Multimedya'da Alev var :)
"Sana bugün mesaj gelmedi mi okuldan?"
Kahvaltı sofrasından bir kaç zeytin alıp ağzıma tıkarken,yan gözle anneme baktım. Başını hayır anlamında sallamış tek kaşını kaldırarak "Gelmesi mi gerekiyordu?"demişti.
Derin bir soluk alırken başımı iki yana salladım ve "Toplantı gibi birşey olduğunu duydum kızlar konuşurken. Gelirsin diye tahmin etmiştim." dedim hiç birşey olmamış gibi. Benim güzel annem. Beni nasıl bir cehenneme gönderdiğinden,başıma neler geldiğinden habersizdi.
"Alev denen kız ile aranız nasıl? Serkan ile bugün konuştum ama hiçbir sorun olmadığını söyledi. Seni çok övüyor. Bütün okul senden bahsediyormuş."
Zoraki bir gülümseme gönderdim. Görkem onu iyi tehdit etmişe benziyordu."Evet başarılı olduğum için beni tebrik ediyorlar."
Annem çatalını yavaşça masaya bırakırken,tehdit saçan bakışlarını bana yönlendirerek ellerini çenesinin altında birleşti. Ağzımdaki lokmaları çiğnemeyi dehşet dolu bakışları sayesinde bırakırken,zorlukla yutkunarak birkaç kere öksürdüm. Gözlerim bana akım eden şüpheyi,yok saymaya çalıştıkça,ayak uçlarıma dolanan parmaklar beni bataklığa çekiyordu.
"Seni bu kadar fazla övmeleri beni rahatsız etti açıkcası."diyerek mırıldandı yavaşça. Parmaklarımı,zorlukla çay bardağına dolarken,kuruyan boğazımı ıslatmak adına küçük bir yudum aldım. Gözlerimi ondan kaçırıyorken "Müdürü tehdit mi ettin?" dedi gayet sakin bir tonla.
İrislerim onun gözlerine bakmamak için direniyor karanlık tarafımın ona bakmam için içten içe benimle savaştığını hissediyordum. Başımı iki yana sallarken "Hayır."dedim kuruca.
Gözlerim önüme aldığım tabağa odaklıyken,masaya sertçe vurdu ve bütün yemekleri titreterek şok içinde ona dönmeme neden oldu. Gözleri öfke ile seğirirken,göğüs kafesimin tedirgince sıkıştığını hissettim. İşte şimdi korkmalıydım. "Neden müdürün sana yapmış olduğu hareketlerden bana bahsetmiyorsun!?"
Zihnimde canlanan görüntüler bir bir canlanırken,dudaklarım şaşkınca aralandı. Kendimi toparlamak için öksürdüm ve "H-Hangi hareketler?"diyerek mırıldandım. Sesim fısıltı gibi çıkıyor,birşeyi patlak vermekten korkuyordum. O benim annemdi ve bütün gerçekçiliği ile onu elimde oynatamıyordum.
Gözlerinde öfkeyle birbirine çarpan şimşekler masamızın ortasına kasvet sisini yaymış,ikimizide ölüm sessizliğinde baş başa bırakmıştı. Neden bu kadar korkutucu olmak zorundaydı ki?
"Bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum."
Kaşlarım havalanırken sessizce "Peki."dedim. Melda Demirkan ile ciddi bir konuşma yapmak,cehennem azabı çekerken yanıp yanıp tekrar dirilmek gibi birşeydi.
Yavaşça ayaklandı ve sofrayı öylece bırakarak çantasını koluna taktı. Omzunun arkasından bana bakarken "Dikkatli ol."demiş,ardından evden çıkıp gitmişti.
Arkasından tuhaf bakışlar yollarken,okulda birkaç şey yaşadığımı tahmin ettiğini anlayabiliyordum. Bu tepkisi ise,benim yanında olduğumun belirtisiydi. Panik bir annem olmadığı için mutlu bir hayatım vardı. Bunun için ona minnettardım.