşlerde toparlanmakta zorlanıyordum. Hayat;yine beni bir oyun içerisine çekmiş,hiç bilmediğim kuralları,tahmin edemeyeceğim insanları dahil ederek can yakıcı eğlencesine devam ediyordu.

Omuzlarıma çöken o yükün eşsiz ağırlığı,bedenime ağır geliyor;artık tutunabileceğim bir dala dahi ihtiyaç duymuyordum. Bütün çaresizliği ile yenilgiyi kabul eden bu kız,hayallerini süsleyen o masum babasını artık tanıyamıyordu. O tertemiz ellerini bulaştırmış olduğu kir,ne görünüyordu,nede kendini gizliyordu.

Benim bileklerimden tutarak bataklığa çekilmeme neden olan adam,hayret edeceğim şekilde yıllardır yolunu gözlediğim babam,batıyor olmama rağmen görmemezlikten gelen kadın ise beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan,bütün güvenimi kazanan annemdi.

Nutkum tutulurken,damarlarımdan yukarı doğru çıkan yüksek dozda öfke hissini idrak edebilmiştim. Şaşkındım. Öfkeliydim. Afallamıştım. En çokta kırgındım. Annem on yıl boyunca benim neler yaşadığımı görmüş olmasına rağmen babam ile buluşuyor muydu? Benden saklamış mıydı?

Başımı bir kez daha olumsuz anlamda sallayarak "Hayır,yalan söylüyorsun."dedim. Annem bacaklarında dakikalardır ağlıyor olmama rağmen,ona her seferinde deli gibi babamı soruyor olmama rağmen duygularımı yok sayarak babam ile buluşuyor olamazdı. Ben onun yokluğunda açılan yaralarımı kapatmaya,unutmaya,hafifletmeye çalışırken başka bir odaya geçerek arkasından ağladığım adam ile telefonda konuşmuş olamazdı.

Beni en çok kandıran insanın annem ve babam olduğunu bilseydim belkide bu kadar kırılmazdım.

Acılarımı anneme anlatırken,bir dahaki gün annemin babam ile buluştuğunu bilseydim belkide bu kadar kırılmazdım.

Mert gibi bir yabancı bile beni kandırmıyorken,ailemden birilerinin beni deli gibi oynattığını bilseydim belkide bu kadar kırılmazdım.

Belkide bu kadar kırılmazdım ile bitecek o kadar cümlem vardı ki;satırlara dökmeye çalışmak saçma geliyordu.

Ama önemsemedim herşey gibi. Çünkü biliyordum,önemsediğim şeylerin hepsi bir gün beni buluyor kırık parçalarımı arsızca tekrar parçalıyordu.

"Önemli bir durum var abi."

Gözlerim içeri giren yetişkin bir adama kısaca kaydığında,sessizliğimi koruyarak yavaşça Mert'in yanına doğru yaklaştım. Mert Kalkan şu anda babamdan çok daha güvenli geliyordu karanlık meleğime. Annemden,babamdan çok daha inandırıcı,çok daha gerçekti gözümde.

"Söyle."

Babam sıkıntılı bir nefes bırakarak gözlerini içeri giren adama diktiğinde bakışlarım hala yerdeydi. Ne başımı,nede omzumu kaldıracak gücü buluyordum bu güçsüz bedenimde. Artık bütün gücü yok olmuş bir kız gibi ruhsuz bakışlarım,düşük omuzlarım ve darmadağın bir kalbim vardı.

"Yüsra hanımın daha önce tartışmış olduğu adam,bulunduğumuz bölgeye girmiş bulunmakta. Kızınızı almak için buraya geliyor."

FarklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin