Multimedia'da Betül ve Bora var.Bölümü beğenicekmisiniz bilmiyorum ama sanırım aralarda bir yerde bazı hainler ortaya çıkıyor.Bu bölümde çoğu şeylerin ortaya çıkmasını istedim çünkü yavaş yavaş sonlara geliyoruz gibi hissediyorum :(
Gecenin onikisinde aynı karanlık ve tinercilerin pis kokularını etrafa sardığı binaların arasından yavaş ve tedirgin adımlarla ilerdim.İlkbahar aylarında olmamıza rağmen tenimin ürpermesini sağlayacak kadar korkutucu,havanın sıcak olmasına rağmen soğuğu hissettiren türdendi.Oturduğum mahallenin en bilindik özelliklerinden biri akşam ezanın duyulduğu o saatten sonra kimsenin dışarı çıkmaması hatta çoğu dükkanların kapatılmasından ibaretti.Burada geçirdiğim geceleri unutmuş sayılmazdım,tüm o duyduğum inlemeleri yada çığlıkların arasından geçerken 7 yaşında küçük bir çocukken,şimdi büyümüştüm.O zaman ki korkum hala içinde kendini koruyordu.
Ara sokaklardan birine sapan Havva'nın adımlarını yavaş yavaş takip ederken içimde oluşan büyük bir sıkıntı vardı.Onunda bir şeyleri takip ettiğinin farkındayım-ki şuan onu takip eden kişi ben oluyordum.Ara sokaklardan gelen gençlerin kıkırtıları şu durumda umursayacağım son şeydi.Pencerenin kenarındayken Havva'nın hızla kapıdan çıktığını görmüş ve merakıma yenik düşerek onu takip etmiştim.Şimdi ise neredeyse yirmi dakikadır yürüyorduk.
Başımı girdiği sokağa uzatırken bedenimi duvarın arkasında gizliyordum.Havva'nın sırtı bana dönükken önündeki kişinin gölgesinden başka bir şey görmüyordum.Kaşlarım çatılırken konuştuklarına odaklanmaya çalıştım.
"Sana anlayış göstermemi mi bekliyorsun!Sen Onur'un tarafına geçtin!"
Havva'nın gür sesi göğüs kafesimin sıkışmasına neden olurken sertçe yutkundum.
"Onur kötü biri değil,sadece yanlış düşünceleri var"
Kulaklarıma değen ses yankıları kaşlarımın havalanmasına neden olmuştu.Zeyneb'in ince sesi masum bir o kadar da tedirgindi.Aklımdan onlarca belkide yüzlerce sorular geçerken gözlerimi kıstım.Ne haltlar çeviriyorlardı bunlar?
"Onur Mert'i o pisliğe bulaştırdı.Mert'in neler yaşadığı hakkında bir fikrin var mı?Yüsra'ya zarar bile verebilirdi!Zeynep,senin bana o iti savunman burada boğazını sıkma isteği ile dolmama neden oluyor!"diyerek kükrerken kafam iyice karışmıştı.Bana kim zarar verecekti ki?Seslerini net olarak işitmesemde söylediklerini algılayabiliyordum.Mert'in bana zarar verme düşüncesi kesinlikle gülünecek bir şeydi.Onur'un Mert'e zarar verdiği gerçeği ise burnuma ölüm kokularını almama neden alıyordu.Belki duyduklarıma pişman olacaktım ama hiç bir zaman gerçeği öğrenmekten kaçınan biri olmadığım için biraz daha onlara yaklaştım.Bakışlarımı onlardan çekerek sırtımı soğuk duvara yasladım.
"Belki eskiden büyük hatalar yapmış olabilir ama bunları telafide edebilir.Onlara yaşattıklarını geri alamayız belki ama sonuçta pişman oldu.Neden beni anlamıyorsunuz!"diyerek sesini yükselten taraf bu sefer Zeynep olmuştu.O her zaman aramızda sessiz kalan kişiydi.Belkide daha önce çığlığı hariç bağırışını hiç duymamıştım.İlk defa ciddi anlamda sinirleniyor,bağırıyordu.İkisinin arasında geçen diyolog tamamen bildiklerime aykırıydı ve duyduklarım afallamamı sağlıyordu.Birşeyler döndüğü apaçık ortada olsada kimin haklı olup olmadığını ayırt edemiyordum.Çünkü Havva haksız olsada,haklı olsada hiç bir zaman kendini ezdirmeyen taraf olurdu.
"İnsanları yargılamanızdan bıktım,bazı insanlara artık güvenmelisiniz.O iyi biri olmaya çalışıyor.Artık gözlerini aç Havva!Etrafında Yüsra'dan daha iyi insanlarda olabiliyor.Rıdvan'dan daha iyi insanlar olabiliyor."