3.Bölüm

12.1K 385 22
                                    




Ruhumun derinliklerinden gelen haykırış sesleri saniyeler geçtikçe,dişlerini bilinç altıma geçiriyor acı içinde gözlerimi kırpıştırıyordum. Umursamaz ve rahatlığına düşkün bir kıza bu kadar kasvetli bir ortamı laik görmeleri adaletsizlikti. Tenime değen cam kırıkları bileğimdeki izden çok daha kalıcı izler bırakıyordu.

"Ayağı kalk."

Gözlerini benden bir an olsun ayırmadı ve bana sessizce emir verdi. Sesi o kadar kısık ve anlaşılmaz çıkıyordu ki,olay çıkartmamak için direndiğinin farkındaydım. İrislerimi kısaca Havva'ya çevirdim ve dediklerini sorun çıkmaması için yaptım. Sandalyem sessizliğin gömüldüğü büyük kantinde haykırışlarla geri gitti ve titreyen bacaklarımla zar zor dengemi kurabildim.

"Ne oluyor?"

Havva kaşlarını çatarak Mert'e bakarken,başımı iki yana salladım ve birşey olmadığını onu inandırmak amaçlı omuz silktim.Mert hemen arkamda benimle birlikte ayağı kalkmış,uzun boyunu yanımda sergileyerek sessizce "Düş önüme."diyerek tıslamıştı.

Dişlerimi birbirine bastırdım ve bu konuşma tarzından memnun olmadığımı belirterek önden yürümeye başladım. Birkaç kişi telefonunu çıkartmış bizi çekiyor,kendilerine yapacak kanıtlı (!) dedikodu malzemesi depoluyorlardı. Neyseki okuldaki herkesin bizim düşman olduğumuzu zannettiklerini çok iyi biliyordum. Büyük ihtimal şu anda benim boynumu kesmek için çağırdığını zannediyorlardı. Çünkü öyle bir bakıyor ve konuşuyordu ki,bende ölüme yürüdüğümü bilmeme rağmen sessiz kalıyordum.

Bütün seslerin yok olduğu koridoru,ayak seslerimiz aydınlatırken stres parmak uçlarımdan yukarı doğru çıktıkça,kalbim hızlanıyordu. Hemen arkamda yürüyen bedenini düşünmek bile nefesimi kesen bir durumken,bu kadar öfkeli olması korkutucuydu. Kısık bir nefes verdim ve ortamı yumuşatmak adına "Belin nasıl oldu?"dedim. Bu sessizlik devam ederse,titreyen dizlerim artık dayanamayacak ve yere düşecektim.

"Merak mı ediyorsun?"diyerek mırıldandığında yüzüm ona değil,yürüdüğümüz koridora bakıyordu.Omuz silkerken yalan söylememek için "Hayır"dedim.Ciddi anlamda merak etmiyordum. Amacım sadece onunla konuşmak ve bu tepkisini anlamaktı.

Adımları durdu. Onun durduğunu hissederek bende durdum ve bedenimle beraber ona döndüm. Yangın merdivenlerinin hemen iç kapısında kimsenin bizi göremeyeceği ve konuştuklarımızı duyamayacağı bir yerdeydik. Onun gibi bir adamla bulunduğum yer faydalı mı,zararlı mı bilemiyordum.

Aramızdaki mesafeyi kapattığında ne yapmaya çalıştığına anlam veremiyordum. Öfkeli,aynı zamanda gözlerinde gördüğüm ışık sanki mutluluk belirtisi gibiydi. "Dün neden bilerek bıçaklandın?"dedim nerden geldiğini anlamadığım cesaretle. Bana bu kadar yakınken onunla rahatça konuşuyor olabilmem,bana göre şaşırtıcıydı.

"Bunuda nerden çıkardın?"dedi kaşlarını çatarak merakla. Onu meraklı görmek kaşlarımın havalanmasına neden olmuştu.

Omzumu silkerken "Sen izin vermediğin sürece bıçak bedenini sıyırıp geçmez."dedim bilmişçe. Bilmiş  denildiğinde nedense aklıma ilk yeni kız,Zeynep gelmişti.

Mert söylediklerimi umursamadı ve sıkıntılı bir nefes bıraktı. Ne söyleyeceğini bende merak ediyordum ama söylerken bu kadar zorlanması tuhafıma gidiyordu."Dün..."

FarklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin